Daha öncede bahsetmiştim, genel yayın yönetmenliğini Mustafa Armağan’ın yaptığı “Derin Tarih” isimli aylık bir dergi yayınlanıyor.

            Dergi kasım ayının kapak konusunu harf devrimine ayırmış. Kapağına “Harf İnkılâbı Amaç Neydi?” yazısı ile birlikte, o devirde çizilen bir karikatürü kompozisyon olarak seçmiş. Karikatürde Mustafa Kemal, ayaklarının altına serilmiş eski harfler üzerinde ayakta duruyor. Elinde sanki bir mızrak gibi tuttuğu kocaman bir dolma kalem ve arkasında doğan bir güneş.  Güneşin üzerinde bir yazı: “Yeni Türk Harfleri”... Belli ki Latin harflerini ima ediyor.

            Harf devrimi benim çok dikkatimi çeken bir olaydır. Geçmişi çok uzun olan bir toplum bir gecede okur-yazar olmaz haline getirilmiş, böylece de toplumsal hafıza silinmiştir. Zira yeni Latin harfleri ile birlikte yapay bir hafıza oluşturulmuştur.

            Toplum artık kendisini doğulu değil “Batı”lı bir toplum olarak algılamaya başlamıştır. Gerçi takvim devrimi, uzunluk ölçüleri devrimi, ağırlık ölçüleri devrimi ve şapka devrimi ile de aynı husus amaçlanmış ise de bunlardan hiç birisi harf devrimi kadar etkili olamamıştır.

            Kolay değil, koskoca bir medeniyetin yüklendiği kütüphaneler bizler için artık hiçbir anlam ifade edemez hale gelmiştir. Bir Türk aydınının bu kütüphanelerden istifade edebilmesi için evvela Osmanlıca okumayı öğrenmesi gerekmektedir.

            Tıpkı William Shakespeare’i okumak için bir İngiliz gencinin Latince harfleri öğrenmesi veya bir Alman vatandaşının Nietzsche veya Heidegger’i okumak için işe alfabeden başlaması gibi garip bir olaydı yaşanmakta olan.

            Netice itibariyle ne oldu? Toplumun aydınları Batı’nın devlerini tanıdı, lakin kendi devlerini tanıyamadı. Bu nedenle de geçmişimizden şüphe edildi;  siyasi, hukuki, felsefi hiçbir eser veya sanat ürünü üretememişiz zehabı ile batı karşısında eziklik duyulmaya başlandı.

            Dergide edindiğim iki yeni bilgi benim bir hayli dikkatimi çekti. Meğerse bu harf devrimine evvela Enver Paşa teşebbüs etmiş. Hayretler içerisinde kaldım doğrusu. Ayşe Hür tarafından kaleme alınan yazıya göre Harbiye Nazırı Enver Paşa kendi dairelerinde yeni harflerin kullanılmasını talep etmiş! Buna kim karşı çıkmış biliyor musunuz? Okuyunca ben gözlerime inanamadım. Enver Paşa’nın bu girişimine İsmet(İnönü) Bey itiraz etmiş, hatta Mustafa Kemal’de “harp zamanı harf zamanı değildir” diyerek bu öneriye soğuk durmuş. Böylece Ordu Elifbası, Enver Elifbası, Alman Yazısı gibi isimlerle anılan yeni alfabe daha doğmadan ölmüş.

            Diğer hususa Mustafa Armağan değinmiş. Daha doğrusu merhum Cemil Meriç’in bir iddiasını yazısında dile getirmiş. Üstad Meriç’e göre harf inkılâbının bir nedeni de o dönemki basını ve yazarları susturmakmış.

            Yani Mustafa Kemal bu devrim ile muhalefeti de susturmayı amaçlamış.

            Olay şu: Latin harflerinin kabulü ile birlikte ülkedeki bütün muharrirler ve gazete sahipleri bir gecede işsiz kalıp iflas etmişler. Daha birkaç gün önce binlerce nüsha basan gazeteler çıkmaz olmuş matbaalar işlemez hale gelmiş.

            Ayrıca yurt içinde de Latin harflerini dökecek makineler de bulunmadığı için satın alıp yeni harflere göre baskı yapmak imkânı da bulunmamaktaymış.

            “Peki, dışarıdan matbaa getirtemezler miydi?” sorusunu Mustafa Armağan’da,  okuyucuların aklına gelebileceğini düşünüp soruyor ve de cevap veriyor:

            Merhum Özal’ın 1983 yılındaki özgürleştirme girişimlerinden sonra ithalatın serbest olduğu,  öncesinde devletin iznine ve gerekli dövizin tahsisi halinde yapılabileceği, izin ve dövizin devlet tarafından verildiği ve devletin istediğine verip istemediğine vermemek suretiyle ithalatın denetimini elinde bulundurduğu gerçeğini okurlarına hatırlatıyor.

            Doğrusu merhum üstad Cemil Meriç’e hak vermemek elde değil.

            Peki, zor olan Arap Harfleri gitti de yerine kolay olduğu söylenen Latin harfleri geldi de ülkede okuryazar oranı arttı mı?

            Sorunun cevabı detaylı bir şekilde dergide verilmiş.

            “Tüm Bildikleriniz Tarih Olacak!” alt başlığı ile yayınlanan “Derin Tarih” dergisi bence alınıp okunmayı hak ediyor...

           “Denemesi bedava” diyecektim ama değil, fakat sadece 8 TL...

               Ne dersiniz?