The Economist’in kapağı: Her şey kontrol altında Dünya, koronavirüs salgınından çıkış yolu arıyor. Ülkeler ardı ardına kurtarma paketlerini devreye sokarken, sıkı tedbirler artırılıyor. Salgının yaşandığı bir dönemde Londra merkezli The Economist dergisi, mart-nisan sayısında çarpıcı bir başlığa yer verdi: Her şey kontrol altında. Daha Alçak başlıkta "Büyük yönetim, serbest ve virüs" ifadeleri kullanılırken, derginin kapağında ise köpeğiyle yürüyüşe meydana çıkan maskeli bir adamın, başkasının kontrolü aşağı olduğu ima ediliyor. Koronavirüs salgınının getirdiği büyük değişime muhabere eden dergi, "Sadece birkaç hafta içinde bir virüs, Batı demokrasilerini dönüştürdü. Devletler, işletmeleri kapattı ve insanları kapalı mekanlara mühürledi. Ekonomiyi ayakta tutacak trilyonlarca dolar vadettiler. Güney Kore ve Singapur bir kılavuz ise, tıbbi ve elektronik mahremiyet bir kenara bırakılmak üzere." ifadelerine yer verdi. Tabuların birbiri ardına yıkıldığını bildiren The Economist, ABD Kongresi'nin 2007-2009 yıllarında vadedilenin iki katı olan takriben 2 trilyon dolarlık bir paketi geçmeye hazırlandığını, İngiltere, Fransa ve öteki ülkelerin kredi avanslarının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH)'nın yüzde 15'i değerinde olduğunu ve merkez bankalarının para bastığını aktardı. Derginin yazısında, krizlerden daha sonra devletlerin aldığı sıkı tedbirlere göze çarpan edilirken, bunlardan bütünüyle vazgeçilmediği ve bu durumun sadece ekonomi için yok, bununla beraber bireylerin gözetimi için de etkileri olduğu kaydedildi. Virüsü önlemek için işletmelerin kapatılması ve izolasyonun gerekli olduğu vurgulanarak, ortaya meydana çıkan ekonomik çöküşün dengelenmesine yalnızca bu önlemlerin tezgâhtar olabileceği görüşü paylaşıldı. Koronavirüs nedeniyle devletlerin rolünün süratli değişmesinin nedenine değinen Londra merkezli yayın kuruluşu, bunu, "koronavirüsün söndürülmesi kuvvet alev gibi yayılması" biçiminde açıkladı. Ayrıca, pandemi ilerledikçe verilerin "benzersiz gücünün" insanları izlemek için kullanılmasının olası olduğu belirtildi. Yazıda konuyla ilgili, “Hong Kong, karantina uygulamak için nerede olduğunuzu belirten telefon uygulamalarını kullanıyor. Çin'de kimin haricen bulunabileceğini kayda geçirmek için bir pasaport sistemi var. Güney Kore, mobil teknolojiyi kullanarak yeni enfeksiyonların temaslarını otomatik olarak izlemenin 24 saat yerine 10 dakika içinde netice verdiğini söylüyor." örnekleri paylaşıldı. Koronavirüs salgınına aleyhinde yapılan bir takım değişikliklerin hiç değiştirilmeyebileceği olasılığına ilişkin The Economist, "Britanya, demir yollarını devlet kontrolü altına aldı. Geçici olması zannedilen bir adım oysa, hiç vazgeçilmeyebilir." ifadelerini kullandı. "Daha endişe verici olan ise fena alışkanlıkların yayılmasıdır." diyen dergi, hükümetlerin bağımsız ekonomi politikasına geri çekilebileceğini, bazılarının ise Çin'de üretilen ilaçların içeriğinin tükenmesinden korktuğunu açıklama etti. Rusya'nın tahıl ihracatı için geçici bir yasaklanmış koyduğu, sanayiciler ve politikacıların miktar zincirlerine olan güveni kaybettiğine de yazıda yer verildi. The Economist, hem koronavirüs salgınını fırsata çevirme gerisinde olanlara da değinerek, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, krizi kanunsuzluk davasından kaçma şansı olarak görüyor.” diye yazdı. En üzüntü verici durumun müdahaleci gözcülük yapma olduğu belirtilirken, data toplama ve işlemenin hastalığın yönetiminde gerçek bir avantaj sağladığı için yayılması durumuna dikkat çekildi. ABD’de 11 Eylül saldırılarını hatırlatan dergi, bu saldırının ardından terörle uğraş mevzuatı genişletildiğinden, gözetimin pandemi sonrasında kullanılmaya devam edeceği görüşünü bildirdi ve şu ifadelere yer verdi: "Kimse bunun nerede biteceğini bilmiyor, bilhassa de koronavirüs ile uğraşırken." Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur