Terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK davası duruşmasına devam edildi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki 34. duruşmaya, tutuklu sanıklar, geniş güvenlik önleri altında getirildi. Duruşmaya mazeret bildiren 32 tutuklu sanık katılmazken, 72 tutuklu sanık hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan 48 sanıktan ise katılan olmadı.

Duruşmada tutuklu sanık Fethi Süvari ile ilgili ortam dinlemelerinin çözümleri okunurken, KCK bünyesinde oluşturulan Bilim Aydınlanma Komisyonunda yer alan sanıkların 2009 yılında yapılan yerel seçim öncesi Osman Baydemir'in adaylığını tartıştıkları, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın istemesine rağmen Leyla Zana ve Hatip Dicle'ye adaylık teklifi götürülmediği belirtildi.

Bu ortam dinlemelerine ilişkin sanık Süvari, Kürtçe konuşunca mikrofonu kapatıldı.

Söz alan avukatı Feride Laçin, ses analizi istediklerini belirterek, müvekkili Süvari'nin yasal kuruluş olan kent konseyinde görev aldığını, bu konseyde çok sayıda kamu kuruluşu temsilcisinin de görev yaptığını söyledi.

Avukat Sebahattin Korkmaz ise sanığın Kürtçe konuşunca mikrofonun kapatıldığını hatırlatarak, ''Ya mikrofonu uzatmayın ya da mikrofonu kapatmayın. Bu konuyu aşmak için ara karar almanızı bekliyoruz'' dedi.Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz da mikrofonu uzatmaya devam edeceklerini söyledi.

Okunan başka bir ortam dinlenmesinde ise tutuklu sanıklardan Hüseyin Yılmaz'ın kendi belediye başkanlığı adaylığının kabul edilmesi için söz konusu komisyonun üyelerine dayatma yaptığı için hakkında soruşturma açılması istendiği, yurt dışındaki terör örgütü PKK yöneticilerinin Müzaffer Ayata'nın da bu soruşturmanın açılması için onay alındığına yer verildi.

Avukat Sedat Yurtdaş, bütün bu ortam dinlemelerinin kapatılan DTP'nin ''Ekolojik ve Yerel Yönetimler Komisyonu'' üyelerinin kendi aralarında yaptığı görüşme olduğunu ve bunun da suç örgütüymüş gibi iddianamede gösterildiğini savundu. Bu durumda bile yargılamanın özel yetkili mahkeme yerine Anayasa Mahkemesince yapılması gerektiğini öne süren Yurtaş, mahkemenin bu tutumuyla yetki aşımı yaptığını iddia etti.

Savcı ise sanıkların partideki görevlerinden dolayı değil, eylemlerinden dolayı yargılandıklarını, eylemin nerede yapılmasından çok yasa dışı olmasının önemli olduğunu kaydederek, ''Abdullah Öcalan da KCK'nın yasa dışı bir yapılanma olduğundan bahsetmektedir. Yargılanmasını istediğimiz siyasi parti organları değil, bu kişilerin yaptığı eylemlerdir. CMK'nın 202. maddesi uyarınca Türkçe konuşamayanlara tercüman atanır, Türkçe konuşabiliyorsa tercüman atanmaz'' dedi.

Mahkeme, duruşmaya ara verdi.