İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, görev geldiği 2005 yılından bu yana teşkilatın dünya çapında attığı adımları ve 57 üyeli teşkilatın bir çok bilinmeyenini aylar süren çalışmaların ardından raporlar ile dünyaya açıkladı.

Birleşmiş Milletlerden sonra dünyanın en büyük ikinci hükümetlerarası siyasi teşkilatı olan ve tüm dünya Müslümanlarını temsil eden tek resmi yapı olma özelliğini taşıyan İİT'nin başında 2004 yılından bu yana bulunan Ekmeleddin İhsanoğlu, bir çok zorlukların nasıl aşıldığını da tarihe bu rapor ile kaydetti.

"İİT bünyesinde gerçek anlamda değişim, Müslüman dünyanın gerçek problemlerini çözmeye ve ihtiyaçlarına cevap vermeye yönelik olarak ancak 2005 yılında gerçekleşmiştir. Bu köklü değişim hareketi ve reformlar, temel olarak, İİT'nin o güne kadar varolan statik birlik beraberlik olgusunu işbirliği ekseninde etkin bir dayanışma ve beraberliğe dönüştürmeyi amaçlamıştır"sözleriyle başlayan raporda, İİT'nin uluslararası arenada etkin bir ana aktör haline nasıl geldiği tüm detaylarıyla anlatılıyor.



-Uluslararası imaj yapılandırma



İİT'nin 2005'ten bu yana ortaya koyduğu en büyük başarılardan birinin de, İİT'nin uluslararası camiaya açılması olduğuna vurgu yapılan raporda, Rusya Federasyonu'na gözlemci üyelik statüsünün verilmesi, ABD Başkanının İİT nezdindeki Özel Temsilci ataması yoluyla bu ülke ile ilişkilerin derinleştirilmesi, Çin ile kurumsal düzlemde ilişkilerin geliştirilmesi, İngiltere'nin Özel Temsilci ataması ve karşılıklı ziyaretler yoluyla ilişkilerin geliştirilmesi gibi bu alanda örnekler veriliyor.

Sözkonusu çalışmalar şu şekilde sıralanıyor:

"Dünyanın önde gelen ülkeleri Müslüman dünya ile ilişkilerini geliştirmek istemekte ve bu bağlamda İİT'yi 'Müslüman dünyaya açılan kapı' olarak görmektedirler. Bu algılayış şekli, İİT'yi Müslüman dünyayı temsil eden en üst siyasi çatı teşkilat olarak gördüklerinin bir tescilidir. Buna ek olarak, diğer bazı ülkeler gerek tam gözlemci üyelik başvurusunda bulunmak, gerekse özel temsilci atamak suretiyle İİT ile ilişkiler kurmak istediklerini resmi olarak ifade etmişlerdir. Bu ülkeler sırasıyla Avustralya, Brezilya, Güney Afrika, Sri Lanka, Sırbistan, Nepal, Belarus, Kenya, Mauritius, Kongo, Karadağ ve Filipinler'dir. Giderek artan bu yöndeki taleplere cevap vermek üzere, İİT bünyesinde 2005'ten sonraki dönemde yine ilk kez, teşkilatın tam ya da gözlemci üye kabul etme usüllerini belirlemek ve kolaylaştırmak amacıyla, uluslararası toplumla iletişimi geliştirmeye yönelik kriterler benimsenmiştir."



-Terörizmle mücadele



İİT 5 yıllık çalışma raporunda dikkat çeken bir başka başlık ise terörizmle yapılan mücadele dikkat çekiyor. Bu başlık altındaki bölümde şöyle denildi:

"Dünyada huzur ve barış atmosferinin hakim olması için, itidalleşme ve modernleşmeyi savunuyor olması yönüyle, İİT örnek bir kuruluştur. Terörizme karşı duruşu, İİT'nin prensip ve politikalarıyla örtüşmektedir. İİT'ye göre hiçbir amaç, hiçbir şekilde terörü meşru kılamaz. Dolayısıyla, terörle mücadelede İİT'nin temel amacı, insanların zihninden, onları terörist hareketlere sevkedebilecek her türlü unsuru yok etmektir. Bu bağlamda İİT, İslamın ve diğer tüm dinlerin öğretileri ile ters düşen terörün her türlüsünü, her ortamda açıkça ve şiddetle kınamıştır."

İİT raporunda, ABD ile olan ilişkilerdeki gelişmeler de şöyle anlatıldı:

"İİT'nin ABD ile ilişkileri birçok ilke şahit olmuştur. Bunlardan biri, İİT'nin tarihinde ilk defa, önceki Başkan George W. Bush tarafından İİT Özel Temsilcisi atanmasıdır. Yine ilk defa İhsanoğlu, İİT Genel Sekreteri olarak 2011 yılı Nisan ayında Washington'a bir resmi gezi düzenlemiş ve bu sırada ABD Başkanı Barack Obama ile Beyaz Saray'da görüşmüştür. Yine aynı ziyaret sırasında, ABD Dışişleri Bakanı, ABD Temsilciler Meclisi üyeleri ve diğer üst düzey yetkililerle görüşmüştür. Diğer taraftan, ilk kez 2010 yılının Şubat ayında, bir ABD Dışişleri Bakanı Hillarly Clinton, İİT'nin Genel Merkezi'ne resmi ziyarette bulunmuştur. Amerika ve İİT arasında devam etmekte olan işbirliği ve ortaklığın temelini, çocuk felci ile mücadele, anne-çocuk sağlığı, ayrımcılıkla mücadele ve diğer çeşitli siyasi konular teşkil etmektedir."

Uluslararası arenada her geçen gün gücünün arttığına vurgu yapılan bölümlerde ülkeler arasında nasıl bir rekabet duygusunun oluşturulmaya çalışıldığına yönelik perde arkası gelişmeler ve bu ilişkiler şu şekilde dile getirildi:

"İİT ile Rusya, İsviçre ve Fransa arasında karşılıklı siyasi istişareler yapıldı. İİT'nin bu tür siyasi angajmanları, diğer uluslararası ve bölgesel kuruluşları da, İİT ile kurumsal düzlemde ilişkiler geliştirmeye teşvik etti. Bu kuruluşlar sırasıyla Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği, Arap Birliği, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ve Körfez İşbirliği Teşkilatı'dır. Bu bağlamda, İİT ve Afrika Birliği, iki organizasyon arasındaki ilişkileri geliştirmek üzere bir İşbirliği Anlaşması imzalamıştır."

İlk kez İİT'nin Brüksel Temsilciliği bürosunun açılmasına çok önem verildiği gözlenen raporda, Avrupa Birliği Nezdindeki Daimi Temsilciliğin açılması için gerekli olan idari ve hukuki aşamaların katedildiği ve temsilciliğin 2012 yılında hizmete gireceği belirtildi.



-İİT'nin kuruluşu



Rapor İİT'nin kuruluş amacına atıfta bulunulurken, tarihi gelişmeleri bir kez daha şu şekilde gözler önüne serdi:

"Filistin davasının, bir anlamda İİT'nin "varoluş nedeni" olduğu söylenebilir. Zira, teşkilat 1969'da Mescid-i Aksa'ya yönelik gerçekleştirilen bir terörist saldırının akabinde toplanan bir grup Müslüman ülke tarafından kurulmuştu. Ne var ki, yıllardan beri İİT Zirve ve Bakanlar Konseyi toplantılarında alınan kararlar bir yana, Filistin davası konusunda, İİT'nin etkinliği, 2006 yılının Aralık ayında, İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu'nun önalıcı bir tutum sergileyip, Kudüs, Ramallah, Gazze ve Şam arasında şahsen mekik diplomasisi gerçekleştirmesi ve Filistin'deki tüm tarafları bir araya getirmek suretiyle Filistin'de farklı gruplar arasında birlik oluşturmaya gayret etmesiyle ortaya çıkmıştır."

Filistin'in BM üyelik hakkının verilmesine yönelik ortaya koymuş olduğu gayretler dile getirilirken, Filistin için çalışmalara da geniş yer verildi.

"2011 Kasım ayında Filistin'in UNESCO üyeliğine kabulünden önce Genel Sekreter çok yoğun ikili temaslarda bulunmuş üye devletler arasında koordinasyonu sağlamış, Batılı bir çok devlet adamı ile özel olarak görüşmüş ve Filistin'in üyeliğe kabulünde verilen 157 oyun 50'ye yakınının alınmasına bu temaslar vesile olmuştur" denilerek, İhsanoğlu'nun bu yöndeki çabalarına vurgu yapıldı.



-İİT'nin iktisadi faaliyetleri



Rapor'da İİT'nin iktisadi faaliyetlerine de geniş yer ayrılırken, bir anlamda İslam dünyasının dünden bugünlere gelişini yansıtan bir çok ilk kez gün ışığına çıkan rakamlara da yer verildi. Bu çerçevede raporda şunlar kaydedildi:

"İİT'nin 57 üyesinden 21'i, Az Gelişmiş Ülkeler kategorisinde bulunmaktadır. Bu durumda, 2005 yılından bu yana, iktisadi sahada yoksulluğu azaltmaya yönelik programlar ve özellikle Afrika kıtasındaki İİT üyelerine yönelik kalkınma yardımları, İİT'nin gündeminde öncelik arzetmektedir. Yine bu yıldan itibaren, az gelişmiş üye ülkelerinin, ekonomik olarak gelişmiş Batı ülkelerine bağımlılıklarını azaltmak ve nispeten gelişmiş olan İİT ülkelerindeki zenginlikten istifade etmeleri maksadıyla, İİT üye ülkeleri arasında ticaret hacminin arttırılmasına yönelik önemli gayretler gösterilmektedir. Bu hedef doğrultusunda, İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu, üye ülkelerin İİT bünyesindeki Çok Taraflı İktisadi Antlaşmaları imzalamaları ve onaylamaları için azami gayret göstermektedir. Bu özel gayretleri, İİT Tercihli Ticaret Sistemi'nin hayata geçmesine vesile olmuştur. İİT'nin 2005 yılında benimsediği On Yıllık Eylem Programı, iktisadi sahada belli başlı hedefler belirlemiş, gelinen bu noktada bu hedeflerin çoğuna ulaşılmasında önemli mesafeler katedilmiştir."

Raporda, İİT üyesi ülkeleri arasındaki ticaret oranının 2005 yılında yüzde 14,44 olan oranın 2010 yılında yüzde 17,03'e yükseldiğine dikkat çekildi.



-İnsani yardım faaliyetleri



İİT'nin özellikle insani yardım faaliyetleri konusunda çok aktif olduğu belirtilen raporda, dünya çapında meydana gelen felaketlere teşkilatın yardım eli uzatmasıyla ilgili şu ifadeler yer aldı:

"İİT üye ülkelerinin birçoğu, doğal afetlere maruz kalabilen coğrafyalarda bulunmaktadırlar. Buna ek olarak, dünyadaki siyasi içerikli ihtilafların birçoğunun yine İİT üye ülkelerinde cereyan ediyor olması, bu ülkeleri insan eliyle gerçekleşen felaketlere sıklıkla maruz bırakabilmektedir. Bu durum, üye ülkelere sıklıkla insani yardım düzenleme ihtiyacını gündeme getirmektedir. İİT'nin kuruluş aşamasında, üye ülkelerde gelişebilecek felaketler sonrasında, doğabilecek ihtiyaçlara müdahale edebilecek bir mekanizma öngörülmemişti."



-İslamafobia ile mücadele



Ekmeleddin İhsanoğlu İİT'nin İslamofobia ile mücadelesine de çok önem veriyor. Bu konuda özellikle görüştüğü batılı devlet adamlarına bu konudaki rahatsızlıklarını sık sık dile getiriyor. Bu konuda atılan adımlar ise raporda şu şekilde sıralandı:

"İİT bünyesindeki Kültür, Sosyal ve Aile İşleri Dairesinin en önemli önceliklerinden biri de İslamafobia ile mücadeledir. Zira, İslamafobia ile mücadele, Danimarka'da yayınlanan talihsiz karikatürlerden sonra, İİT'nin ortaya koyduğu etkin kampanya ile yeni bir hüviyet kazanmıştır. Bu bağlamda, 2005 yılı sonları ve 2006 yılı başlarında, özellikle de İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu'nun özel gayretleri neticesinde, ilk defa İslamafobia ile mücadele konusunda İİT, BM ve AB üçlüsü tarafından ortak bir bildiri yayımlanmıştır. Kültürler ve Dinlerarası diyalog konusunda ise, İİT, Medeniyetler İttifakı girişiminin en önemli ortaklarından biri haline gelmiştir."