EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN DİBİNDE NE VAR?...

 

                                                    Zeki TARHAN – ANKARA

                                                                      ---------------------------------------

 

 

                                       Eğirdir’e, Ankara’dan sekiz kişilik bir MTA Ekibi geldi. Jeololoji Yüksek Mühendisi Dr.Özden İLERİ Başkanlığındaki  ekipte; Jeolog ve Jeofizikçiler var. Elektronik cihazlarla ve diğer araç-gereçlerle, EĞİRDİR GÖLÜ’nün Dibini tarayacaklar…Ve bir aylık çalışmanın sonunda da, Gölümüzün (Dip) Taban yapısı hakkında bir RAPOR hazırlayacaklar.

 

                                                                     ***

                                      …Ee iyi bir gelişme tabii. Biliyorsunuz SDÜ Jeoloji Bölümü Öğretim Üyeleri, TÜBİTAK destekli üç yıl süren bir projeyi sonuçlandırdılar. Kısmen de olsa, Proje Yürütücüsü Doç.Dr.Ayşen DAVRAS Hocamız, sonuçları bizimle paylaştılar. Tabii, gönül ister ki, Projenin tümü ve bulgu sonuçları Isparta kamuoyu ile paylaşılsın.

                                        Hepimiz biliyoruz ki, Eğirdir Gölü’nün su akıntısı, yıllardır düzenli bir şekilde KOVADA’ya akar…Kerevit avcılığında kullanılan yemlerin Göl tabanına çökmesi ve bozulmasıyla oluşan atıklar, bu su akıntısı ile Gölün tabanından (=Dibinden) uzaklaşır ve diğer su sistemlerine karışırdı.

                                    …Ve Eğirdir Gölü’nün kirlenmesine rağmen; suyun akış sisteminin devam etmesiyle, kirlenmiş Göl temizleniyor ve Gölün içilebilir nitelikteki su kalitesi de, böylece muhafaza ediliyordu…

                                                                  ***

                                   Köprübaşı’nda REGÜLATÖR diye bir şey vardı. Su düzenleyicisiydi bu düzenek. Su rejimi bağlamında, “aç-kapa” yapılıyor ve Kovada Kanalı besleniyordu. Kovada Gölü ise, ekolojik olarak zaten bitmişti.

                                 …Ve Göl’den su akışı kesiliyor…Sazanlar, Sudaklar Kanal’dan elle tutuluyor, Su Ürünleri ihracatçısı HOBANOĞLU, Eğirdir Protokol’unu şova davet ediyordu…Başkan ÖZMERAL ise, kendi boyuna yakın dev SAZAN BALIĞI ile poz poz fotoğraf bile çekiliyordu…

                                                                ***

                                Gölün akış sistemi durunca; Göl tabanında biriken ORGANİK MADDE çürümeye ve bozuşmaya başlamıştı…Bu bozuşma ve çürüme yıllardır devam ediyordu…Bu olgu; devam eden bir süreçti çünkü…EĞİRDİR GÖLÜ’nün aşırı derecede otlanması ve otların devamlı çürüyerek Gölü yeniden kirletmesi, Gölde ÖTROFİKASYON’a sebep olmuştur.

                                  Göle çevreden karışan pestisit ve gübre, ÖTROFİKASYON’u hızlandırmış ve Göl kirliliğini de arttırmıştı…

                                                               ***

                                  Peki, bütün bunlar tamam da, GÖL’DE DİP TARAMASI ne amaçla yapılıyordu? BENTİK HABİTAT’n dışında, Göl tabanında biriken ağır metallerden KAÇ TON KURŞUN vardı acaba?...Ve kaç ton ekmek?!!!

                               Gelin burada, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü Kurucu Başkanı, Yalvaçlı hemşerimiz Prof.Dr.Doğan ATAY Hocamıza bir kulak verelim. Bakın EĞİRDİR GÖLÜ’nde DİP TARAMASI ne amaçla yapılırmış:

  1. Göl Tabanındaki KİRLİLİK durumunun saptanması,
  2. Dip Çamurunun değerlendirme olanakları…
    • Dip Çamuru; sanayide seramik kullanımında
    • Çiçek üretiminde ve seracılıkta GÜBRE olarak kullanılıp kullanılamayacağının araştırılması…
    • Çıkarılacak Çamurun, çıkarılma işleminin ekonomik olup olmayacağı…
    • Bu çalışmaların; EĞİRDİR GÖLÜ’nün SU KALİTESİ’ni etkileyip etkilemeyeceği,
    • Ayrıca; Göle akan su kaynaklarının zenginleştirilmesi…

 

                 ***

Şimdi başımızı, iki avucumuzun içine alarak düşünelim: İleride EĞİRDİR GÖLÜ, yakıt olarak kullanılabilecek “YER TEZEĞİ” haline gelme eğilimi gösterir mi dersiniz?!!! (=DİSTROFİK GÖL)

 

                                     Bizi izlemeye devam edin…