Akademik Oda Orkestrasının sunduğu müzik dinletisi ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını Tıp Fakültesi Öğrenci Temsilcisi Mevlüt Kürşad Gürdal yaptı. “Fikrimiz, 1911’de vatanın kanayan yarasına derman bulmak için bir gece Karacaahmet Mezarlığı’nda toplanan 190 tıbbiyelinin fikri; inancımız, 1915’te Çanakkale cephesine gönüllü gidip bir daha dönemeyen tıbbiyelilerinin inancı; ruhumuz, 1919’da Sivas Kongresi’nde manda ve himayeyi reddeden tıbbiyeli Hikmet Boran’ın ruhudur” diyen Gürdal, 14 Mart’ın sadece kuru bir kuruluş günü değil, işgale ve zulme karşı direniş günü olduğunu söyledi.

Gürdal, Türk tıbbiyelileri olarak dün olduğu gibi bugün de Tıbbiyeli Hikmet ruhu ile şer odaklarına karşı mücadele içinde olduklarını ve şanlı Türk askerinin her daim yanında olduklarını belirtti.

18 yaşında İstanbul işgal altında iken hiçbir manda ve himayenin kabul edilemeyeceğini ifade eden Tıbbiyeli Hikmet’in diktiği bayrağı devralan hekim adaylarına seslenen Isparta Burdur Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Ali Gökçe de “Her hekimin içinde bir Tıbbiyeli Hikmet vardır.” dedi.

Hekimlik mesleğinin özünde karşılıksız hizmet ve fedakârlık olan mesleklerden bir tanesi olduğunu dile getiren İl Sağlık Müdür Vekili Dr. Mehmet Nazif Aydın da tıp bilimine katkıda bulunan, yönlendiren ve geliştiren tüm sağlık personeli ve hekimlere minnetlerini sundu. Ülkemizde sağlık sektöründe gerek fizik gerek sunulan hizmetin etkinliği gerekse de insan kaynağı açısından önemli gelişmeler yaşandığının altını çizen Aydın, sağlık alanında ilk sıralarda yer alan ilimizdeki istatistikler hakkında bilgi verdi.

Anadolu’nun her daim sağlığın ve tıbbın merkezi olduğunu vurgulayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alim Koşar, son yıllarda yenilikçi teknolojileri kullanan hekim sayısının arttığını, tıp biliminin hızla geliştiğini ve hata kabul etmeyeceğini söyledi. Koşar, hekimlerin istedikleri standartlara sahip olması ve çalışmalarını yürütebilmesi adına olumlu yönde çalışmalar yapıldığını belirterek hekimlerin ve sorumluluğunu taşıdığı ailesinin yaşam standartlarını sağlayacak gelir düzeyine sahip olması, güvence içinde adaletli bir ortamda çalışabilmesi, mesleğini sürdürebilecek ve araştırma yapabilecek yeterli alt yapı olanaklarının bulunması, öğrendiklerini diğer hekimlere öğretebilmesi için devlet desteğine ihtiyaç olduğuna da dikkat çekti.

Konuşmaların ardından meslekte 40 yılı doldurmuş akademisyenlere binişleri giydirildi. Akademik unvanda yükselme yaşayan doktorlar da binişlerini giydi.

Tören, mesleğe ilk adımlarını atan öğrencilerin beyaz önlüklerini giymeleriyle sona erdi.