Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işkolu istatistiklerinin yayımlanması için pazartesinin son gün olduğunu ve sürenin uzatılmayacağını belirterek, ''Belli çevreler tarafından sanki işkolu barajı kalkınca sendikalar her yerde örgütlenecekmiş gibi bir yaklaşım var. Bu doğru değil. Konunun uzağında, yakınında olmayan iş dünyası da 'ne oluyor, bir şey mi oluyor' gibi bir durum ortaya koyuyor. Ben bunları anlamakta zorlanıyorum'' dedi.

Çelik, Kosova Cumhuriyeti Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar ile makamında görüştü. Dost ve kardeş ülke Kosova Cumhuriyeti'nin Kamu Yönetimi Bakanı Yağcılar'ı ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, kendisinin Devlet Bakanlığı döneminde de Yağcılar ile iyi ilişkileri olduğunu ve ilişkileri daha da güçlendirecek temaslarının devam edeceğini söyledi.

Yağcılar da Kosova'nın gelişmesi ve kalkınmasında Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük katkısı olduğunu ifade etti.



-Memurlara toplu sözleşme hakkı veren yasa tasarısı-



Görüşmenin ardından gazetecelerin 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanun Tasarısı'na ilişkin sorularını yanıtlayan Çelik, yasanın Anayasa'ya uyum yasası olduğunu hatırlattı. Ağustos ayında yaptıkları toplantıda memur zamlarının toplu sözleşme çerçevesinde olacağını karara bağladıklarını dile getiren Çelik, tasarının geçen hafta TBMM'ye sevk edildiğini anlattı.

Dün, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılan görüşmede muhalefet partilerinin de değerlendirmelerinin olduğunu belirten Çelik, yaklaşık 2,5 milyon memuru ilgilendiren yasanın alt komisyon tarafından iyi irdelenmesi gerektiğini yönünde kanaat oluştuğunu, Bakanlık olarak buna sıcak baktıklarını ve yasanın alt komisyona gönderildiğini ifade etti.

Tasarının, önümüzdeki hafta içinde alt komisyondan geçeceğini tahmin ettiğini belirten Çelik, tasarının tali komisyon olan Aile, Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu'nda da görüşüleceğine dikkati çekti.

Çelik, tasarı komisyonda görüşülürken memur sendikaları konfederasyonlarının TBMM önünde eylem yaptığının hatırlatılması üzerine sendikaların, ''hizmet kolunda da toplu sözleşme yapılması'' yönünde talepleri olduğunu söyledi. Bakanlık bünyesinde görüşmeler yapılırken, toplu sözleşmenin çerçevesini tahrip etmeyecek bir hizmet kolu sözleşmesi yapılabileceği yönünde konfederasyonların görüşleri olduğunu anlatan Çelik, bu konuyu Bakanlar Kurulu'na taşıyacaklarını sendika temsilsicilerine ifade ettiğini belirtti. Çelik, şöyle devam etti:

''Hizmet kolunda sözleşmenin, genel sözleşmeyi bozmayacak şekilde olmasında da mahsur görmediğimizi ifade ettik. Bakanlar Kurulu'nda ve bakanlıklar arasında yapılan değerlendirmelerde hizmet kolu sözleşmesi değil de hizmet kolunu temsil eden konfederasyonların sendika temsilcilerinin toplu sözleşme görüşmelerine katılmaları, bu görüşmelerde hizmet koluna ilişkin taleplerini bildirmeleri ve bunların konfederasyonlarla yapılacak nihai görüşmede dikkate alınması şekline dönüştürüldü. Dün, bize bu alanda bir sıkıntıyı ifade ettiler. Alt komisyon, bunları değerlendirecektir.

Bir aylık bir toplu sözleşme süresi var. Bunun ilk haftası, hizmet kollarıyla değerlendirmenin yapılması, Bakanlar Kurulu'ndan giden şekil bu. 1 hafta hizmet kollarının taleplerinin masaya yatırılması, enine boyuna konuşulması... Bu taleplerin nihai bağıtlama dediğimiz konfederasyonlarla yapacağımız toplu sözleşme görüşmelerine zemin teşkil etmesi şeklinde bir düzenleme. Bunun gerekçesi de şu: Kamu yönetiminde ücret farklılaşması olmasının getireceği sıkıntılara ve sorunlara dayanarak Bakanlar Kurulu böyle bir değerlendirme yaptı. Biz eşit unvana eşit ücret düzenlemesi yaparken, toplu sözleşmelerle ücretlerin farklılaşması endişesinden dolayı konfederasyonlarla toplu bir görüşmenin yapılması şeklinde bir anlayış TBMM'ye sevk edilmiş bulunuyor. Alt komisyonda görüşülecek, konfederasyonlar burada görüşlerini ifade edecekler. Dolayısıyla kamu olarak da bizler, bunların getiri götürüsünden ziyade kamu yönetiminde bir bütünlük arz etmemesinin getirdiği sıkıntıları yine masaya yatıracağız. İnanıyorum ki alt komisyondan sağlıklı bir uzlaşı içinde çıkılır.''

Bu tür yasaların önemli yasalar olduğuna işaret eden Çelik, bu yasalara itirazı dile getirmeyi saygıyla karşılamak gerektiğini belirtti.



-İşkolu istatistiklerinin yayımlanması-



Bakan Çelik, işkolu istatistiklerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı'nı 3 ay önce Bakanlar Kurulu'na sevk ettiklerini belirterek, ihtilaf konusunun işkolu barajıyla ilgili olduğunu söyledi. İşkolu barajının ne olacağına dair sendikaların ve işverenlerin farklı görüşlerinin olduğuna dikkati çeken Çelik, bu oranda uzlaşma sağlanmadığı için tasarının TBMM'ye gönderilmediğini anlattı.

Çelik, şunları kaydetti:

''Pazartesi bence sürenin son günü. Uzatılmayacağını ifade ettik, açıkça deklare ettik. Bunun TBMM'ye gönderilmesi konusunda, yasanın tümüyle ilgili bir sorundan ziyade yasanın işkolu barajıyla ilgili bir durum var. Bu konuda maalesef belli çevreler tarafından çok detaylı bilinmediği için sanki işkolu barajı kalkınca sendikalar her yerde örgütlenecekmiş gibi bir yaklaşım var. Bu doğru değil. İşkolu barajının yanında bir de işyeri barajı var. Bir sendikanın, işkolunda yetki alsa bile işyerinde yarıdan bir fazla eğer üye kaydetmiyorsa orada toplu sözleşme hakkını elde etmesi mümkün değil. Bunlar bir bütünlük içinde kamuoyunda ele alınmıyor. Çok haksız şekilde bu konu bazı çevreler tarafından değerlendiriliyor. Konunun uzağında, yakınında olmayan iş dünyası da 'ne oluyor, bir şey mi oluyor' gibi bir durum ortaya koyuyor. Ben bunları anlamakta zorlanıyorum. Bir baraj olacaksa bununla ilgili uzlaşı da mümkün. Binde 5 baraj gönderildi Bakanlar Kurulu'na. Bu farklılaştırılabilir, oturup anlaşılmayacak bir konu değil. 50+1 barajı göstermezseniz, o zaman ciddi bir haksızlık yapmış oluyorsunuz endüstriyel ilişkilerde diye düşünüyorum.''

Çelik, tasarı yasalaşmadan istatistiklerin yayımlanırsa pek çok sendikanın toplu sözleşme yapma yetkisini kaybedeceğinin hatırlatılması üzerine yetkisi düşmeyen sendikaların önemli bölümünün de işkolu barajı aranmayan sendikalar olduğunu belirtti. Sendikal hayatta gerçek bir tabloyla karşı karşıya olunmadığını ifade eden Çelik, bunların gerçekçi bir tabloya dönüşmesinin gerektiğini dile getirdi.

Çelik, şöyle devam etti:

''Türkiye'de 3 milyon 200 bin sendikalı işçi yok. Türkiye'de 880 bin sendikalı işçi var. İki yolumuz var. Ya, '3 milyon 200 bin sendikalı işçimiz var' deyip kendimizi kandıracağız, kimsenin inanmadığı bir yalanı söyleyeceğiz. Bunu söylemeyeceğimize göre 880 bin sendikalı üyemiz var. SGK verileri bunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Sanal alemden gerçek aleme geçmemiz gerekiyor. Buraya geçince de yüzde 10 barajı mevcut sendikal hayatımızın sürmesi için çok ciddi engel değil, adeta sendikaların yetkisini ortadan kaldıran bir tablo arz ediyor. SGK verileri esas alınırken barajda da düzenleme yapılacağı şeklinde konfederasyonlar görüşüldüğü için bugün bu yasa önümüze gelmiş bulunuyor.''

Rakamların, net ve dürüst bir şekilde, herkesin inandığı rakamlara dönüşmesi gerektiğini anlatan Çelik, istatistiklerin yayımlanmasının daha önce 4 kez uzatıldığını hatırlattı. Çelik, ''4. kez uzatılan bir düzenleme, kesin kez uzatılmayacağı ifade edildiğine göre, ya istatistikler yayımlanacaktır, hızlı bir şekilde veya bir rakam konup, bir baraj konup yasanın bir an önce Meclis'e gönderilmesi gerekiyor. Bizler de Çalışma Bakanlığı olarak önümüzde bulunan bu meselelerin takibi ve çözümü için uğraşıyoruz. Umarım biraz sağduyu hakim olur ve sosyal taraflar bu konuların neticelenmesi konusunda destek verirler'' diye konuştu.