Tarih 03.11.2002.

Bu tarih sıradan bir tarih değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ayağa kalktığı, hasta adam muamelesinden kurtulduğu, vatandaşlarımız için ise gerek sosyal olarak  ve gerekse ekonomik olarak çöküşden kurtulduğu tarihtir.

Ak Parti ile birlikte sağlıktan, ulaşıma, teknolojiye kadar birçok iyileştirme yapılmıştır. Öncesinde küçük bir kıvılcımdan etkilenen bir ekonomi, hortumlanan bankalar, gecelik faizlerin yüzde 9000’lere kadar çıktığı, enflasyonun yüzde 120’lere çıktığı bir ülke vardı.

Hastanelerde bile ayrım yapılır Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı bir işçi iseniz Sigorta hastanelerinde, Memur veya Bağkur’lu iseniz Devlet Hastanelerinde tedavi görmek zorundaydınız. Yani insanların sağlığı arasında bile çifte standart vardı. Sigortalı olup da hasta iseniz sabah ezanından sonra hastaneye gidip sıraya girmeniz gerekirdi. Tabi ki bu sadece başlangıç. Sonra yaklaşık 7  veya 8 saat sonra sıra gelir sonra muayene olabilirdiniz. ilaçlarınızı da sadece sigorta hastane eczanesinden alabilirdiniz.  Oradaki ilaçlar var ise oradan, yoksa eczaneden gidip ücretli bir şekilde alabilirdiniz. Ayrıca bunların olabilmesi için A5 kağıt boyutlarında defter şeklinde fotoğraflı bir sağlık karnenizin olması şarttı. Bu sağlık karnesi yoksa zaten bu dediklerimin hiç birini yapamazdınız.

Ayrıca bankalardan dilediğiniz gibi kredi çekmeniz de mümkün değildi. Sadece belirli ücret alan devlet memurlarına ya da temiz bir sicili olan iş adamlarına ya da torpilli kişilere kredi verirlerdi. Herkesin cebinde cep telefonu ve kredi kartı yoktu. Eğer batmış bir iş adamı iseniz tefecilik diye bilinen gayri resmi bir yol vardı. Siz o kişilerden belli bir miktar alır ve her ay normal banka kredi faizinin iki katı oranında faiz öderdiniz. Ayrıca ne kadar gayrimenkulünüz ve aracınız varsa hepsi de ipotek olarak verirdiniz. Zaten siz bu yola başvurdaysanız geri döşünü olmaz bir şekilde battığınızın işareti olurdu. Hem girmiş olduğunuz bu kabul edilmez yolun vermiş olduğu stres, hem de insanlar arasında yapılan dedikodunuz sizi zaten ipe götürmeye yeterdi.

Bunlar kişisel zorluklar dı bir de bu ülkenin kendi sancıları vardı. Ekonomi, enflasyon gibi. Bir gece de bu ülkede 43 tane banka batırıldı. Bir gecelik faiz yüz de 9000’lere çıktı. Yani bankaya bugün 1 TL yatırıyorsunuz ertesi gün yani 24 saat geçmeden 25 TL paranız oluyordu.

İnternet sadece PTT kanalı ve 145 çevirmeli internetten kullanırdınız. Bilenler bilir. Yani bir arama motorunu açmanız için 5 dk. Beklemeniz gerekirdi. Tabi ki bunları bilmeyen şuan ki gençler Türkiye’nin daha önceden de bu teknolojilerin olduğunu düşünüyor. İnanın Türkiye’nin şuan teknolojik olarak geldiği noktayı 20 sene önce söyleselerdi kimse inanmazdı.

Evet şuan için ekonomik olarak sıkıntılar var bunu da inkar etmemek gerekir. Ancak şuan ki ki konumumuz 2002 Türkiyesinin % 10 u bile değildir. 2002 Türkiyesini 2-3 yılda düzlüğe çıkaran bu hükümet bu krizi de en kısa zamanda aşacağına olan inancım tamdır. Ben ülkemden ve hükümetten ümidimi hiçbir zaman kesmedim ve kesmeyeceğim.

Bu anlattıklarım masal değil, bir zamanlar bu ülkede yaşayanların gerçekleri arkadaşlar.