23 yıldır Dazkırı’da serbest avukatlık yapan Ali Çövüt, 2008 yılından beride hayvancılık yapıyor.

Şahsa bağlı bir işten ziyade geleceği olan kurumsal bir iş yapmak isteyerek yola çıkan Av. Ali Çövüt, ailesinin geleceğini güvence altına almak amacıyla hayvancılığa başlamış.

Kıssadan hisseye misali ailesinin geleceğini, maddi kazancını sadece kendi şahsi avukat gelirine bağlı kalmamasını isteyerek çıkılan yolda önemli başarılara imza atılmış.

2008 yılında 50 büyükbaş ile başlanan hayvancılık serüveni, 5 yılın sonunda 250 hayvan sayısına ulaşmış. Ancak büyükbaş hayvancılık ve süt besiciliğinde yaşanan temel sıkıntılar maliyeti daha az olan küçükbaş hayvancılığa geçilmesini zorunlu kılmış.

HEM AVUKATLIK, HEM DE HAYVANCILIK YAPIYOR

Hem avukatlık hem de hayvancılık yapan Ali Çövüt, o yılları şöyle özetliyor; “Dediğim gibi, ailemin geleceği sadece benim şahsi avukatlık gelirime bağlı kalmasın diye farklı bir sektörde yatırım yapmak istedik. Dazkırı’da hayvancılığın yapılabileceğine kanaat getirerek 2008 yılında işe başladık. Ve Akarca Köyünde10 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplamda 35 bin metrekare alanda çiftlik oluşturarak işe başladık. Süt sığırcılığı yapmak hedefiyle 50 büyükbaş hayvanla işe koyulduk. 5 yılın sonunda 2013 yılında 250 büyükbaş hayvan sayısına ulaşarak günlük 1800 litre süt üretmeye başladık.

SÜT SIĞIRCILIĞINDA MALİYETLER ÇOK YÜKSEK

 Ancak takip eden yıllarda süt sığırcılığında yem fiyatlarının orantısız şekilde aşırı derecede yükselmesi, kaba yem tedarikinin zorlaşması ve samanın dahi yurt dışından ithal edilmesi ki bende yurt dışından saman aldım, işimizi iyice zorlaştırmaya başlamış oldu.

Bütün bu olumsuzluklarla birlikte sütte yaşanan gayri resmi uygulamalar süt sığırcılığını daha da büyük sıkıntılara soktu. Şöyle ki; süt alan firmaların yemi kedisinden piyasa koşullarının üzerinde almaya zorlaması, sütte bakteri ve soğutma priminin kaldırılması, sütü alan firmalar tarafından yüksek yağ oranına sahip sütlerin yağ oranlarının bilerek düşük gösterilmesi ve sütlerde su çıktı diyerek keyfi cezaların kesilmesi süt sığırcılığındaki karlılığı bitirmiştir.”

SÜT BEYAZ AMA YAPILAN İŞLER KİRLİ

Süt beyaz ama sütçülükte yapılan bütün işler kirlidir diyerek sözlerine devam eden Çövüt; “Bütün bu olumsuzluklara karşın süte devlet tarafından ödenen 8 kuruşluk pirim desteğinin 4-5 kuruşa indirilmesi ve indirilen bu desteğin zamanında yapılmaması işleri daha da çıkmaza sokmuştur. Ayrıca süt desteklerinin damızlık birlikleri hesaplarına yatırılarak birlikler tarafından yüksek aidatların kesilmesine ve yatırılan paralardan bankalar tarafından komisyon kesilmesi neticesinde üreticinin eline geçen desteğin 3 kuruşa kadar düşmesi var olan sıkıntıları daha da arttırmıştır.”

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIKTA ÜRETİM MALİYETLERİ DAHA DÜŞÜK

Bütün bu olumsuzluklardan sonra büyükbaş hayvancılığa kıyasla üretim maliyetleri daha az olan küçükbaş hayvancılığa geçiş yapan Av. Ali Çövüt, eldeki bütün büyükbaş hayvanları satarak küçükbaş hayvancılığa başlamış.

2016 yılında 80 koyun ile başlanan küçükbaş hayvancılıkta, bugün 1000 adet koyun sayısına ulaşılmış. Ve bölgeye örnek olan bir çiftlik yaratılmış.

Küçükbaş hayvancılıkta hem işçiliğin daha kolay olması hem de merada otlaması nedeniyle daha az maliyetle yapılabildiğini belirterek sözlerine devam eden Çövüt; “Büyükbaş hayvancılıkta yaşanan temel sıkıntılardan sonra küçükbaş hayvancılığa geçiş yaptık. Ve 2016 yılında 80 yerli ırk koyun ile başladık. Şuan yaklaşık 1000 adet yerli ırk koyun sayısına ulaştık. Hedefimiz 2 bin sayısına ulaşmak. Bu hedefe ulaşıncaya kadar dişi kuzu satışı yapmayacağız. Sadece erkek kuzularımızı et kesim yerlerine veya kurbanlık olarak satmaktayız. 2 bin hedefine ulaştıktan sonra damızlık olarak yerli ırk koyunlarımızı satmaya başlayacağız” dedi.

OTLATMA İÇİN YAPAY ÇAYIR OLUŞTURULMUŞ

Küçükbaş hayvancılığa geçiş ile birlikte yapay mera-çayır oluşturularak yola devam edilmiş.

Çiftlik etrafında 80 bin metrekarelik yapay çayır-mera oluşturduklarını ifade ederek sözlerine devam eden Av. Ali Çövüt; “Koyunlarımızı otlatmak amacıyla kendi meramızı oluşturduk. Merada bir bölge sulanırken diğer bölgeyi otlamaya açtık. Bu şekilde dönüşümlü olarak otlama yapmaktayız. Ayrıca kaba yem tedariki yapmak amacıyla yonca, mısır ve arpa gibi ekimler yapmaya başladık.  Şimdi dışarıya bağımlı olmadan kaba yem ihtiyacımızı kendimiz tedarik ediyoruz. Hatta kendi ihtiyacımızdan sonra dışarıya da kaba yem satmaya başladık.

BÖLGEYE ÖRNEK OLUNDU VE SULU TARIM ARTTI

Şahsi girişimlerimizle sulu tarım arttı. Daha önce sadece hububat ekimi yapılan Akarca Köyünde şimdi şeker pancarı, silajlık mısır, yonca, fiğ ve lenoks gibi kaba yem bitkileri ekilmekte.

Şua n 2 adet Devlet Su İşleri derin kuyusu var. 3 adet kuyunun proje çalışmaları devam ediyor. Ve 3 adette şahıslara ait olarak ruhsatlı derin sulama kuyusu var.”

İŞİMİZİ SEVEREK YAPIYORUZ

Sürekli çiftlikte kaldığını belirterek sözlerine devam eden Av. Ali Çövüt son olarak şunları söyledi; “Çiftlikte 3 kişi istihdam etmekteyiz. Konu açılmışken söylemekte fayda var. Çiftliklerde çalışabilecek kalifiye eleman bulmak çok zor. Hayvancılığın gelişimi açısından yetkili birimler bu konuya el almalı.

Ben ailemle birlikte sürekli çiftlikte kalıyorum. Üniversiteye devam eden iki oğlum var. Onlarda yaz tatillerini çiftlikte geçiriyorlar. Yonca biçmesinden tut, çift sürmesine ve koyun kırkmasına kadar her çalışmayı yapabiliyorlar.   Burayı çok seviyorlar.”   

BÖLGEYE ÖRNEK BİR İŞLETME

Bölgede “Avukatın Çiftliği” olarak bilinen işletme birçok kişiye ilham kaynağı olmuş. Av. Ali Çövüt’ün çiftliğinden sonra aynı şekilde Akarca Köyünde iki adet daha hayvancılık çiftliği kurulmuş. Ve çevre köylerden birçok kişi küçükbaş hayvancılık yapmaya başlamış.