Hani hep derler ya, gençlere ne oluyor? Bizim zamanımızda böyle değildi. Neden bu yıl oruç tutan genç sayısı %12'lere düştü. Neden namaz kılan genç sayısı oldukça az? Neden camiler boş? Neden gençler giyinmeye değil soyunmaya hevesli? 

Asıl suçlu ve sorumlu ne yazık ki ebeveynler ve hocalar. "Çocuğumun mezuniyet töreni var." diye tesettürlü bir çok anne mağaza mağaza gezip kızına vücudunu tamamen açıkta bırakacak kıyafetler arıyor. Peki, bunu ona neden yapıyor? Kızının herkesin içinde teşhir edilmesine neden göz yumuyor? 

Mezuniyet törenlerinde bedeninin neredeyse tamamını ortada bırakan elbiseler giyip dans etmek, özgürlük değil modern köleliktir. Ne yazık kı gençlerimiz ruh ve zihin dünyalarını geliştirmek yerine estetik merkezlerinde, rol model zannettikleri ünlülerin ağzına, burnuna, vücuduna benzemek için zaman ve nakit harcıyorlar. Beden insana Allah'ın emanetidir ve kişiye özeldir. Kimse onu cahiliye devrinin kadınları gibi açarak sergileyemez. Allah'u Teala ayetinde 

"Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar..." (Nur, 31) buyuruyor. 

Anneler bu ayetlere kendileri itinayla uyarken hatta 28 Şubat'ta zorla başörtüsünü açmak isteyen zihniyetle mücadele etmek için üniversitelerini terketmek, görevlerini bırakmak zorunda kalmışlarken çocukları hakkında neden bu kadar duyarsız davranıyorlar? Bu çağda İslam yaşanmaz, bu asırda giyinmek de tesettür de imkansız yahut lüzumsuz noktasına mı geldiler? 

Bizim annelerimiz belki okul okumadılar. Bu anlamda cahildiler ama bizim yarı çıplak sokağa çıkmamıza rıza göstermediler. Günümüz ebeveynleri zihinsel anlamda öyle çok dünyevileşti ki farkında bile olmadan çocuklarına "Ne olursa olsun tahsilini tamamla, maneviyat, İslam ahlakı geri planda kalsa da olur." mesajını verdiler. Onları yüksek puanlar almaları adına en seküler okullarda okuttular. 

Aliya İzzet Begoviç, halkı "eğitimsiz ve yanlış eğitimli" diye iki sınıfa ayırıyor. "Hiçbir Müslüman ülkesinde halkın ihtiyaçlarına cevap verecek ve İslam ahlakının anlayışına uygun olarak gelişmiş bir eğitim sistemine sahip değiliz. Bu en hassas kurumu bizim iktidar sahipleri ya ihmal ettiler ya da yabancılara bıraktılar. " diyor.

Şimdi her yaz, mezuniyet baloları adıyla yapılan tamamen Batı toplumlarına öykünerek oluşturulmuş bizim dinimiz ve kültürümüzden kopuk törenler, bunun sonucudur. Eğlence, dans, konser odaklı organizasyon olduğunda salonları, meydanları tıklım tıkış dolduran gençlik İsrail zulmünü kınamak için kılını kıpırdatmak istemiyor. Birikimli bir yazarı, donanımlı bir âlimi dinleyenlerin sayısı çılgınca eğlenmeyi seçenlerin yanında oldukça komik kalıyor. 

Kötü örnek teşkil etseler de daha cüretkar açılmaya, daha küfürlü, argo konuşmaya teşvik etseler de bu ünlülerle onları buluşturmak suretiyle hocalar, ebeveynler ve siyasiler onları kazanmak yerine daha çok kaybediyor, kendi değerlerinden uzaklaştırıyorlar. Evet netice itibariyle tahsilini tamamlamış ancak gerçek kimliğini, benliğini, ideallerini oluşturmada sınıfta kalmış gençler... Bu gençler, onları doğru yetiştirmek hususunda sorumluluktan kaçmış olan tüm velilerin, idarecilerin ve öğretmenlerin eseridir...