Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Libananco Davasında temyiz yolunun açık olmasına ilişkin, ''Uluslararası hukuk alanında temyiz yolunun açık olması bizi çok ciddi sıkıntıya uğratmıyor'' dedi.

Bolu'da düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Yıldız, ''Temyiz yolu açık dediniz. Uzanlar, temyiz yoluna giderlerse dava uzar mı?'' şeklindeki bir soruya cevap verirken, söz konusu davanın karara bağlanmasının altı yıl sürmesinin davanın girift ve biraz problemli olduğunu gösterdiğini söyledi.

Eğer dava kabul edilmiş olsaydı esastan görüşülmeye başlanacağına dikkati çeken Yıldız, davanın daha giriş kısmındayken reddedilmiş olmasının kendileri için son derece önemli olduğunu bildirdi.

Bakan Yıldız, şunları söyledi:

''Onlar, imtiyaz hakkının feshedilmesinden Libananco'nun zarar gördüğünü iddia etmişlerdi. O yüzden kendilerinin yetkili olduklarını iddia ediyorlardı. Uluslararası Tahkim Heyeti şunu söyledi; (Siz burada yetkili değilsiniz. Bu hisselerin size ait olduğu bile muvazaa götürür. Bu hisseler sonradan el değiştirmiştir.) O açıdan uluslararası hukuk alanında tekrar bir temyiz yolunun olması bizi bu manada çok ciddi bir sıkıntıya uğratmıyor. Başka bir tahkim heyetiyle beraber müracaat etmeleri halinde görüşülecek ama biz uluslararası arenada özellikle hakem heyetlerinin son derece sağduyulu olduğuna ve haklı olduğumuz davada haksız görülmeyeceğimize inanıyoruz.''

Her zaman ''Biz doğru işler yapacağız ve doğru işler yaptığımız kadar da güçleneceğiz'' diye düşündüklerini belirten Yıldız, bu davanın da bunun örneklerinden bir tanesi olduğunu söyledi.

Bakan Yıldız, vatandaşların alın terleriyle beraber toplanan vergilerden böyle bir paranın ödenmesinin vatandaşlara büyük haksızlık olduğunu düşündüklerini belirterek, Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) üçte birini tahsil etmeye çalışan bir yapıyla karşı karşıya olunduğunu, kendisinin kızgınlığının nedeninin de bu olduğunu ifade etti.

''Biz Somali'ye gidip harçlıklardan biriktirdiklerimizi muhtaç insanlara verebiliriz'' diyen Yıldız, ama haksız yere yolsuzluklarla evrakta sahtecilik yapılarak kendilerinden bir dolar almak isteyenlere karşı olduklarını çünkü vatandaşların bu paraları kendilerine doğru yerlerde kullanılması için emanet ettiklerini vurguladı.

Bakan Yıldız, söz konusu dava kendi haline bırakılsaydı kesinlikle bu insanların, ''bu ülkenin sülüklerinin'' mutlaka bu paraları emmek isteyeceklerini kaydetti.

AK Parti hükümetlerinden önceki iktidarları da eleştiren Yıldız, şöyle devam etti:

''Bunlar AK Parti hükümetlerinden daha önceki dönemlerde de doğru işler yapmadılar. Ama iradenin zayıflığı nedeniyle ÇEAŞ ve Kepez'le alakalı iki defa sabah 9'da gelip 9.15'de diğer kapıdan çıkılmıştır. El koyamamışlardır. Devletin siyasetine, emniyetine her türlü kurum ve kuruluşuna nüfuz etmiş insanlardı bunlar. Bu sahtecilik yeni bir şey değil ama son derece sıkıntılı sonuçlar doğurabilecek bir yapıdır. O yüzden ben Uluslararası Hakem Heyetinin verdiği bu kararı son derece önemsiyorum.''

Söz konusu grubun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde açtığı davanın tutarının 180 milyar dolar olduğunu, temyiz yolu bulunmayan bu davanın da Türkiye lehine sonuçlandığını hatırlatan Yıldız, bu davada ortaya konulan üslubun tamamen Türkiye Cumhuriyetini düşman yerine koyan bir üslup olduğuna, karşı tarafın avukatlarının tavırlarının da düşmanca olduğuna dikkati çekti.

Yıldız, şunları kaydetti:

''Bu insanlar da bu ülkede yaşadılar, bu ülkede para kazandılar ama çifte muhasebe tutulan dünyadaki ender hadiselerden biridir. Bankacılık sistemleri de dahil olmak üzere büyük organize bir soygun ile karşı karşıyaydı. O yüzden ben Türkiye'nin önemli bir hukuki zaferidir diye düşünüyorum.''



-''Başbakan karardan memnun''-



Taner Yıldız, konuyla ilgili Başbakan Erdoğan ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine de dün akşam Başbakan Erdoğan'a bilgi verdiğini, Erdoğan'ın da kararı memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Yıldız, bu davanın söz konusu grup tarafından büyük bir kalkan olarak kullanılmaya ve Başbakan Erdoğan'a çamur atılmaya çalışıldığını ancak başarılı olunamadığını belirtti.

Bir gazetecinin ''Bu karar 188 sayfalık bir karar. Bizimle buradan bir kaç cümle paylaşır mısınız?'' şeklindeki sorusuna cevap verirken de, Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezinin bu kararının hem avukatlık büroları tarafından hem de bürokratları tarafından tekrar yorumlandığını, her türlü detayın önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını ifade etti.

Taner Yıldız, Uzan Grubunun açtığı ve daha önce Polonya'da görülen 2 davada Uzan Ailesi tarafından kontrol edilen davacı şirketin geçmiş tarihli sahte belgeler sunduğu, davanın hileli olduğu ve kötü niyetli açıldığı sonucuna varıldığını bildirdi.

Bakan Yıldız, Uzanların kırmızı bültenle arandıklarını belirtilerek, burada son durumun ne olduğunun sorulması üzerine de bu kısmın siyasi sınırlar içerisinde kaldığını söyledi.

Taner Yıldız, ''Kendisinin yeri bellidir. Burada suç işlenmiş, dava sonuçlanmış ve suçlu bulunmuştur. İadesi ilgili talep Adalet Bakanlığımız tarafından tabii ki takip edilecektir'' dedi.



-Küçük hissedarların durumu-



Bakan Yıldız, dava süresince Kepez ve ÇEAŞ mağduru olan çok sayıda küçük yatırımcı bulunduğu ifade edilerek, bunlar için bir çözüm yolunun ortaya çıkıp çıkmayacağının sorulmasına karşılık da bu konuyla ilgili mahkemelere intikal etmiş davaların sonuçlandığını ve küçük hissedarlar aleyhine, Enerji Bakanlığı lehine karar verildiğini kaydetti.

Yıldız, hukukçularına gerekirse konuyu tekrar inceletebileceklerini, daha önce bu konuyla alakalı çeşitli görüşmeler yapan bürokratlarının yine bir kısım görüşmeler yapabileceklerini, yolun tamamen kapatılmış olmadığını ama kendileri için mahkemenin verdiği kararın bağlayıcı olduğunu ifade etti.