Siyaset toplumu yönetme ve yönlendirme sanatı, becerisi olarak tanımlanır.

             Siyaset iki amaçla yapılır. İktidar olmak ve kalmak için yahut özgür yaşamak, kula kul olmamak için…

              Kanaatimce Emevi hükümdarı Yezid iktidar olmak amacıyla toplumu sindirerek siyaset yaparken;  Hz. Hüseyin toplumu özgürleştirmek için siyaset yapmaktaydı.

              Avrupalı sömürgeciler Amerikan kıtasını istila etmek amacıyla yerli halkla savaşırken iktidar olmak için siyaset yapmakta; yerli halksa savaşırken özgür kalabilmek için siyaset yapmaktaydı.

Son 50-60 yıllık dünya tarihine bakıldığında Gandi, Hasan el Benna, Humeyni, Mandela, Aliye İzzet Begoviç, Erbakan gibi daha nice isim özgürlük siyasetinin baş aktörü olmuştur. Yine Stalin, Baba oğul Esed, Baba oğul Bush, Saddam, Kenan Evren, Süleyman Demirel gibi daha nice isim iktidar siyasetinin başaktörü ünvanını almıştır.

İktidar olmak içinde, özgür kalmak içinde siyaset yapılırken kullanılan araçlardan biride sıcak savaştır. İkisi arasında;  Hz. Ali’nin savaşırken yüzüne tüküren hasmını öldürmekten nefsii olacağı endişesiyle vazgeçmesi gibi niyet farkı, amaç farkı vardır ki; bu insanı bir dünyadan alır öbür dünyaya savurur.

İktidar olmak ve kalmak için insan onurunu, seçimini, tercihini önemsemeyen, toplumu baskı altında tutan nice kişi ya da kurumlar zalim olarak tarihe geçerken; insanlığın özgürce tercihte bulunabilmesi ve kula kul olmaktan kurtulabilmesi için hikmet sahibi nice güzel insanlar da bu yolda şehit düşmüştür.

Siyaset şuanda en etkin gücüyle bu iki amaç doğrultusunda yapılmaktadır. 29 Ekim’de Ankara’da yapılan olaylı yürüyüşte iktidarda olmak ve kalmak siyasi saikiyle yapılmaktadır.

Kurumsal yahut kişisel iktidarlarını oluşturarak, toplumu uzun yıllarca baskı ve otorite altında korku ve endişeyle yönetmiş bazı seçkinci çevreler hala iktidar için siyaset yapma saikiyle mücadelelerine son gaz devam etmektedirler.

Tarih boyunca var olan bu mücadele var olmaya devam edecektir. Bu tarihin tekrarlanan akışıdır.