‘Büyük Duygular Küçük Mucizeler’, sevgili Yağmur Akpınar’ın ilk romanı. ‘Kendimi bildim bileli yazıyorum diyebilirim.’ diye açıklıyor yazma sürecini. Günlük tutma alışkanlığı onu buralara kadar getirmiş. Ve romanını ise, ‘Sanırım bu kadar geç kalmama üzüldüm.’ diye değerlendiriyor. Başka sorular doğursun diye sorduğu 12 çelişkili soru, okurunu kendi hikâyesini yazmaya teşvik ediyor. Bir de önsöz yazmış ki kitaba, o samimi dil orada başlıyor. Sonrası karakteri Sümbül’le kol kola bir yolculuk. Röportajımızda da sorduğum her şeye samimi yanıtlar aldım. İşte röportajımız. Keyifli okumalar… Yağmur Akpınar ile ilk romanı, Büyük Duygular Küçük Mucizeler’i konuştuk #1 - Yağmur merhaba! Bu hep ilk sorum ve yanıtları için heyecanlandığımı söylemeliyim. Yağmur Akpınar kimdir? Ulaşılanın dışında duyguları ve kalemiyle, kendi gözünden kendini nasıl anlatır? Tanıdıkça açılan, açıldıkça da kapanan bir insanım aslında. Bu tanımla zor biri gibi görünsem de samimiyetle yaklaşan herkesle iletişime açığım. Siyah veya beyaz bakmam hayata, griler çokça fazladır hayatımda. Bu yüzden hoşlandığım ve hoşlanmadığım şeyler sürekli değişir durur. - Yazmaya ilk başlama hikâyen sence nerede, nasıl başladı? Yazma rutinin var mı? Kendimi bildim bileli yazıyorum diyebilirim. Kitapta da sık sık bahsettiğim gibi günlük tutma alışkanlığım vardı. Her yere bir şeyler karalardım. Lisede şiir yazmaya başladım ve bunu düşünce yazıları takip etti. Hatta lisenin ilk senesinde sınıf arkadaşlarımla beraber haftalık gazete çıkarırdık. Kendi aramızda eğlenmek içindi sadece. Geçmişe dönüp baktığımda, üretmenin her zaman hayatımda yeri olduğunu anlıyorum. Her gün yazmaya çalışıyorum. Bana göre en önemlisi, pratik yapmak. Özellikle sabahın ilk saatleri veya gece yarısında daha üretken olduğumu fark ettim. - Yazmak senin için ne ifade ediyor, hayatının neresinde yer alıyor? Nefes almak kadar hayati olmasa da ikinci sırada geldiğini söyleyebilirim. Var olmak gibi bir şey, sanki düşüncelerimi kâğıda dökmezsem eksik kalırmışım gibi. Hayatımın tam ortasındadır; ancak kimse bunu bilmez. Bana özel, biricik, kendim olabildiğim anların tümüdür. - Sormadan geçmek olmaz. Şimdilerde normalleşme sürecinde olsak da, malum zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi süreci senin için nasıl geçti/geçiyor? Pandemi sürecini oldukça üretken geçirdim. Bir yandan evden çalışıyor olmanın büyük yararını gördüm. Kişilik olarak boş oturmayı hiç sevmem. Sürekli uğraşacak bir şeyler ararım. Bu yüzden evde boş durmadım diyebilirim: Podcastler dinledim, kitap okudum, puzzle yaptım… Ve tabii ki kitabıma yoğunlaştım. Yayıneviyle oldukça güzel bir iletişimimiz var. Bu sürecin belirsizliklerinde hep birbirimizin yanında olduk. Yepyeni bir çağa başladığımızı hissediyorum. Bu yüzden bu sürece olumlu bakmaya gayret ediyorum. Özellikle fütüristleri takip ederek gelecekte bizi nelerin bekleyeceğini kestirmeye çalışıyorum. Yağmur Akpınar ile ilk romanı, Büyük Duygular Küçük Mucizeler’i konuştuk #2   - Bizi ilk kitabın Büyük Duygular Küçük Mucizeler buluşturdu. Yakın zamanda okurlarıyla buluşan kitabın için neler hissediyorsun? Tarif etmesi oldukça zor bir duygu. Yazdıklarını paylaşmaya çekinen bir çocukken düşüncelerini okuyucularla paylaşan birine dönüşmek… Sanırım bu kadar geç kalmama üzüldüm. Meğer ne güzel bir hismiş… - Roman yazmak zor muydu? Nasıl çalıştın? Hiçbir şey kolay değil. Disiplinli olmak bu süreçte çok yardımcı oldu. Ayrıca, yaptığım araştırmalar da beni bu süreçte çok besledi. Yazarken o kadar keyif aldım ki sanki Sümbül elimden tutup beni maceralara kendi götürdü. - Önsözünü yazarın kendisinin yazdığı kitapları bir ayrı seviyorum ben. Çok samimi bulduğum önsözünde küçük yaşlardan itibaren bir şeyler yazdığından bahsetmişsin. Peki yazdıklarını bir kitaba dönüştürmeye nasıl karar verdin? Yazdıklarımı herkesle paylaşmamakla beraber çoğu zaman babamın fikirlerini alırdım. En başından beri beni cesaretlendiren ve yazdıklarıma inanan kişi babamdır. Doğru zamanın geldiğini, beklemediğim bir anda karşıma çıkarak beni hayallerime yaklaştıran Büşra Aksak’ın bana olan inancıyla anlamış oldum. Yola çıktığımda, her şeyin değişerek bambaşka olacağını fark ettim. - Bu arada üniversitede Ekonomi bölümünde okumuşsun. Kitabınsa duygular, düşünceler üzerine. Psikoloji ile ilgilenmeye başlamanda seni tetikleyen şeyler nelerdi? Kendimi bildim bileli yazmaya meraklıydım. Derslerde defterlerin arkalarına şiirler yazar, akşam eve gittiğimde de günlüğüme birkaç fikir karalardım. Günümüzde Ekonomi insanlardan uzak bir bilim dalı olarak görülse de aslında oldukça soyut bir yapısı var. Bu yüzden Ekonomi okuyarak da insanların dönemsel psikolojilerine ulaşmak da mümkün oluyor. Okulda aldığım derslerin yanında, çocukluğumdan beri aktif olarak okumaya meraklı olmam düşüncelerimin şekillenmesine yardımcı oldu. Hep meraklı biriydim, araştırmak en sevdiğim şeydir. Yağmur Akpınar ile ilk romanı, Büyük Duygular Küçük Mucizeler’i konuştuk #3   - Roman 12 bölümden oluşuyor ve okuruna ikilemde kalmış 12 soru soruyorsun. Bu soruların hepsine yanıt aldın mı? Bu soruları yanıt almak için sormadım. Aksine, soruların diğerlerini doğurmasını hedefliyorum. Çünkü tek bir soru, bunca bilinmezliğe yeterli kalmayacaktır. Okuyucuyu cevapları bulmasından çok, kendini sorgulamasına yaklaştırmak istedim, çünkü tek bir doğru veya yanlış olmadığını düşünüyorum. Kitapta işlediğim 12 bölüm çoğu insanın kaçtığı veya deneyimlediği duyguları içeriyor. Şimdiye kadar aldığım dönüşlerde, herkesin farklı bir bölümü kendine yakın hissettiğini anladım. Herkesin hikâyesi farklı olduğu gibi, kendini bulduğu bölüm de farklı. - Sanırım ben bu sorular arasında en çok korku üzerine düşündüm. Senin en büyük korkun nedir? Korkular konusunda bir süredir araştırma yapıyorum. Bana kalırsa doğru yönetebilirse, insana yararlı olabilecek bir duygu. İnsanları güçsüzleştirirken aynı zamanda eşitliyor da. Simsiyah gibi görünse de en saf beyazları içinde barındırıyor. En büyük korkum, korkularıma yenik düşerek kendimi kısıtlamak olabilir. - Romanda küçükken hep ressam olmak istediğinden de bahsetmişsin. Bu tutkun hâlâ devam ediyor mu? Elbette devam ediyor. Resim defterlerimi hâlâ saklıyorum. Resim benim için renkler, çizgiler, hayata farklı yönden bakmak ve etrafımı saran tüm güzellikler demek. Bu yüzden profesyonel bir şekilde resim yapmasam bile hayatımın her noktasında varlığını hissediyorum. Kendimi geliştirdiğimde yaptığım resimleri de insanlarla paylaşmak istiyorum. - Peki kitaplarına kapak ya da içeriğine yaptığın resimlerden eklemeyi ya da baştan çizmeyi düşünüyor musun? Tasarımın her çeşidine hayranım. İleride kendi çizimlerimi elbette kitabımın veya başka kitapların kapaklarında görmek isterim. Yağmur Akpınar ile ilk romanı, Büyük Duygular Küçük Mucizeler’i konuştuk #4   - Bir şey daha var. Romanın aslında anlatılar ve Sümbül’ün hikâyesi olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Bu durum da anlatı kısımda bahsettiklerinin somutlaşmasını sağlıyor. Sümbül’ün öyküsünü okurken onun da resim sergisi açmak istediğini görüyoruz. Sümbül karakterinin tamamen kurgu olduğunu söyleyebilir miyiz yoksa senden izler bulabilir miyiz onda? Bu soruyu oldukça sık aldığımı söylemeliyim. Sümbül, bambaşka biri. Onun kelimeleri sadece benim değil, toplumdaki her kadının aklının bir köşesinden geçmiş olabilir. Onu kendime yaklaştırmak değil, insanlarla bütünleştirmek için kurguladım. Ancak benden tamamen ayrı olduğunu da söyleyemem. Ortaya çıkan her eser gibi bu kitap da yazarından izler taşıyor. Güzel olan da bu değil mi? - Evet, güzel yanı bu gerçekten. Kitap bittiğinde Sümbül’ün hikâyesi devam edecekmiş gibi geliyor açıkçası. Sümbül resim sergisi açabildi mi, Can ile mutlu bir hayatları oldu mu yoksa bambaşka bir yol mu çizdi kendine? Bu gibi durumları merak ediyordur okur. Peki Sümbül’ün hikâyesine ortak olacağımız bir devam kitabı gelir mi? Sümbül’ün yapacaklarını ben de merak ediyorum açıkçası. Hikâyesini devam ettirmek isteyen bir karakter olduğuna inancım sonsuz olsa da içinde bulunduğum anın tadını çıkarmak için zamana ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. - Peki, senin için “mucize” ne ifade ediyor? Şimdiye kadar başına gelen en büyük mucize neydi? Mucize, yaşamanın kendisidir. Başka insanlardan gelen değil de kendi kendimize yarattıklarımızdır. Oldukça basit bir şeydir mucize, önemli olan ona olan inancımızdır. Başıma gelen en büyük mucizeyi söylersem henüz karşıma çıkmayanlara haksızlık etmiş olurum. Damla Karakuş: Teşekkür ederim. Yağmur Akpınar: Teşekkür ederim. Yağmur Akpınar ile ilk romanı, Büyük Duygular Küçük Mucizeler’i konuştuk #5 Büyük Duygular Küçük Mucizeler Yağmur Akpınar Küsurat Yay. S.: 194 Kitabı almak için tıklayınız: kitapyurdu * Damla Karakuş [email protected] Instagram: biyografivekitap Bu haber sizlere www.haber32.com.tr farkıyla sunulmuştur