Minneapolis'te polis memuru kadar gözaltına alındığı sırada boğazına basılarak öldürülen George Floyd’un ölümünün ardındaki, dalga dalga yayılarak çoğalan protesto gösterileri, ülkeyi neredeyse savaş alanına çevirdi. Polis kuvvetlerinin senelerdir uyguladığı ırksal ayrımcılığa aleyhinde ayaklanma eden protestocular, ülkenin her noktasında seslerini duyururken, ulusal yargı arayışının etkileri, bütün dünyaya yayıldı. Dünyanın birçok noktasından ABD’li eylemcilere destek sesleri yükselirken, umulmadık olaylara istediği gibi müdahale edemeyen ve yüz binleri susturup bastırmakta başarısız olan ABD yönetimi, ne yapacağını şaşırdı. Gerçtiğimiz günlerde, politikacılar arasında yüksek sesle konuşulmaya başlanan
“dış güçler” iddiaları, resmi yetkililer göre da söylenir ayla geldi.
Polis vahşetini görmezden gelerek , olayların spekülatör Soros’tan, Rus derin devletine kadar çoğu dış kaynaktan alınan güçle organize edildiğini bahis eden ABD yönetimi, bu iddialarını resmi makamlar tarafından yineledi. ABD Hak Bakanı William Barr, ülke genelinde devam eden George Floyd protestolarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, “yabancı aktör” ihtimalini devreye soktu. Barr, beraberinde FBI Başkanı Christopher Wray, Federal Cezaevleri Bürosu Başkanı ve ABD’de asayişten sorumluluk sahibi öteki birimlerin başkanlarıyla konuştuğu toplantıda,
“Antifa ve sözde aşırıcı grupların protestoları rehin aldığını ve bu grupların faaliyetlerinin körüklenmesinde dış güçlerin parmağı olduğuna ilişkin kanıt olduğunu” iddia etti.
Protestocuların, "
Barışçıl olanlar, yağmacılar ve aşırıcılar" edinmek üzere 3’e ayrıldığını söyleyen Barr,
"yabancı aktörlerin de şiddeti körüklemek için olayların içinde yer aldığını" söyledi. Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur
