Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı ve Samsun Hoşgörü ve Sevgi Derneği Başkanı Prof. Dr. Kurman Ersanlı, bayramı deniz, kum ya da uzak yerlere kaçış olarak görenleri, yollarını gözleyen anne ve babalarını unutmamaları konusunda uyardı.

Prof. Dr. Ersanlı, sosyal açıdan dini bayramların ailelerin, akrabaların, komşuların bir araya geldiği, sevgi ve dayanışmanın yaşandığını, uzun süre birbirini göremeyen insanların hasret giderdiği özel günler olduğunu belirtti.

Türk toplumunda dini bayramların ayrı bir yeri olduğunu, bunun geçmiş dönemlerde çok daha canlı yaşandığını belirten Ersanlı, çalışan kesimin artması, değişen toplum yapısıyla bayramların artık büyük bir kesim tarafından sadece ''tatil'' olarak görüldüğünü ve bu tatilin aileden uzak geçirildiğini ifade etti.

Yaşlıların ise bayramlarda çocuklarının yolunu gözlediklerini, kendi gençlik yıllarındaki bayramları aradıklarını, bayramlarda yalnız bırakılan anne ve babaların psikolojik açıdan etkilediklerini belirterek, şunları kaydetti:

''Ebeveynler bayramlarda evlatlarının yanlarında olmalarını beklerler, şayet beklentilerini bulamazlarsa hayal kırıklığına uğrarlar, psikolojik açıdan yalnızlık hissederler. Yaşlılığın getirdiği yalnızlık duygusu ile bayramlarda yalnız bırakılmak onları olumsuz etkiler. Bu, empati yapılarak da anlaşılabilir bir şey. Bayramlarda tatil yapmalıyız ama bizi yetiştiren anne ve babalarımızı da yalnız bırakmamalıyız. Bayramların sadece kafa dinlenilen, uzakta geçirilen tatil olarak görülmesi zaman içinde toplumu, aileyi bir arada tutan yapının çözülmesine yol açabilir. Bu açıdan bayramlar bir fırsat olarak görülmeli, aileleri bir araya getirmeli. Dinimizin gereği olarak coşku içinde kutladığımız dini bayramlarımızdan biri Ramazan Bayramı, diğeri Kurban Bayramı'dır. Anne ve babaların, akraba ve dostların, komşu ve iş arkadaşlarının bayramlarını içtenlikle tebrik edenlerin gönlü, sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik, acıma, hoşgörü, yardımseverlik ve dayanışma duygularıyla dolarken nefretler erir, kinler yok olur, düşmanlıklar, dargınlıklar sona erer. Böylelikle toplumu oluşturan fertler birbirleriyle kaynaşarak milli birlik sağlanır ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıklar yok olur. O halde bayram nedeniyle tatil edilen günlerin diğer tatil günlerinden ayrı bir nitelik taşıdığını, yakınlarla birlikte geçirilmesinin daha anlamlı olacağını belirtmeden geçemeyiz.''



-''Aile ve akraba ziyaretinin terapi etkisi var''-



Aileyi ve akrabaları ziyaret etmenin terapi etkisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersanlı, insanın var oluşunun gereği geldiği yere yönelme ve geri dönme eğilimi olduğunu belirtti.

Ersanlı, ''Belli bir süre için doğup büyüdüğü yerden uzak kalan kimsenin, bu uzaklaşmanın yarattığı psikolojik gerilimin giderilmesi için bu yere dönmesinin terapi etkisi yaptığı bilinmektedir. Bu nedenle kültürümüzde bayramlar bunun için en uygun zamanlar olarak da nitelendirilebilir. Ne yazık ki hızını giderek artıran popüler kültürün etkisiyle değerler erozyonu yaşanıyor. Bu yaşananlar ise insanın kendini algılamasını, çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmesini ve yaşamdan beklentilerini olumsuz etkiliyor, bu da bencilliğe yol açıyor'' dedi.

Prof. Dr. Ersanlı, ailenin toplumu bir arada tutan en önemli yapı olduğunu, bayramlarda ailelerin bir araya gelmesinin her birey üzerinde olumlu psikolojik etkileri olacağını sözlerine ekledi.