TRT’nin, “özü sözü insan” sloganına uygun yapımlarından biri de, Cumartesi akşamları ilgiyle izlediğimiz Gönül Dağı isimli dizi.

Dizide ‘yok’ yok.

Tabii pozitif anlamda ‘yok’ yok.

Mesela ailece, çocukların yanında yüzümüz kızarmadan, utanmadan izleyebileceğimiz sahnelerin olmadığı sürükleyici bir hikâye var.

Zaman zaman abartılı bulsak da, Anadolu kültürümüzün işlendiği, gelenek, göreneklerimizin olmazsa olmazları; büyüklere saygının, küçüklere sevginin, komşularla yardımlaşmanın, akraba ve dostlarla dayanışmanın işlendiği çok güzel örneklemelerin yer aldığı hoş bir senaryo var…

Birçok dizi; ya dram, ya komedi, ya macera vs. gibi bir yol tutturulmuş öyle başlıyor ve hemen hemen başladığı gibi de bitiyor.

Ancak Gönül Dağı’nda her heyecanı yaşamak mümkün.

Bir bakıyorsunuz duygusal bir kanala bağlanmışsınız, hayatınızda geride kalan sevdikleriniz, pişmanlıklarınız, hasretiniz, özlem duyduğunuz anıları yeniden yaşıyorsunuz ve silkelenip, “üç günlük dünya için kimseyi kırmanın, üzmenin, fırıldak olmanın” bir anlamı olmadığının farkına varıyorsunuz…

Birkaç dakika sonra sizi o haletiruhiyeden çıkaracak komedi bölümüne geçiyorsunuz…

BAŞROLDE 8 2 OYUNCU VAR

Gençlerin ağırlıklı olduğu oyuncu kadrosu da iyi hazırlandıkları rollerini hayli benimsemiş görünüyorlar.

Sanki İstanbul’da değil de Gedelli’de doğmuş, büyümüşler ve hala Gedelli’de yaşıyor gibiler.

Başroller genelde, (eski tabirle) filmin oğlanı, filmin kızı üzerine kurgulanır ve sonuna kadar da öyle devam eder.

Ancak Gönül Dağı’nda başrol oyuncuları iki isimden ibaret değil; 8’i başrolde oynarken, 2 önemli karakter ise resmen başrolden rol çalıyor…

Dizi başladığında Taner ve Dilek ön plandaydı. Ta ki engelleri aşarak kavuşup evlenince Veysel-Cemile, Ramazan-Asuman, Sefer-Zahide başrol oyuncuları gibi lanse edildi.

9’uncu başrol oyuncusu, ağır başlılığı ve ortamı rahatlatan söz ve düşüncesiyle öne çıkan Gülsüm Öğretmen olsa da bize göre Gönül Dağı’nın asıl başrol oyuncusu Ciritçi Abdullah…

Son bölümlerinde geri plana bırakılan Ciritçi Abdullah’ın ağzından çıkan her söz pürdikkat dinleniyor. Çünkü Ciritçi Abdullah’ın her cümlesinde çok önemli hayat dersleri var.

Usta oyuncu için, “rolünü çok iyi yapıyor” demeye bile gerek yok zaten.

Ama maalesef, ne hikmetse Ciritçi Abdullah son bölümlerde fazla görünmüyor!

Düğüncü Muammer ve eşi Döndü, Ağıtçı Hüseyin ve eşi Günşıl.

Tabii ki, Selami, Dişçi Musa, Münir Başkan, Elif hemşire, Dr. Kenan, Asya, Halime, Rıfat, Keriman ve Divane (eleğiyle güneşi toplayan adam) de rollerinin hakkını veren karakterler arasında.

HALKLA İLİŞKİLERE DİKKAT EDİLMELİ

TRT ve Köprü Film yöneticilerine bir de naçizane bir önerimiz olacak!

Dizi halkla bütünleşmiş durumda. Dolayısıyla insanlar Gönül Dağı’ndaki rolleri nedeniyle oyuncuları kendilerine yakın hissediyorlar.

Yorumlarda okumuştum; filmin çekimlerinin yapıldığı Sivrihisar’a giden ya da o ilçede oturup oyuncuları görmek, kısa da olsa konuşmak isteyen vatandaşlara kaba davranılıyormuş.

Elbette yöneticilerin böyle bir talimat vermediğine eminiz ancak çekimlerin yapıldığı bölgede görevlendirilen personele dizi hayranlarını üzmeyecek şekilde davranılması gerektiğini tembih etmeleri gerekir.

En azından uygun olan oyunculardan bazıları, dizi için uzaklardan gelen Gönül Dağı severleriyle bir-iki dakikalığına da olsa görüştürülebilir...

GÖNÜL DAĞIN’DAN NELER ÖĞRENDİK?

Dedik ya, güzel bir dizi, her bölümü için ayrı yazı kaleme alınabilir ama fazla uzatmadan, kestirmeden gidip “Gönül Dağı’ndan ne öğrendim?” diye soracak olursanız, başta vurguladığımız gibi “gelenek, göreneklerimizin olmazsa olmazları; büyüklere saygının, küçüklere sevginin, komşularla yardımlaşmanın, akraba ve dostlarla dayanışmanın gerekliliğini” diyebilirim.

Bir de; “ahlaksız sahnelere ihtiyaç duyulmadan, çocuklarımızın yanında yüzümüz kızarmadan, utanmadan izleyebileceğimiz filmlerin de yapılacağını” söyleyebiliriz.

Vesselam…