Gazze Özgürlük Filosu yolcularının avukatlarınca, BM'nin Mavi Marmara raporuna ilişkin yapılan açıklamada, ''Mezkur rapor, her ne kadar hukuken yok olsa ve komisyon üyelerinin bazılarının tarafsızlığı şaibeli olsa dahi, İsrailli askerlerin aşırı derecede ve orantısız güç kullandığını ve sorumlu olduğunu kabul etmiştir'' denildi.

Avukat Ramazan Arıtürk imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, 31 Mayıs 2010'da Mavi Marmara ve diğer gemilerin aralarında bulunduğu Gazze Özgürlük Filosuna İsrail askerlerinin saldırısı sonrası oluşan hukuki sürecin uluslararası hukuk boyutunun filo yolcularının avukatlarınca takip edildiği kaydedildi.

BM Genel Sekreteri tarafından atanan soruşturma komisyonunun görevi ve nihai amacının, ''Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkileri ve bunun yanı sıra Ortadoğu'daki genel durumu olumlu anlamda etkilemek'' olduğu savunulan açıklamada, ''Amaç, iki ülke arasında uzlaşma sağlayabilecek bir rapor ortaya çıkarmaktır'' ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, şöyle denildi:

''Komisyon, Yeni Zelanda'nın eski Başbakanı Geoffrey Palmer'ın başkanlığında, başkan yardımcılığını Kolombiya'nın eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe'nin yaptığı, İsrail'den Joseph Cıechanove ve Türkiye'den emekli Büyükelçi Özdem Sanberk'in yer aldığı 4 üyeden oluşmuştur. Komisyonun raporunu yayımlaması için 4 üyenin oy birliği gerekir. Oy birliği olmazsa rapor hiçbir zaman resmi hale gelmez ve geçersizdir. Bu anlamda Palmer Raporu, komisyon tarafından hazırlanmış olmasına rağmen Türkiye tarafından kabul edilmediği için hiçbir hukuki geçerliliği yoktur.

Ayrıca, komisyon kurulduğu an mağdurların avukatları olarak, komisyon üyesi Alvaro Uribe hakkındaki çekincelerimizi BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a ve kamuoyuna yazılı olarak bildirmiştik. Zira, Uribe kamuoyunda da açık seçik olarak bilinen bir İsrail dostudur. Bu anlamda tarafsızlığı ve ne derecede bağımsız olduğu tartışmalıdır.

31 Mayıs saldırılarını yapanların işlediği hukuka aykırılıklar o kadar haksız ve ortada ki, mezkur rapor, her ne kadar hukuken yok olsa ve komisyon üyelerinin bazılarının tarafsızlığı şaibeli olsa dahi, bu haliyle bile İsrailli askerlerin aşırı derecede ve orantısız güç kullandığını ve sorumlu olduğunu kabul etmiştir.''

Açıklamada, saldırıları gerçekleştiren askerlerin bazılarının kimlik bilgilerinin şu an itibariyle avukatların elinde bulunduğu ve aleyhlerine, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi dahil olmak üzere, her türlü ulusal ve uluslararası hukuki ve cezai takibatın müvekkiller adına yapıldığı vurgulanarak, ''BM Palmer Raporunun 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde kamuoyuna sızdırılmasını bizler, önce bir insan sonra da mağdur avukatları olarak derin bir üzüntü içinde karşılamaktayız'' denildi.