Antalya’da Memur-Sen üyeleri, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye Afrin’de sürdürdüğü Zeytin Dalı Harekatına katılan Mehmetçiğe dualarla destek verdi.

Memur-Sen Antalya İl Temsilciliği tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’de sürdürdüğü operasyona destek verildi. ‘Tüm Anadolu ayaktayız emperyalizme karşı savaştayız’ vurgusuyla 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasına Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanlarının yanı sıra, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Zeytin Dalı Harekatında şehit düşenlerin adı hep bir ağızdan tek tek okunda ve dualar edildi.

Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Çoban, devletin ve silahlı kuvvetlerinin terör örgütlerini yok edeceğini yürekten inandıklarını kaydetti.

Çoban, “Askerlerimiz, vatanımızın bekası ve selameti için Afrin’de teröre karşı Zeytin Dalı Harekatı’nı gerçekleştiriyor. Harekatın 26. günündeyiz. “Beklemesinler” diyerek cepheye koşan yiğitlerimizin kimi şehitlik makamına, kimi gazilik mertebesine ulaştı. Operasyonun başlangıcından bugüne kadar ‘Düğüne gidiyoruz’ diyen 31 yiğidimizi şehadete uğurladık. Vatan için şehadet şerbeti içen her yiğidi Süleyman Şah, şehit düştükleri yeri Süleyman Şah türbesi kabul ediyoruz” dedi.

Zeytin Dalı Harekatının gerekçelerini ve hedeflerini, anlamakta zorlananların, yanlış anlamak için çırpınanların olduğunu ifade eden Çoban, Afrin’de yaşananlar üzerinden ortaya iki fotoğrafın çıktığını söyledi. Çoban, “İlki küresel terörle mücadele konusunda bedenini taşın altına koyan Türkiye, ikincisi ise terör örgütlerinin sırtını sıvazlayan, silah ve mühimmat yardımlarıyla terör örgütleriyle stratejik ortaklık kuran, bu şekilde Türkiye’nin yoluna taş koymaya çalışan küresel şer şebekesidir” diye konuştu.

Memur-Sen il Temsilcisi Mustafa Çoban, Afrin’in, emperyal aklın çöküşünü sağlayacak, sömürgen devletlerin Ortadoğu’dan göçüşünü hızlandıracak iradenin karargahı olduğunu işaret etti. Çoban, “Suriye’de oluşturmak istedikleri düzen öyle kirli bir düzen ki, tarihte eşine pek az rastlanır şekilde milyonlarca insanı katletti, yerlerinden yurdundan etti. Bu, emperyalizmin “toza dönüştürme stratejisi”dir. Toza dönüştürme stratejisi, emperyalizmin masa başında kurguladığı ve bizim medeniyet coğrafyamızda birkaç asırdır uyguladığı bir şiddet stratejisidir. Bu stratejinin uygulama aparatı, terörizmdir. Kullanışlı aptalları, terör örgütleridir. Emperyalizm, uluslararası hukukun oluşturduğu sızıntılardan faydalanarak bu hakikati gizlemeye çalışsa da, ortalığa saçılan cüruf, çirkef her şeyi ayan beyan bize göstermektedir. Afrin’de yürütülen operasyona karşı içeride karşıt cephe oluşturmak için ter ve dil dökenler de bizim nazarımızda bu kirli ittifakın, tapınak şövalyeleri hükmündedir. 15 Temmuz’da FETÖ aparatıyla gerçekleştirilen işgal girişimi sırasında, sınırımızın güneyinde PKK’lı teröristlerin tetikte bekletildiği herkesin malumu. Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ ile PKK/PYD arasındaki dönüşümlü strateji de öyle. DEAŞ’la mücadele ediyor diyerek PYD’nin terör faaliyetlerinin DEAŞ’la üstünün örtüldüğünü de hepimiz biliyoruz. Daha da ötesi, DAEŞ’le mücadele hikayesi abartılarak ile PYD’nin silah sermayesi artırılarak, örgütler arası dayanışmanın derinleştirildiğini de biliyoruz” dedi.