Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''Çok uzun değil kısa bir süre öncesine kadar dışarıdan borç aldığı için emir, talimat almak zorunda kalan, IMF'den başka çıpası olmayan bir Türkiye, şükürler olsun dünyanın krizle boğuştuğu, Avrupa'daki birçok ülkenin adeta oksijen çadırına girmiş olduğu bir ortamda bir başarı hikayesi yansıtıyor'' dedi.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliğinin (UTİB), Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) strateji ortaklığı ile düzenlediği ''IV. Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı'' zirvesi, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde başladı.

Bakan Çağlayan, burada yaptığı konuşmada, bundan 10 yıl önce bir gün sonrasını bile göremezken, bugün 12 sene sonrasının planını, projeksiyonlarını yapar hale geldiklerini söyledi.

27 yıl sanayicilik yaptığını, Türkiye'nin her dönemini sanayici olarak yaşadığını anlatan Çağlayan, o dönemlerde ''uzun vade'' dedikleri şeyin en fazla 3 ay, orta vade 15 gün, kısa vadenin ise bulunulan an olduğunu belirtti.

Çağlayan, bugün Türkiye'nin 12 sene sonrasının projeksiyonunu yaptığını, Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi koyduğunu, bunun ulusal bir hedef haline geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Bundan 10 yıl önce dünyanın 26. büyük ekonomisi olan, bugün satın alma gücü paritesine göre, 16. büyük ekonomisi olan Türkiye'yi dedik ki; '2023'de dünyanın ilk 10'u arasına sokacağız. Kişi başına geliri 25 bin doların üzerine çıkartacağız. Bunları yapar mıyız- Geçen sene söylemiştim, tekrar söylüyorum, bal gibi yaparız evvel Allah. Türkiye artık bu konuda kararını vermiş. Türkiye artık yıl kaybeden değil, yıl kazanan ülke olmak durumundadır. Bundan 10 sene öncesindeki 36 milyar dolar ihracatı bugün 135 milyar dolara çıkaran Türk ihracatçısı Türk sanayicisi. Bundan 10 yıl önceki kişi başına milli geliri 3 binden bugün 11 bin dolar seviyesine çıkartan siyasi, ekonomik istikrar hükümet ve iş adamları, özel sektör. Bakın şimdi sadece 2 sektörde 10 yıl önce yapmış olduğumuz ihracatın fazlasını yapıyoruz. İşte ikisi de Bursa için son derece önemli. Gerek otomotiv sektörü gerek tekstil konfeksiyon sektörü. Üst üste topladığınız zaman bırakın 2002'yi 2003'ün ihracat rakamlarını şu anda geçmeye uğraşıyoruz.''



-''Başarı hikayesi''-



Zafer Çağlayan, artık Türkiye'nin de bir başarı hikayesi, öyküsü bulunduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Türkiye ve Türk algısı artık değişmiştir. Türkiye imajı değişmiştir. Bugün özel sektörümüz, bunu kemiklerine, iliğine kadar hisseden insanlardır. Bugün şirketlerimiz para ediyorsa, bugün ülkemize bu kadar uluslararası sermaye geliyorsa, bugün artık Türk şirketleri Avrupa'daki şirketleri alıyor veya ortak oluyorsa, ihracatımız bu kadar artıyorsa, ülke imajı burada son derece önemlidir. Diyoruz ki; geldiğimiz nokta son derece önemli, ama yetmez. Daha gidecek çok yolumuz var. Bırakın artık bizi, İngiltere Başbakanı, dünyanın önde gelen, gelecek bilimcileri, Türkiye'nin gelecek 2050 yılında en büyük 5 starından, yıldızından biri olacağını onlar söylüyor. Biz de biliyoruz tabi ne olduğumuzu...''

Çağlayan, bunun en büyük lokomotiflerinden birinin tekstil ve konfeksiyon olduğunu belirterek, sektörün, her geçen gün Türkiye ve Türk imajının tüm dünyadaki en büyük lokomotifi olduğunu söyledi.



-''Bugün hayatımızın olmazsa olmazı artık Ar-Ge''-



Çağlayan, Türkiye'de 2000'de yapılan Ar-Ge harcamalarının 1,31 milyar dolar olduğunu, bu rakamın 2010 yılında 6,18 milyar dolara çıktığını belirterek, ''Her ne kadar gayri safi milli hasılamızın yüzde 1'ini yakalayamamış olsa dahi, dünyada Ar-Ge harcamalarının hızı açısından dünya şampiyonu olmuş olan bir ülkeyiz ve şimdi diyoruz ki 2023'te de bizim Ar-Ge hedefimiz, gayri safi milli hasılamızın yüzde 3'üdür'' dedi.