Bu açılım hikayesi benim içime sinmiyor. Gelişen olaylar yüreğimi dağlıyor. Bir açılım hikayesi tutturmuş gidiyoruz.

Gelinen noktayı rüyamda görsem, ancak rüyalarda görülür zaten derdim. PKK militanlarının bayramı haline geldi. Adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya sınırlarımızdan girip, amaçlarını bir bir yerine getiriyorlar ve ne acı ki kulaklarımızı sağır edercesine naralar atıyorlar. Sanki bayram ediyorlar.

Ya bizim şehitlerimizin bayramı, ya bizim şehit analarımızın bayramı. Şehit analarının, şehit babalarının yürek sızılarını öylesine içinde hissediyorum ki,  kahrolmamak içten değil.

Ama diyorum ki, benim anlamadığım bir şeyler olmalı. Bu devletin , Hükümeti var, Cumhurbaşkanı var, Başbakanı var, Muhalefeleti var, Askeri  var, Sivil toplum örgütleri var. Velhasıl kelam var oğlu var. Diyorum ki bir bildikleri olmalı. Yoksa gelişen bu olaylara izin vermezlerdi.  Demek ki vatandaş olarak bizim aklımızın ermediği şeyler var.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu açılım hikayesinin özünü bilmek istiyorum. Nedir bu açılım?

Askerimize silah çeken, ekmeğimize kan doğrayanla, el sıkışmak mı? Hak hukuk deyip,  devletin bütün imkanlarından faydalanıp, ardında ne verdiniz diye hesap soranlara hesap vermek mi?

Silahla, kavgayla bir yere varılamayacağını her aklı başında insan bilir. Dünya kardeşliği, başımızın üstüne.  Ancak kardeşlik naraları atanların samimiyeti çok önemli. Ben askerimin önünde ceketimi  iliklerim. Çünkü o asker ki bu vatanın bekçisi, bizlerin bu topraklar üzerindeki koruyucu melekleri, Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğü ve bölünmezliğinin kilididir.

Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak vazgeçilmez , hassas değerlerimizdir. Bu değerler ilelebet korunmalı ve muhafaza edilmelidir.

Bu topraklar üzerinde, dili, dini, mezhebi ne olursa olsun Türk kimliği altında kardeşce yaşamalıyız. Ancak Askere silah sıkan, masum insanları katleden hainler hak ettikleri cezalarını çekmelidirler.

Hepimiz için hayırlısı olsun.