Eğirdir Gölü’nde balıkçılık yapılabilmesi için 50 yıl önce göle bırakılan etçil İsrail sazanı ve gümüş balığı, gölde bulunan sazan, kavinne, yağbalığı, dudaklı balık, taş balığı, çöpçü balığı, küçük kaya balığı, yosun balığı gibi 10 balık türünün yok olmasına neden oldu. Gölde balık popülasyonu azalmaya başlayınca akbalık, gökkuşağı alabalığı, dere alabalığı, aynalı sazan gibi ‘yamyam’ olmayan türler göle bırakılsa da bu türler de etçil balıklara yem oldu. Etçil balıklar gölde beslenebileceği başka tür kalmayınca kendi türlerini ve yavrularını yemeye başladı.

‘Göl de kirleniyor’

Eğirdir Gölü dışında Beyşehir ve İznik göllerinde de benzer yollar izlendiğini söyleyen Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, “Bu balık türlerinin nesillerinin tükenmesi göllerdeki bitki-hayvan dengesini olumsuz yönde etkiledi. DSİ Genel Müdürlüğü, Tarım Bakanlığı ve yerel yönetimler tarafından yapılan balıklandırma çalışmaları adeta katliamlara neden oldu. Otçul balıkların yok olması göl çevresindeki bitkilerin aşırı şekilde çoğalmasına ve zehirli alglerin artış göstermesine neden oldu. Göldeki kirliliğin artmasının ana nedenlerinden biri de aşılama çalışmaları. Bu istilacı balıklar göldeki balıkları ve ekolojik dengeyi bozmakla kalmıyor, içme suyu ihtiyacının karşılandığı gölü de kirletiyor” dedi.

‘Kazancı 10 yıl sürdü’

Etçil balıkların göle bırakılmasını ‘bilim dışı’ olarak nitelendiren Yrd. Doç. Dr. Kesici, “Hemen zengin olalım düşüncesiyle doğal göllerimizdeki altın yumurtlayan balıkların neslini yok ettiler. On yıl bu istilacı balık yöreye ekonomik olarak kazanç sağladı ama yöre kırk yıldır balıksız. Sudak balıkları besin bulamayınca yiyebildiği doğal su canlılarını yok etti. Aç kaldı kendi yavrularını yemeye başladı. Eğirdir Gölü’nde yaşamı ve turizmi olumsuz etkileyen sineklerin de artmasına neden oldu. Göle etçil balıkların bırakılmasına en çok balıkçılar sevinmişti. Ancak, şimdi onlar da pişman” diye konuştu. 

kaynak:milliyet