TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Türkiye ekonomisinin kıvraklığı ve dayanıklılığı, deneyimli bir ekonomi yönetimine sahip olmasının dünyada gıpta ile izlendiğini belirtti.

Boyner, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye söz konusu olduğunda memnuniyet duyulacak olguların sayısının şu sıralarda bir hayli yüksek olduğunu belirtti. Boyner, şunları söyledi:

''Geçenlerde konuştuğum bir Avrupalı işadamının deyişiyle, Türkiye şu sıralarda dünyada tavan yapıyor. Gerçekten de özellikle yakın çevremizle karşılaştırıldığında Türkiye ekonomisinin kıvraklığı ve dayanıklılığı, deneyimli bir ekonomi yönetimine sahip olması dünyada gıpta ile izleniyor. Krizin ardından ekonomimizin çabuk toparlanması geçen yılın ve hatta bu yılın büyüme rakamları prestijimizi arttırıyor. Dünyanın en karmaşık ve riskli bölgelerinin ortasında, Türkiye-nin sağlam ittifak ilişkileri ile bir istikrar unsuru olması ülkemize bu denli dikkat gösterilmesinin, dünya medyasının odağına alınmasının bir nedeni. Türkiye pek çok konuda sorunların çözümüne katkıda bulunacak, öneriler yapabilecek bir aktör olarak görülüyor.''

Küresel ekonomik duruma bakıldığındaysa, 2011 yılının karamsarlıkları derinleştiren bir yıl olduğunu kaydeden Boyner, ABD ekonomisi toparlanamazken, AB'nin kendi krizinin vahametini tam kavrayamadığı izlenimi verdiğini söyledi. Boyner, şöyle devam etti:

''Bugün Brüksel'de Euro Bölgesi üyeleri artık sayısını takip etmekte zorlandığımız bir kritik zirvede daha buluşuyorlar. Bir an önce hem üyelerin, hem de tüm dünyanın önüne net, kararlı ve gerçekçi bir planla çıkmayı başaracaklarını umuyoruz."

Yine de krizin aşılması için büyük bir çaba gösterildiğini ifade eden Boyner, bu bakımdan daha öngörülebilir bir ekonomik ortamın birkaç yıl içinde şekillenebileceğinin söylenebileceğini kaydetti.

Boyner, dünya ekonomisindeki bu gelişmelerin Türkiye gibi, 2001-2011 arasında çok başarılı bir performans göstermiş, küresel ekonomiye özellikle AB ekonomisine derinden entegre olmuş, ancak kaygı verici boyutlara gelen cari açığı kısa vadeli sermaye akışlarıyla kapatılabilen, hanidir yapısal reformlarda yorgun düşmüş bir ülkeyi rahat bırakmasının söz konusu olamayacağını kaydetti.

Bu krizin Türkiye-nin yavaşlayan mikro reform gündemini taze bir bakış ile yeniden canlandırmak için bir fırsat da yarattığına işaret eden Boyner, ''yarışa önde başlama ve götürme şansımız vardır'' dedi.

Yalnızca yöneticilerin değil, ekonomiyle ilgilenen herkesin daha kapsamlı sorular sormak, gelişmeleri sorgulamak, farklı senaryolar üzerinde çalışmak gibi bir yükümlülüğü olduğuna inandıklarını kaydeden Boyner, ''mevcut ve nispeten rahat konumumuzun bizi rehavete sürüklememesi gerekiyor'' diye konuştu.

Reform yapma iradesini tüm toplum kesimlerinde canlandırmak zorunda olunduğuna işaret eden Boyner, yönetimin kısa vadede getirisi olmayan, ancak uzun vadede Türkiye-yi düzlüğe çıkaracak, dünyada rekabetçi kılacak ve dünya iş bölümünde daha sağlam bir yere oturtacak kararları almasını beklediklerini söyledi.

Bugün için Türkiye-nin ekonomik dengelerinin hem mutlak, hem de nispi olarak iyi olduğunu kaydeden Boyner, şöyle devam etti:

''Ancak göreli olarak olumlu dengelerimizin, gerekli mikro reformlar krize rağmen yapılmadığı takdirde, süratle bozulabileceği ihtimalini de gözden kaçırmamalıyız. Gün gelecek AB ve ABD ekonomileri toparlanacaktır. Türkiye-yi ileride daha etkili bir ekonomik aktör haline getirecek adımların atılması için fırsat anı bugündür.

Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da büyümenin motoru özel sektör olacaktır. Devletin rolü piyasa sisteminin düzgün çalışmasını kolaylaştırmak, engellerin temizlenmesine yardımcı olmak ve kamu maliyesinde disiplini sağlamaktır. Bu bağlamda modern ve karmaşık bir ekonominin iyi yönetilmesinde bağımsız denetleyici ve düzenleyici kurumların önemini ayrıca vurgulamak bile herhalde gereksizdir.''