Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa'da yaşanan ekonomik daralmadan etkilenmemek için Türkiye'nin ihracatının, krizden etkilenmeyen Asya pazarına yönelebileceğini açıkladı.

Babacan, İsveç'in başkenti Stockholm'deki temasları hakkında, Türk basın mensuplarına Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliğinde düzenlediği basın toplantısıyla bilgi verdi. Babacan, 27 üyeli Avrupa Birliği düşünülecek olursa Türkiye'nin tek başına etkisinin daha fazla olduğunu söyleyerek, şunları belirtti:

"Avrupa Birliği kendi iç sorunlarıyla gerçekten çok çok fazla meşgul bir vaziyette. Bu krizin yönetilmesi kriz döneminden çıkışın yönetilmesi son derece büyük önem arz ediyor. Mutlaka daha güçlü bir siyasi irade gerekiyor, sorunların çözümü için. Bir siyasi liderlik meselesi aynı zamanda bu. Yani güçlü bir siyasi liderlikle ancak bunların üstesinden gelinebilineceğini vurguladık. Yapılacaklar bilinmeyen şeyler değil, ama bunu yapacak iradede, cesarette hükümetler maalesef pek çok ülkede yok.''

Babacan, basın mensuplarının, ''Avrupa ülkelerinde daralma yaşanması halinde bunun Türkiye'ye etkileri ve Türkiye'deki cari açık'' konusundaki sorusuna şu yanıtı verdi:

''Cari açık ile ilgili artık en yüksek seviyeler geride kaldı. Bundan sonraki dönem artık cari açığın Türkiye'de düşmeye başladığı bir dönem olacak. Bu hem bizim analizlerimize göre, hem de Türkiye'yi takip edenlerin analizleri de bu yönde. Ancak Türkiye'de cari açık bir süre daha yüksek devam edecek. Yani tedrici düşüş cari açığın sıfırlanması anlamına gelmiyor. Basamak basamak her yıl bir önceki yıla göre, daha düşük bir cari açık seviyesi göreceğiz. Ancak, son dönemde cari açığın finansman kalitesinde tedrici iyileşme de var. Bir dönem kısa vadeli ağırlık sermaye gelişleriyle ilgili olarak bu finanse edilirken, son aylarda gittikçe artan oranlarda uzun vadeli finansmanın daha fazla ağırlık taşımaya başladığını da görüyoruz.''

AB'nin yaptığı, yani komisyonun yaptığı açıklamaya göre, AB ülkelerinde yılın üçüncü çeyreğinde büyümenin son derece yavaşlamış durumda olduğunu kaydeden Babacan, şöyle konuştu:

''Son çeyreğinde bu büyüme tamamen durabilir. Komisyonun kendisi bunu söylüyor. 2012 yılı için de ya çok yavaş bir büyüme ya da eksi büyüme. Dolayısıyla beklentiler bu yönde. Eksi büyüme teknik deyimle resesyon ihtimal dışı değil, şu anda AB için. Tabi bu olacak mı, olmayacak mı işler toparlanacak mı, toparlanmayacak mı öncelikle Yunanistan'daki bu yeni hükümetin neler yapabileceğine bağlı. Arkasından İtalya'daki yeni hükümetin ne yapıp ne yapmayacağına bağlı.

Burada atılacak adımlar piyasalarda güven oluşturacak mı? İspanya'da seçimler sonucunda nasıl bir hükümet oluşacak ve bu hükümet gerekenleri yapacak mı, yapmayacak mı? Bunlara bağlı. İrlanda da öyle yeni bir hükümet var. Hükümetler beklentileri karşılayabilecek mi? Fransa ile ilgili gelişmeler ne olacak? Şimdiye kadar hep Almanya, Fransa iki sağlam ekonomi diğerlerini yönetmeye ya da diğerlerinden gelebilecek sıkıntıları çözmeye çalışıyorlardı. Fakat Fransa'nın kendisiyle ilgili riskleri hızlı bir şekilde görmeye başladık. Fransa'da önümüzdeki dönemde seçim dönemi var. Bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Fransa gerekli adımları atabilecek mi, reformları yapabilecek mi? Bütün bunların hepsi soru işareti.''

AB ülkelerinde yaşanan ekonomik krizin Türkiye'ye etkisinin ne olacağı konusunu da değerlendiren Babacan, şunları kaydetti:

''Biz ihracatın yarısını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. AB'ye üye ülkelerde bir daralma yaşanırsa, ciddi ekonomik sıkıntılar meydana gelirse, bizim ihracatımızda da sorunlar olabilir. Ama öte yandan biz şu anda hızlı bir şekilde AB dışındaki pazarları geliştirmeye çalışıyoruz. Ekonomi Bakanımız Hindistan'da. Mesela Hindistan'a daha fazla nasıl mal satabiliriz. Çin'e daha fazla nasıl mal satabiliriz. Asya ülkeleri bu krizden fazla etkilenmiyor. Büyüme trendleri devam ediyor. Dolayısıyla Asya'ya biz nasıl daha fazla ihracat yapabiliriz, bütün bunlar önümüzdeki dönemde önemli olacak ki;, Avrupa'da olası bir yavaşlamayı diğer pazarlarımızla telafi edebiliriz. Bu bizim önemli konularımızdan bir tanesi. Şu anda çok şükür ekonomide resmin tümü olumlu. Bu tablonun devam etmesi için tüm çabamızı göstermeye devam ediyoruz.''