Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkeden İngiltere hariç diğer ülkeler, Avro Bölgesi'nin borç krizinin aşılmasında sıkı bütçe uygulamaları için kendilerine hayati öneme sahip yetkiler sunacak yeni bir anlaşma hazırlanması konusunda Cuma günü uzlaşmaya vardılar.

Avro kullanan 17 ülkenin tamamı yeni anlaşmayı kesinlikle onaylayacaklar. Avro Bölgesi dışında kalan ancak AB üyesi olan 9 ülke Danimarka, Letonya, Litvanya, Polonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan, İsveç ve Çek Cumhuriyeti, anlaşmaya dahil olmadan önce parlamentolarına danışacaklar.

İngiltere Başbakanı David Cameron, yeni anlaşmadaki düzenlemelerden İngiltere'nin finansal hizmetler sektörünü koruyacak imtiyazları elde edemediği için anlaşmaya açıkça ''hayır'' dedi.



-Avrupa yeni anlaşma niçin ihtiyaç duydu--



Son iki yılda, avro kullanan Avro Bölgesi ülkelerini sallayan borç krizi bu ülkelerin bazılarında borçlanma maliyetlerini yükseltti. Yunanistan, İrlanda ve Portekiz kurtarma paketlerini kabul etmek zorunda kaldı ve bölgenin üçüncü büyük ekonomisi İtalya ile dördüncü büyük ekonomisi İspanya için kaygılar arttı. Almanya ve Fransa, sadece anlaşmada yer alan sıkı kuralların, bütün ülkelerin borçlarını ödeyebilmesi ve benzer krizlerin bir daha tekrarlanmaması konusunda piyasaları ikna edeceğini savundu.

Anlaşmaya göre, anlaşmaya bağlı bütün ülkelerin, normal zamanlarda yıllık bütçe açıklarının gayri safi yurt içi hasılalarının (GSYH) yüzde 0,5'ini geçmesine izin verilmeyecek. Resesyon ya da diğer olağanüstü koşullarda bu oranın GSYH'nin yüzde 3'ü olması öngörüldü.

Bütçe açıkları GSYH'nin yüzde 3'ünü geçen ülkeler otomatik olarak cezalandırılacak. 2010 yılında 27 AB ülkesinden 23'nün bütçe açığı yüzde 3 seviyesini aştı.

Avrupa Adalet Divanı, bütün ülkelerin kurallara göre oynamasını temin edecek. Bütün ülkeler, tahvil satışlarıyla ne kadar borçlanmayı planladıklarını peşinen ortaklarına söylemek zorundalar.

Avro Bölgesi, gönüllü diğer AB üyeleriyle, Avro Bölgesinin başı beladaki üyelerinin kurtarılmasına katkıda bulunmak için Uluslararası Para Fonuna (IMF) 200 milyar avro kredi sağlayacak.

Avro Bölgesi ülkeleri, mevcut geçici kurtarma fonu Avrupa Finansal İstikrar Fonunun (EFSF) yerini alacak daimi kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizmasını (ESM) kuracak, ESM planlanandan bir yıl önce Temmuz 2012'de devreye girecek. Mevcut EFSF'den farklı olarak ESM, bankadaki mevduat gibi ödenmiş sermayeye sahip ve bundan ötürü finansal piyasalarda daha güvenilir.

ESM'nin karar alma süreci basitleştirildi. Acil durumlarda, ESM'nin, sermayesinin yüzde 85'ini elinde bulunduranların kabul etmesi halinde güç durumdaki bir ülkenin kurtarılmasına izin verilecek. Bu, geçmişte olduğu gibi ESM'ye çok fazla maddi katkısı olmayan küçük ülkelerin acil kurtarmaları engellemesini ya da yavaşlatmasını durdurmak anlamına geliyor.