Türkiye'nin Mogadişu Büyükelçiliğine atanması beklenen Kani Torun, görevine Ramazan Bayramı'ndan sonra en kısa sürede başlayacağını belirterek, ''Biz oraya geçici işler yapmaya değil, kalıcı işler yapmaya gidiyoruz. Olayı yardım düzeyinden çıkarıp, farklı bir sürece getirmemiz gerekiyor. Sadece hazır gıda dağıtmak çözüm değil, çözümsüzlük. Bu insanları üretken hale getirmemiz lazım'' dedi.

Açlık ve kıtlıkla mücadele eden Somali'nin başkenti Mogadişu'da büyükelçilik açmak için düğmeye basan Hükümet, büyükelçi olarak da ''Yeryüzü Doktorları''nın kurucularından ve uzun yıllardır dünyanın çeşitli ülkelerinde yardım faaliyetlerinde bulunan Dr. Kani Torun üzerinde anlaştı.

Türkiye'nin Mogadişu Büyükelçisi olarak atanması beklenen Dr. Kani Torun, soruları yanıtladı.

SORU: Son 60 yılın en büyük açlık ve kıtlığı ile mücadele eden Somali'ye büyükelçi olarak atanacaksınız. Somali'ye ilk kez mi gideceksiniz? Ne zaman görevinize başlayacaksınız?

CEVAP: Somali'ye ilk kez gideceğim. Son dönemde Afrika'da ciddi bir büyükelçilik açılımı oldu. Bu bağlamda bu bölgedeki yardımların organizasyonu, koordinasyonu gibi birtakım görevlerle bir büyükelçilik atanması Başbakan tarafından ilan edildi. Bu göreve de bizi layık gördüler, en kısa zamanda büyükelçiliği açıp, çalışmaya başlayacağız. Atama süreci henüz tamamlanmadı. Üçlü kararname çıkacak. Göreve Ramazan Bayramı'ndan sonra en kısa sürede başlayacağız.



-''Beklenti çıtası çok yüksek''-



SORU: Çok büyük sorumluluğu olan bir göreve atandınız. Ne zaman göreve başlayacaksınız? İlk etapta neler yapacaksınız?

CEVAP: Beklenti çıtası çok yüksek. Çünkü ciddi bir kampanya var, ciddi yardım toplandı. Devletimiz bu işe önemli miktarda psikolojik ve finansal olarak yatırım yapıyor. Bütün faaliyetlerin organizasyonun yapılması ve koordinasyonun sağlanması için tabiri caizse sahada bu işin başında devlet adına birinin bulunması gerekiyordu. Bizim yapacağımız iş, bütün bu yardım faaliyetlerinin bir şekilde organizasyonunu sağlamak. Bölgede devam eden iç savaşın durdurulması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Silahların susması, bir ateşkes süreci olması gerekiyor. Sonra da ülkede yeni bir politik yapı oluşturulmalıdır. Şu anda ülke dağınık durumda. Güney Somali'de iç savaş var. Kuzeyde iki tane kendi kendine bağımsızlık ilan etmiş bölge var. Kimse tanımıyor, ama bu bölgelerin de ana yapıya katılması gerekiyor. Silahlar sustuğu taktirde, diğer süreçler daha hızlı olacaktır.

Havaalanı çok kötü durumda. Havaalanı ile şehir arasındaki yol çok bozuk, 5 kilometre yol, yarım saatten fazla sürüyormuş, ilk etapta bunlar yapılacak. Kalıcı konut projeleri gerçekleştirilecek. Devlet Su İşleri, suya yönelik çalışmalar yürütecek. Belki ufak çaplı barajlar, sulama üniteleri gibi... Hayvancılık desteklenecek. Bu insanların bir şekilde kendi karınlarını doyurur hale gelmeleri gerekiyor.



-''Büyükelçilik binası 6 ay içinde tamamlanır''-



SORU: Mogadişu'da bir büyükelçilik binası yok. Nerede çalışacaksınız?

CEVAP: Şu anda bir büyükelçilik binası yok, ama Türkiye'ye 100 dönümlük bir arazi tahsis edildi ve oraya en kısa zamanda büyükelçilik redizansı ve diğer hizmet birimleri, lojistik merkezi ve yardımların organizasyonu ile ilgili hizmet birimleri yapılacak. Tahmin ediyorum, 6 ay içinde bu faaliyet biter, biz de kendi binamıza taşınırız. Bu binaları TOKİ yapacak. Bu süre içinde de geçici olarak bize tahsis edilen güvenli bir yerde kalacağız.



-Ailesi gitmeyecek-



SORU: Ailenizi Mogadişu'ya götürecek misiniz?

CEVAP: Şu anda hayır. Çünkü çocuklar okuyor, hanım çalışıyor. Dolayısıyla şu anda mümkün değil. Eşim ve çocuklarım Manchester'da kalacak.

SORU: Aileniz ve yakın çevreniz böyle bir göreve atanmanızı nasıl değerlendirdi?

CEVAP: Herkes genelde destekliyor. Tabii ki çocuklar ve hanım ilk başta güvenlik açısından endişeye kapıldılar, ama Afrika'ya ilişkin tutkumu, gayretimi biliyorlar. Bu gayretimi de ileride Afrika'ya yerleşme şeklinde gerçekleştirmeyi düşünüyorduk. ''Çocuklar biraz büyüyünce gider, birtakım faaliyetleri bizzat yaşayarak devam ettiririz'' diyorduk. Böylesini düşünmemiştik, biraz da ani oldu.



-''Sürpriz oldu''-



SORU: Dışişleri Bakanlığı, Mogadişu'ya büyükelçi olarak atanmanız konusunda görüşünüzü aldı mı? Böyle bir teklif bekliyor muydunuz?

CEVAP: Sürpriz oldu. Uzun süre yurt dışında kalınca gözden ırak olan gönülden de ırak olur sanıyordum. Bizim yaptığımız faaliyetleri sayın bakan biliyordu. Uzun süredir takip ediyordu. Sayın Cumhurbaşkanı da Kongo'ya gittiğinde yaptığımız faaliyetleri bizzat yerinde müşahede etmiş ve çok da memnun kalmıştı. Bu konuda sayın Başbakan ile de konuşmuşlar. Bir konsensüs olmuş. Bana bilahare atama kararı bildirildi. Sayın Bakan, bu konuda böyle bir karar alındığını söyledi, bize de artık göreve gitmek düşüyor.



-''Kalıcı işler yapmaya gidiyoruz''-



SORU: Somali'de sağlık alanında ilk olarak neler yapılması gerekiyor?

CEVAP: Somali'de esas sorun, iç savaş, büyük ölçüde altyapıyı çökertmiş durumda. Yol, su, elektrik yok, okullar ve hastaneler yıkılmış vaziyette. Bu altyapıyı yeniden ayağa kaldırmamız gerekiyor. Biz oraya geçici işler yapmaya değil, kalıcı işler yapmaya gidiyoruz. Orada toplum sağlığı hizmeti veren küçük sağlık ünitelerinin yanı sıra hastane de kurmak gerekiyor. Bütün bu faaliyetler sadece devletin değil, gönüllü kuruluşların da katkılarıyla yapılabilecek faaliyetler.



-''Milletten istediğimiz dua etmeleri''-



SORU: Göreve başlamadan önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden ve vatandaşlardan herhangi bir talebiniz var mı?

CEVAP: Devlet, bütün kurumlarıyla arkamızda. Ben devleti temsilen gidiyorum. Burada yapılan iş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Afrika'daki etkinliğini uzun vadede arttıracak bir iştir. Milletimiz de bizi destekliyor. Yapılan yardımların miktarı 300 milyon TL'yi geçti. Zor bir coğrafyada önemli bir görevi ifa etmek üzere gidiyoruz. Milletten istediğimiz bize dua etmeleri.



-''İsteseler de çalışamazlar''-



SORU: Diğer ülkelerin, Somali'ye yeterince yardım yaptığını düşünüyor musunuz?

CEVAP: Başlangıçta ilgi gösterenler oldu, ama iç savaş yüzünden yardım kuruluşları büyük ölçüde çekilmek zorunda kaldı. BM bile elemanlarının çoğunu çekti, sadece yerli elemanlarla çalışıyor. Onların çalışmaları şu anda mümkün değil. Türklere karşı bir sempati olduğu için Müslüman kardeşliği gibi birtakım duygularla kapılarını bize açtılar. Batılı kuruluşlar şu anda isteseler de çalışamazlar. Batılı, gelişmiş ülkeler, BM'nin fonuna birtakım yardımlar yapıyor, ama BM de bunların yetersiz olduğundan şikayet ediyor.