Bütün devletler dünyayı etkisi altına alan, hatta kasıp kavuran bir hastalıkla Aralık 2019 ayından bu güne kadar uğraşmaktadır. Şimdiye kadar hiç kimsenin görmediği, hatta aylarca tanımlanamayan ve insanların canını alan bu virüs ile ilgili olarak ülkemiz de gereken adımları hızlı bir şekilde atmış. Siyaseten oy kaybetme riskini göze alarak büyük ve cesur kararlar almış, kısmi çalışma, evden çalışma, karantina, aç/kapa gibi terimler ile tanışmış evde kal kampanyası ile de vatandaşların sağlığı korumak adına her şeyi yapmıştır. Ak Parti her zaman insan odaklı bir anlayışla hareket etmiş, insanı her zaman merkeze koymuş bir siyasi hareket ve davadır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Ancak bir buçuk yıldır devam eden salgından dolayı ekonomi çarklarının yavaşlaması ve ülke genelinde Ak Parti’nin oylarının düştüğü algısını yaratmak adına her gün erken seçim isteyen muhalefeti değerlendirmek istiyorum.

CHP

Hali hazır da bütün dünya ve ülkemiz olarak pandemi ile uğraşırken ekonomi çarklarının yavaşlaması ve Ak Parti oylarının düştüğü düşüncesi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun iştahını bir hayli kabartmış olacak ki, evet bu sefer olacak, bu kez kazanacağım, koltuğa hiç bu kadar yakın olmamıştım hissiyati ile herkes canının derdinde iken hediye bekleyen çocuk hesabı her gün bir heyecanla erken seçim istemektedir. Kendisinin seçimi kesin kazanacağı düşüncesi onu fazlasıyla heyecanlandırmaktadır. Çünkü pandemi biter ve ekonomi çarkları hızla dönmeye başlayınca Ak Parti’nin yenilmeyeceğini kendisi de bilmektedir. Tam kaos ve kriz ortamında yani pandemiden dolayı şartların anormal olması sebebiyle bir an evvel seçim yapmak istiyor. Hodri meydan bugünden itibaren 1 ay içerisinde adayınızı belirleyin ben de buradan her gün erken seçim istiyorum diye yazacağım. Bakın bu bir iddiadır. Ancak bulamazsınız, karar veremezsiniz, adayınızı belirleyemezsiniz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu HDP ile mutlak surette ittifak yapılmasını ve ittifakın da adayı olarak kendisini görüyor olması da aşikardır. Amerika başkanı Biden’ın desteğini de alan Kılıçdaroğlu, seçime girip kazanamasa bile oylarının Muharrem İnce’nin aldığı oy oranının üstüne çıkacağı tahmini ile ben bu kadar oy aldım. Oyları artırdım deyip koltukta oturmaya devam edecektir.

İYİ PARTİ

Aynı heves ve heyecan, yine aynı sebeplerden dolayı Sayın Meral Akşener’inde iştahını kabartmış olmasından dolayı koltuğa sahip olmaya çalışmaktadır. Ancak ittifakın gizli tutulan ama açık ortağı HDP, Meral Akşener’in adaylığına sıcak bakmayacağını biliyor. Meral Hanım şimdi yeni bir dil geliştirmiş. Diyor ki bizimkisi proje ortaklığı, proje ittifakı diyor. Bunu neden söylüyor? HDP ile gizli ya da açık yapılacak olan ittifakı kendi seçmeninin gözünde normalleştirmek istediği için söylüyor. Yani yarın kendi seçmenine şunu söyleyecek bizim HDP ile hiçbir ortaklığımız yok ve olamaz. Biz sadece Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için bir arada görünüyoruz. Bunun haricinde HDP ile bir ve birlik olmamız imkansız diyebilmek için. Ben kendisine şunu söylemek istiyorum. Vatandaşın gözü açık artık. Sizin bunu yapmanız halinde bütün taraftarlarınızı kaybedersiniz. Zaten Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile sizin bu heyecanınız, yani halk arasındaki tabiri ile canı çıkık olmanız size çok hata yaptıracaktır.

HDP –

HDP’de artık kendisinin ittifakın açık bir ortağı olarak ilan edilmesini, zaten rakiplerinin aynı kişi olduğunu ve mutlak surette Ak Parti’nin kaybetmesini istemelerinden dolayı HDP millet ittifakının adayı kim olursa olsun mutlaka destek verecektir.  Ancak HDP’de kendini garantiye almak için bizi dışarıda bırakmayın, bize 2 bakanlık verirseniz biz oyları size yönlendireceğiz gibi söylemler ile Kemal Kılıçdaroğlu’na cesaret vermeye çalışmaktadır.  Öte yandan HDP millet ittifakına sürekli aba altından sopa gösterip, biz olmazsak kazanamazsınız diyerek ittifakın açık ortağı olmaya çalışmaktadır. Bunun sebeplerinden bir tanesi HDP’nin oy oranlarının baraj altında kalmasından dolayıdır. HDP’nin tek başına seçime girmesi halinde barajı aşamayacaktır.  

Gelelim Ak Parti ve MHP’ye

Dediğim gibi pandemi başladığından beri özverili bir şekilde insan hayatını en öncelik yapmış, daha önce hiç alınmamış tedbirleri almış, belki geçen yüz yılda bile olmamış görülmemiş tedbirleri her ne pahasına olursa olsun oy kaybetme riskini de göze alarak tedbirleri uygulamıştır.  MHP’ de bu dönemde iktidarın koşulsuz şartsız arkasında durmuş, ülkenin zor durumlardan geçtiği bu günlerde istikrarın bir parçası olmuştur.

Tabi ki birde Z kuşağı denilen bir kuşak var. Millet ittifakı bu oy potansiyelinin tamamının kendilerinden yana oy kullanacaklarını düşünmektedir. Bu düşünce tamamen yanlıştır. Seçim sandıkta kazanılır. Oylar sandığa girmeden kimse iktiadarı garanti görmesin. Şuan bir anket yapılsa Z kuşağından Ak parti en az yüzde kırk oy alır. Şuan durum ortadadır. Seçim ortamına girildiğinde seçmeni kim ikna ederse o kazanır.

Sayın Kılıçdaroğlu’na şunu sormak istiyorum. Amerika size neden destek veriyor. Yani Amerika bizi çok mu seviyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör diyerek sanki insan haklarını yani bizim Türk halkımızı diktatör bir rejimden kurtarmak mı istiyor? Tıpkı Suriye’de, Irak’ta, Tunus, Fas, Cezayir, Afganistan’da olduğu gibi. Bakın bunların tek hedefi vardır. Böl, parçala yönet. Sizi kullanıyorlar. Size destek veriyor gibi yapıp Türkiye topraklarına oturmak istiyorlar. İnsan haklarına çok önem veriyorsa Gazze’de, Filistin’de yakın zamanda bir çok çocuk ve kadın öldürüldü. Amerikanın buralar ile ilgili bir karar aldığını gördünüz mü? Duydunuz mu? Hayır. Çünkü ölen, hayatını kaybeten, yaşam alanları yok olan Müslümanlardır. Bunların samimiyetlerine inanmayınız. Bunlarla iş birliği yaparak iktidara oturmak doğru değildir.

Şimdi gelelim Sayın Kılıçdaroğlu ile Akşener’e, tabi ki aday olmak istemeleri, bu ülkede Cumhurbaşkanı olmak istemeleri gayet doğal ve normaldir. Bunu her Türk vatandaşı ister. Reddedilmeyecek kadar onurlu bir makamdır. Seçim ortamına girilince halkın oyunu kim alırsa o kişi bu ülkenin Cumhurbaşkanı olacak ve herkes ona saygı duyacaktır. Lakin her gün erken seçim yapalım demekle olmaz bu işler. Artık politikalarınızı belirlemeniz gerekir. Yapacaklarınızı tek tek anlatmanız lazım. Yani yarın iktidara geldiğinizde sizden şunları duymak istemiyoruz. Ülkeyi mahvetmişler, bizden 5 yıl boyunca hizmet beklemeyin gibi laflar istemiyoruz. İktidara geldikten sonraki 5 yıllık hedef ve planlarınız nelerdir? Parlamenter sisteme geçiş istiyorsunuz. Ancak bu söylemlerin altı boş, nasıl bir parlamenter sistem halen kamuoyu ile paylaşmadınız. Parlamenter sistem eski, köhne, vatandaşın ihtiyaçlarına cevap vermeyen bir sistemdir. Sizin güçlendirilmiş sistem dediğiniz nedir? Bunu bir açıklayın da anlayalım.

Ayrıca şuan şartlar normal değildir. Pandemi sürecinin bitmesinin ardından şartlar her parti için eşitlendiğinde 2023 ü beklemeden erken seçim yapılmasını bende istiyorum. Ülkede son 20 yılda hükümetlerin görev yapma ortalaması 3 yıldır. Bunlar dikkate alındığında seçimin 2023’den önce yapılacağını tahmin ediyorum. Hatta 2022 Kasım ayında seçim yapılmasını çok arzuluyorum. Herşeyin hayırlısı.