Cübbeli Ahmet, CNN'de Ahmet Hakan'ın programında "Sakın çocuklarınızı İHL'ye ve ilahiyata göndermeyin." diyor. Bir vakitler, 28 Şubat'ta darbeci generaller de imam hatipleri tehlike olarak görmüş ve kapattırmıştı. Aynı menfi hislerle bu kez "İmam hatipleri kapatın." demek yerine "Çocuklarınızı göndermeyin" diyor bir hoca. Zira menkıbelerine, kerametlerine, yanmaz kefenlere, cennete uçuran pabuçlara pabuç bırakmayan, dini kaynağından öğrenen bir nesil, böylesi her hocayı huzursuz eder...

Cübbeli Ahmet, laiklere yaranmak ve insanların dini duygularını kullanarak daha kolay istismar edebilmek için imam hatiplere, ilahiyatçılara veriyor veriştiyor. "Çocuklarınızı zinhar imam hatiplere, ilahiyata göndermeyin." diyor. Müridleri onun gaflarını tolere etme derdindeler. "İHL'lerde deist hocalar var, ilahiyatlarda tarihselci proflar var ya, onu kastetti falan filan." "Bu okullara daha kaliteli eğitimciler, profesörler gelmeli." demek zor değil ki. Hem diğer okullarda da ateist, laisist, deist pek çok hoca varken onun imam hatipleri hedef alması tesadüf mü?

İmam hatip alerjisi olanlar yıllarca aynı lafları ettiler: "İmam hatipler öyle bozulmuş öyle bozulmuş ki başörtülü bir kızla takunyalı bir oğlan el ele gidiyorlarmış. Öyle bozulmuş öyle bozulmuş ki ellerinde sigara da varmış." Evet bu yapılanlar yanlış. İmam hatipte belki %5 rastlayacağınız bir olumsuzluğu diğer okullarda %90 bile görseniz hiç tepki göstermemeniz normal mi? Diğer okullardaki talebeler içkiyi, laisizmi, ateizmi benimserken hiç canı yanmayanların "Bu hadis sahih mi?" diye soranlara deist damgası yapıştırması mübah mı? Her rüyaya, her menkıbeye, her hikayeye, masala kimse iman etmek zorunda değil. Kuran'ı, tefsiri, hadisi, siyeri, fıkıhı, akaidi, kelamı okumuş bir talebeyle hiçbir dini kaynak okumamış talebe arasında elbet farklılık olacaktır. O da kolay kandırılamamasıdır...

....

Prof. Dr. Zafer Kurugöl, "Yanlışlıkla bebeklere kızamık ya da hepatit aşısı yerine Covit aşısı vuruldu. Yüksek doza rağmen bişey olmadı." diyor. Bu öyle korkunç bir itiraf ki tüm sağlık çalışanlarına karşı güvenimizi alt üst edebilecek bir türden. Feyk aşı kartı çıkartanlara çok sert tedbirler gelecek diyen Sağlık Bakanı, annelerinden habersiz kobay olarak kullanılan bebekler için de bir yaptırımdan söz edecek mi?

Sorgulayanlara komplocu, aşı karşıtı etiketi yapıştırılıyor. Peki şimdi anneler çocuklarına bebeklik aşısı yaptırırken bile yüz kere düşünmeyecek mi? Yanlışlıkla biz de kobay olur muyuz diye. Susan, yutan, görmezden gelen herkes vebal altında. Osmanlı döneminde hastanelere "şifahane" denirmiş. Zira iyileşmek için en idealiymiş bu binalar. Şimdi yürüyerek sapasağlam hastaneye gidenler bile hiç ummadığı anda kendini ağır hasta olarak bulabiliyor ne yazık ki... Lütfen yüreğinde insan sevgisi, Allah korkusu olmayan gençler tıp okumasın. Ve yine dilerim, hastasını Dolar olarak değil emanet olarak gören samimi hekimlerimizi Allah başımızdan eksik etmesin...