BU NE ŞİMDİ

Türkiye 6 Mayısı 7 Mayısa bağlayan gece Anayasa oylamasına kitlenmişken web sitelerine  Deniz Baykal ile ilgili şok anonsu ile ilgili haberlerin düşmesi belki de o saatlerde bir çok kişinin dikkatini çekmedi. Fakat anlaşıldı ki Baykal ile ilgili haber harbiden şok bir habermiş. Zaten yayında kaldığı 5-10 dakikalık bir sürede binlerce kez tıklanan haber, yayına verildiği andan itibaren 12 saat sonra yotube’da 1 milyon tıka ulaşmış. Türk insanın Türk sinemasına ilgisi boşuna değilmiş.

Deniz Baykal CHP lideri. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi ile ilgili değerler konusunda kendince oldukça hassas. Fakat anlaşılan hassasiyeti başka mevzular üzerinde de yoğunlaşıyormuş. Olay kamuoyuna yansıyınca bir anda Nesrin Baytok ve siyasi geçmişi, kocasının Çankaya ve Şişli Belediyesi ile ilgili akçeli işleri bir anda ortalığa saçıldı. Toplum bir bakıma Türk Demokrasi tarihinde Tarihe tanıklık ederken, Ana Muhalefet liderinin kirli çamaşırlarına yönelmek durumunda kaldı. Deniz Baykal’ı tebrik ediyorum. Gene başardı. Neyi? Gündemi gene değiştirdi. Hemde siyasi hayatına rağmen. Uzun süredir sesi soluğu çıkmayan Önder Sav da gerçekleştirdiği basın toplantısı ile sağolsun milleti güldürdü. Neymiş; Deniz Baykal’a bir suikast planlanıyormuş ve bu işi tezgahlayan Mustafa Sarıgül’müş. Bu iddayı da bir ihbar mektubuna dayandırdı. Oldukça saçma bir strateji. Verdiği mesaj; biz gidiyoruz yanımızda Sarıgül’de olsun. Millet belki de Sav’ın toplantısından sonra  Ohaa demek zorunda kaldı.  

Bu olay bize şunu düşündürttü. Atatürk’ün partisinin başında, kendisinin  bir dönemler özel kalemi olan, evli ve  milletvekili bir kadınla ile aşk yaşayan birisine ne kadar güvenilmeli. Gelelim Baykal cephesine. Millete komplo kuranların foyaları açığa çıkınca Aslanlar gibi savunan Baykal’ın avukatlığını acaba Silivri avukatlarımı yapacak ? Ben çok merak ediyorum. Ya da göbeğini kaşıyanlar olarak millete hakaret eden Bekir Coşkun yarınki köşesinde Baykal'ın nereyi kaşıdığından bahsedecek mi?