Demokrasinin ilk ortaya çıktığı yerler Antik Yunan medeniyetidir. Bu dönemde sermaye sahipleri ve emeğiyle hayatını devam ettiren fakir halk sınıfları vardır. Borçlanmanın ve buna bağlı olarak köleliğin artması aynı zamanda orta sınıfın olmayışı ve genel anlamda fakir halkın ezilmesi karşısında baş gösteren toplumsal çatışma ve zafiyetler, il (polis) devlet yöneticilerinin çözüm olarak kısmi temsili demokrasiyi başlatmalarına neden olmuştur. Böylece ezilen, hakları yenen ve aristokrasi tarafından “ayak takımı” olarak görülen halk, vergisini verdiği, güvenliğinde rol aldığı, gelişmesinde esas olduğu devletinde kendine bir yer bulma, kendini ifade etme fırsatı bulmuştur.

Demokrasinin temellenmesinde önemli adımlar atan Atina yöneticisi Perikles, demokrasinin birkaç kişiyle değil, tüm yurttaşların katkılarıyla var olacağını, herkesin eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğunu, yönetimde yeteneklerine ve liyakatine göre görev alabileceğini dile getirmiş bu görüşünü destekler biçimde devlet işlerine karışmayan ve sadece kendi işi gücü ile uğraşanlara sessiz bir yurttaş değil, hiçbir işe yaramayan biri gözüyle bakıldığını ifade etmiştir. Yine herhangi bir politikanın altında birkaç kişinin adının olabileceğini ancak halkın da o politikaları yargılayacak hakkı ve yeteneği olduğunu belirtmiştir.

İslam’ın ilk dönemi de Cumhuriyete/ Demokrasi tarihi açısından güzel örneklere sahiptir. Avrupa’nın önemli düşünürlerinden olan J.J. Rousseau, Hz. Muhammed (S.A.V.) ve Dört Halife dönemine atıfta bulunmakta ve o dönemi Cumhuriyet’e örnek göstermektedir. Her üç dinin mensuplarının aynı mekânı paylaştığı o dönemde, Cumhuriyetin/Demokrasinin kodlarına dair önemli izler bulan Rousseau, bunları Toplumsal Sözleşme adlı eserinde ele almıştır.

Cumhuriyet, devlet yönetiminde halkı temsil edebilecek kişilerin düzenli aralıklarla ve seçimle ve özgürce seçildiği; seçim aracılığı ile iktidarın halk çoğunluğunun tercihine göre belirlendiği; yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirine karşı bağımsız ve birbirini dengeli bir biçimde denetleme esası üzerine kurulu yönetim sistemidir.

Cumhuriyet / Demokrasi asabiyete dayalı yerleşim düzenin göçler ve diğer sebeplerle büyüyüp insanların bir arada barış ve huzur içince yaşayabilmelerinin asabiyetle mümkün olmadığı toplumsal yapının idari, iktisadi, ahlaki, kültürel kodlarının eşitlik, hakkaniyet ve temsiliyet temellerinde bireysel hak ve özgürlükleri esas alan yönetim şeklidir.

Cumhuriyet / Demokrasi; devleti, ili, ilçeyi, köyü, kurumu, işyerini yöneten iradede halkın isteklerinin tecelli etmesidir. Halka, yönetim politikalarında söz hakkı verme, onu dinleme ve göz önünde bulundurmasıdır.

Cumhuriyet dışındaki bütün yönetimlerin hemen hemen hepsi bireyüstü-dışı bir anlayışı benimserken, cumhuriyet / demokrasi bireyi merkeze alır. Yurttaşlık bilincini harekete geçiren cumhuriyet yönetimi yurttaşına eşit muamele yapmakla yükümlüdür. Çünkü Cumhuriyet / Demokrasi; eşitliğe, özgürlüğe ve aidiyete vurgu yapar. Vurguların güçlü olması kadar devlet içinde barış ve huzur; az olması halinde ise çözülme ve güvensizlik artar.

Teokrasi, aristokrasi, despotizm, feodalite,  komünizm, sosyalizm vb. birçok yönetim şekli gören halk, hemen hepsinden yüz çevirmiş, umduğu huzur ve güven ortamını bulamamıştır. Bu bağlamda insanlar, tarihin her döneminde Cumhuriyete/Demokrasiye öykünmüştür.

Savaşların hala devam ettiği günümüzde bile kavgası verilen şey, söz hakkı ve temsil edilme hakkını yani insan yerine konulma hakkını elde etmedir. İnsanoğlunun hayatı ekmek ve sudan ibaret değildir. İnsanoğlu ekmeksiz, susuz yaşayabilir ancak toplumsal bir varlık olduğundan toplumsuz yaşayamaz. Bir toplumda yaşayabilmek için de toplumsal bir sözleşmenin olması gerekir. Bunu da en iyi sağlayan Cumhuriyettir.

Cumhuriyet, hepimize yeten, hepimizi en rahat idare edebilecek keyfiyetteki,  herkesin bireysel hayatını kimseye bir engel olmadan ve zarar vermeden yaşayabileceği, her türlü makama mevkiye gelmesine izin veren tek yönetim biçimidir. Bugün Anadolu’nun ücra köşesinde doğup büyüyen biri Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına kadar gelebiliyorsa bu Cumhuriyet / Demokrasi sayesindedir. Cumhuriyet bu anlamda kadir ve kıymetinin iyi bilinmesi gereken bir nimettir.

Cumhuriyetimizin 90. Yılını kutladığımız bu günde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyetimizin kahraman kurucularına şükran ve minnetlerimizi sunuyor, bütün vatana millete hayırlı olmasını temenni ediyorum. Değeri bilinen nice Cumhuriyet Bayramlarına kavuşmak dileğiyle mutlu ve bereketli günler diliyorum.