Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, seramik sektörü için hazırladığımız strateji belgesini Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na (EKK) sunduklarını belirterek, ''Bu yıl sonuna kadar bu belgeyi EKK'dan geçirip, 2012 yılında belgenin uygulanmasına başlayacağız'' dedi.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu'nun Bilecik Bozüyük'teki üretim kampüsünde faaliyet gösteren VitrA İnovasyon Merkezi'nin resmi açılışında konuşan Ergün, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu'nun yıllık 800 milyon avro cirosuyla, banyo ve karo ürünlerinin toplamında Türkiye'de pazar liderliğini üstlendiğini kaydetti.

Ergün, bugün istisnasız bütün işletmelerin, bir yandan faal oldukları işlerde becerilerini derinleştirmeleri gerekirken, aynı zamanda yeni fırsat alanları hususunda da sürekli araştırma yapmaları gerektiğine işaret ederek, bunların da ötesinde, eğer Türkiye'nin dünyada lider ülkelerden biri haline gelecekse, bunu özel sektörüyle başaracağını kaydetti.

Hiçbir firmanın Türkiye pazarında lider durumda olmayı kendisi için yeterli görmesinin doğru olmayacağını dile getiren Ergün, herkesin hedefinin dünya liderliği olması gerektiğini vurguladı.

Bakan Ergün, firmaların rekabet gücünü artırmak için, ürünlerini veya üretim biçimini sürekli bir şekilde yenilemek zorunda olduğunu ifade ederek, sürekli bir şekilde değişen müşteri ihtiyaçlarına, ancak yenilik üreterek cevap verilebileceğini söyledi.

Türkiye ekonomisinin, son 9 yılda çok önemli bir değişim yaşadığını, güven ve istikrarın adresi haline geldiğini anlatan Ergün, bugün Türkiye'nin bütçe açıkları, kamu borç oranları, yüksek enflasyon ve faiz gibi sorunları, artık geride bıraktığını belirtti.



-Nasrettin Hoca'nın bodrumda kaybettiği anahtarı...-



Bakan Ergün, artık sektör ve işletme bazında mikro reformlara ağırlık vermenin ve böylece rekabet gücümüzü daha üst seviyelere taşımanın zamanı geldiğine işaret ederek, şunları söyledi:

''Yenilikçi, dinamik, rekabetçi bir özel sektör oluşturduğumuz zaman, makroekonomik gücümüz çok daha anlamlı hale gelecektir. Türkiye'nin rekabet gücünün adresi, ucuz enerji, ucuz hammadde veya ucuz iş gücü değildir. Türkiye buralarda bir rekabet avantajı elde edemez. Bizim ucuz emekte, Çin, Hindistan, Endonezya ile rekabet etmek avantajımız asla olmayacaktır. Biz rekabeti buralarda ararsak bulamayız. Nasrettin Hoca'nın bodrumda kaybettiği anahtarını dışarda aramasına benzer. Bodrumda kaybedilen anahtar, dışarda aranmaz.

Türkiye'nin rekabet gücünü daha ilerde araması ve bulması gerekiyor. Türkiye'nin rekabet gücünü geride değil ileride, yenilikte, markalaşmada, teknolojide ve tasarımda araması gerekmektedir. Bakanlığımız bu dönemde yeni isim ve yapılanmasıyla, rekabet gücümüzü artıracak bu alanlara daha özel bir ilgi gösterecektir. Seramik sektörü için hazırladığımız strateji belgesini Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na (EKK) sunduk. Bu yıl sonuna kadar bu belgeyi EKK'dan geçirip, 2012 yılında belgenin uygulanmasına başlayacağız.''

Türkiye'nin 2002 yılında 393 milyon dolar olan seramik sektörünün ihracatının, 2010 yılında 787 milyon dolara ulaştığını belirten Ergün, Strateji belgesinin uygulanmasıyla, Türkiye'nin bu sektörde dünya ticaretinden daha fazla pay alacağını söyledi.

Bakan Ergün, strateji belgesinde kalite ve verimliliği artırmak, iç ve dış pazar şartlarını iyileştirmek hedeflerine yönelik 25 eylem bulunduğuna dikkat çekerek, sektörün ihtiyaç duyduğu ARGE bilincini artıracak, usta eğitim programları düzenleyecek ve markalaşmayı sağlayacak olan altyapıyı oluşturacaklarını bildirdi.

Seramik sektörde öne çıkan ülkelerden Çin'in, zaten fiyat rekabeti yaptığını ifade eden Ergün, ''İspanya ve İtalya gibi ülkelerde yaşanan ekonomik sıkıntıların, ülkemizde faaliyet gösteren firmalar için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum'' dedi.

Bakan Ergün, teknogirişim sermaye desteği kapsamında 2012 yılından itibaren 500 gence 100 bin lira hibe vererek, şirket kurmaya teşvik edeceklerini dile getirerek, 3 yıl önce 10 milyon lira bir bütçe ile bu projeye başladıklarını bugün ise 50 milyon liraya çıkarttıklarını bildirdi.

Yeni çalışmalar yaptıklarını, bunun birinci faz destek modeli olduğunu, bunun ikinci üçüncü fazını çalıştıklarını belirterek, ''Eğer birinci fazda başarılı olursa arkadaşlar, ikinci faza geçecekler ve ikinci fazda kendilerine muhtemelen 500 bin lira destek vereceğiz. Birinci fazdan ikinci faza geçenlere. Onun da çalışmasını yapıyoruz o da hibe olacak. Üçüncü faza da artık onlar parlak firmalar haline geldikleri için Eczacıbaşı ortak olacak, bir diğerine başka bir grup ortak olacak. Kendilerini birinci ikinci fazda ispat etmiş oldukları için. Piyasada başka ortakları olacak. Böylece teknolojik ilerlemeler konusunda Türkiye genç nüfusunu kullanmış olacak '' diye konuştu.

Bakan Ergün, Ortadoğu'da Türk şirketlerine ve Türk firmalarına halkta büyük ilgi olduğunu vurgulayarak, önümüzdeki orta ve uzun vade de büyük fırsatlar olduğunu, orta ve uzun vadede oradaki değişimlerin büyük fırsatlar getireceğini kaydetti.



-Risk sermayesi fonları-



Bir soru üzerine Ergün, risk sermayesi fonlarının Türkiye'deki gelişiminin çok yeni olduğunu belirterek, ''Bazı adımlar atıldı arzu ettiğimiz ivmeyi kazanamadık, bazı yaklaşımlar var. Bize de arkadaşlarımız getirdi, içinde özel sektörün de olduğu, devletin de katkısının olabileceği yeni yaklaşımlar var. Buna çalışıyoruz arkadaşlarla. Bu çok önemli bir konu. Çünkü Türkiye'de risk sermayesi fonlarını yenilikçi teknolojik şirketlere aktarabilecek mekanizmaları tam olarak kuramadık. Onun için onları geliştirmek için en önemli adımlardan biri bu bunu da geliştireceğiz'' diye konuştu.