Tunceli'de gerçekleştirilen yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında, ''Dersim olaylarına'' ilişkin 44 kurumun imzasıyla ortak deklarasyon yayımlandı.

Tunceli, Pertek, Hozat ve Mazgirt belediyeleri ile çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek yürüyüş düzenledi. Moğoltay Mahallesi'ndeki Tunceli Devlet Hastanesi önünde toplanan grup, ''Gerçek Özür İçin Arşivleri Açın. Adımızı Geri Verin. Mezar Yerlerimizi Açıklayın. Hakikatleri Araştırma Komisyonu Kurun. Dersim Halkı'' yazılı pankart açarak yürüyüşe geçti.

Sık sık çeşitli sloganlar atan grup, Okullar Caddesi-Cumhuriyet Caddesi güzergahından Kışla Meydanına kadar yürüdü. Seyit Rıza Heykeli önüne gelen grup, polisin geniş güvenlik önlemleri altında tek tek aranarak alana girdi. Burada, Dersim'de 1937-1938 yıllarında meydana gelen olaylarda yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu. Dersim olayları esnasında çocuk olan Bego Polat, Emoş Bakıray, Hüseyin Gül, Veli Es ve Mehmet Keser, yaşadıklarını anlattı.

Tanıkların konuşmalarının ardından, 44 kurumun imzasını taşıyan deklarasyonu Pertek Belediye Başkanı Kenan Çetin okudu. Dersim'de 1937-1938 yıllarında yaşanan olayları ''katliam'' olarak değerlendirdiklerini belirten Çetin, bunun insanlığa karşı işlenen en büyük suç olduğunu savundu.

Dersim olayları hakkında detaylı bilgiler veren Çetin, şunları söyledi:

''Bizim 73 yıldır gündemimizde olan ama Türkiye hakim sınıflarının siyasi hesaplaşmaları nedeniyle taktik olarak gündeme getirdikleri Dersim tartışmalarının sonuncusunda, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Kasım 2011 günü yaptığı bir konuşmada, 9 Ağustos 1939 tarihli bir belgede Dersim'de 13 bin 806 kişinin öldürüldüğünü, 13 bin 683 kişinin de sürgün edildiğini belirterek, Dersim'de yaşananlar için 'eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa, ben özür dilerim, diliyorum' dedi. Bu konuşmayı takip eden günlerde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise 'Başbakanın derdi ülkeyi nasıl bölerim. Bundan sonraki adımı ne olacak, çok merak ediyorum. Sayın Başbakanın kesinlikle bilgilendirilmesi lazım, psikologa görünmesi lazım. Dersimliler Cumhuriyetle birinci sınıf vatandaş oldular. Biz sadece Cumhuriyet tarihine değil, Osmanlı'ya da, Selçuklu'ya da sahip çıkıyoruz. Bu ülkenin Başbakanı'nın zihin haritası Ermeni Diasporasının zihin haritasıyla aynıdır. Öyle bir gözü dönmüş ki, bu Başbakan yakın bir zamanda bu millete Ermeni Soykırım iddialarını da dayatırsa şaşmayın. Ben çocuklarımı Kuvayi Milliye ve Kemalizm ruhu ile büyüttüm, kimse Atatürk sevgisini bizden alamaz' şeklinde yaptığı açıklamalarla karşılık verdi. Kılıçdaroğlu'nun bir Dersimli olarak Dersim olaylarının gündeme getirilmesini, ülkenin birliğine zarar verdiği ve bölücülüğe neden olduğu şeklinde değerlendirmesi, yine Kamer Genç'in 'çevre illerin Dersim aşiretlerinden rahatsızlığı vardı, devlet de müdahale etti. Arşivleri açalım, araştıralım belki özür dileyecek bir şey yoktur' şeklindeki açıklamalarını talihsiz olarak görüyor ve sizlerin takdirine bırakıyoruz.''



-''Dersim'de yaşanan vahşetin tüm boyutları hukuki anlamda tespit edilmelidir''-



''Dersim'deki 1937-1998 yıllarındaki vahşetin kısır siyasal çekişmelere heba edilmeden veya bir sonraki hesaplaşmaya kadar rafa kaldırılmadan, Dersim halkının temel taleplerinin yerine getirilmesini istiyoruz'' diyen Çetin, talepleri şöyle sıraladı:

''Dersim'de yaşanan vahşetin tüm boyutları hukuki anlamda tespit edilmelidir. Bu vahşetin sorumluları olan failler açıkça tespit edilmelidir. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması, toplu katliam yerlerinin saptanması, sürgün ailelerinin ve evlatlık verilen Dersim'in kayıp kızlarının listesinin açıklanması gibi somut adımlar acilen atılmalıdır. Bu süreci resmi olarak araştıracak ve açığa çıkaracak bağımsız tarihçilerin ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de içerisinde bulunacağı Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı, Dersim'de yaşanan insanlık suçunun ve tahribatlarının tespiti açısından devletin tüm arşivlerinin eksiksiz ve ön koşulsuz olarak bu komisyonun denetimine ve kamuoyuna açıklanmalıdır. İnsanlık adına işlenmiş suçun mevcudiyeti kabullenilerek, mecliste devlet adına tüm Dersim halkından ve insanlıktan özür dilenmelidir. 'Tunç eli' operasyonuna atfen konulan 'Tunceli' ismi kaldırılarak 'Dersim' adı tartışmasız iade edilmeli, ayrıca kaldırılan eski yerleşim yerleri isimlerinin iadesi önündeki yasaklamalar kaldırılmalı, katliamda rolü olanların isimleri coğrafyamızdan silinmelidir.''