Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, küresel krizle ilgili problemin iki önemli kaynağının bankacılık ve kamu maliyesi olduğunu belirterek, ''Türkiye ise her iki konusunda da reformlarını yapmış ve sağlam bir yapı ile bu döneme girdi'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Fransa'nın Cannes kentinde Uluslararası Gayrimenkul ve Perakende Fuarına katılan Türk katılımcılar için organize edilen, yemeğe katıldı.

Babacan burada yaptığı konuşmada, dünyanın en büyük etkinliklerinden biri olan MAPIC Fuarını ve fuardaki Türk firmalarının stantlarının cazibesini görmenin büyük mutluluk olduğunu belirterek, ''Bir yandan durgunlaşan bir ABD ekonomisi var, gittikçe durgunlaşan bir Avrupa ekonomisi var ama onun hemen yanında dinamik bir Türkiye var, dinamik bir Asya var'' dedi.

Türkiye'nin 2002 yılından bu yana çok önemli bir dönüşüm gerçekleştirdiğini, gerçekleştirmeye de devam ettiğini anlatan Babacan, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda dönüşüm olduğunu, demokrasi, temel hak ve özgürlükler konusunda, hukukun üstünlüğü konusunda önemli adımlar atıldığını vurguladı.

Ekonomik göstergelere bakıldığı zaman Türkiye'de 2002 yılından bu yana enflasyonla mücadelede, kamu maliyesini ve bankacılık sistemini sağlamlaştırmada çok köklü adımlar atıldığını kaydeden Babacan, atılan bu adımlar sayesinde 2009 krizi etkilemeye başladığında, Türkiye'nin dünyadan ayrışmaya başladığını bildirdi. Babacan, ''Dünyada şu anda problemin iki önemli kaynağı bankacılık ve kamu maliyesi. Türkiye ise her iki konuda da reformlarını yapmış ve sağlam bir yapı ile bu döneme girdi'' diye konuştu.

2009 yılında pek çok ülkenin ekonomik krizden çıkma adına kamu harcamalarını artırdığını ve vergileri düşürdüğünü, Türkiye'nin tam tersine adımlar attığını kaydeden Başbakan Yardımcısı, ekonominin temelinde siyasi istikrar olduğunu da vurguladı. 2009'dan bu yana ne olduğuna bakılacak olursa; pek çok Avrupa ülkesinde 2009 yılında görev yapan başbakanların bugün olmadığını ifade eden Babacan, ''Bir tek İspanya'nın Başbakanı Sayın Zapatero iş başında, fakat ayın 20'sinde seçim var, anketlere göre partisi muhalefetin gerisinde. Muhtemelen ayın 20'sinden sonra İspanya'da da başka bir başbakan, başka bir hükümet göreceğiz'' dedi.

Başbakan Yardımcısı, Türkiye'de işsizlik rakamlarının aşağı yönlü bir seyir izlediğini, sadece son 12 ayda 1 milyon 700 bin ilave istihdam yaratıldığına vurgu yaptı.



-İstanbul finans merkezi-



Türkiye'nin önümüzdeki dönemde istihdam işgücü piyasası ile ilgili reform paketi üzerinde çalışacağını, İstanbul'u dünyanın en büyük 10 finans merkezinden birisi yapma konusunda önemli reform paketi bulunduğunu, yatırım ortamının daha da iyileştirilmesi konusunda çalışıldığını belirten Başbakan Yardımcısı, ''Yargı reformu en önemli konularımızdan bir tanesi. Türkiye gerçek anlamda bir hukuk devleti olmak istiyorsa ve ihtilaflı konular mahkemelere gittiğinde 2-3 yıl sürüyorsa, aynı konu farklı mahkemelerde farklı şekilde sonuçlanıyorsa, alt mahkeme ile üst mahkeme birbiriyle tamamen zıt kararlar verebiliyorsa, işte bu konuda çok ciddi sorunlarımız var demektir. Yargı reformuyla ilgili bundan sonraki dönemde çok daha farklı, çok daha önemli adımlar atma imkanımız olacak'' dedi.

Bunlardan daha önemlisinin ise eğitim reformu olduğuna işaret eden Babacan, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

''Bizim dünyanın 17'inci büyük ekonomisi iken, 16'ıncı büyük ekonomisi durumuna gelmemiz, Avrupa'nın ise 6'ıncı büyük ekonomisi haline gelmemiz gayet güzel. Ancak bakıyoruz ki insani gelişmişlik endeksinde çok alt sıralardayız ve bunun en önemli sebebi eğitim göstergeleri. Şu anda OECD'nin yapmış olduğu standart testlerde Türk en son sırada çıkıyor. 25 üstü nüfusumuza baktığımızda, bu nüfusumuzun ortalama okulda geçirdiği yıl sayısı 6,5. Yani Türkiye'de 25 yaşından diyelim ki 105-110 yaşına kadar kim varsa alıyorsunuz, bakıyorsunuz. İlkokul mezunu olanlar diyelim ki 5 yıl, eski tabirle ortaokul mezunu olanlara 8 yıl, lise mezunu olanlara 11 yıl veya yeni dönemde 12 yıl, üniversite mezunlarına 15 yıl yazıyorsunuz. Master, doktora yaptıysa sayıyı artırıyorsunuz. Bunun ortalamasını çıkartıyorsunuz bizde 6,5 çıkıyor. Yani 25 yaş üstü nüfusumuzun okul seviyesi ilkokul 7'inci sınıftan terk. 6'yı bitirmişiz, 7'yi tamamlayamamışız. Eski tabirle ortaokuldan terk orta yaş nüfusumuzun eğitim seviyesi var. Eğer köklü adımlar atmazsak benim endişem şudur ki; Türkiye hızlı büyüme performansını bir süre sonra kaybedebilir. Çünkü nihayetinde bir ülkenin ekonomisinin büyüklüğü o ülkede oluşturulan katma değerlerin toplamı... Orta ikiden terk bir nüfusun oluşturacağı katma değer ile eğitim seviyesinin çok daha yüksek olduğu bir ülkenin oluşturacağı katma değer arasında tabii ki farklı olacaktır.''