Aslında bugünkü yazım, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yeni eğitim sistemi ile ilgili son yaptığı okul planlamaları üzerine olacaktı ama cnbce – business dergininin yaptığı araştırmadaki çarpıklıklar dikkatimi çekti ve konuyu değiştirdim.
 
Evet, cnbce – business dergisi her yıl “Türkiye’nin yaşabilir illeri” ile ilgili bir araştırma yapar. Isparta son 10 yılda bu araştırmada sürekli haklı olarak ilk 10’da yer alıyor. Araştırmanın belirli kriterleri var, sağlık, eğitim, kültür ve güvenlik gibi. Isparta her alanda iyi ama ne hikmetse güvenlikte 68. sırada yer alıyor.
 
Derginin araştırmanın ardından Isparta güvenlikte 68. sırada yer alınca, gazeteci arkadaşım, hemşehrim Hakan Yaman bir yazı kaleme almış ve Isparta’nın güvenlikte sınıfta kaldığını ve bu konuda önlem alınması gerektiğini belirtmiş.
 
Tamda bu noktada Isparta’ya hem dergi, hem de Hakan arkadaşım çok ciddi haksızlık yapmış.
 
Konuya derginin “güvenlik” başlığı altındaki kriterlerinin ne olduğundan başlayalım. “Güvenlik” denilince herkesin aklına “polisiye” olaylar geliyor. Aslında gerçek öyle değil. Isparta’da hiç polisiye olay olmasa, trafik kazası meydana gelmese dahi, Isparta bu kritelerde 50. sıranın altına inemez. Çünkü, derginin “güvenlik” kriterlerinin içinde ve en önemlisi, “deprem ve diğer doğal afetler.” Yani Isparta 1. derecede deprem bölgesi olduğu için dergi kriterlerine göre “güvensiz” bir şehir durumunda.
 
Yani Isparta’nın “güvenlikte” 68. sırada yer alması, “asayiş” bakımından “huzursuz, güvensiz” olduğundan değil, deprem kuşağında yer almasından kaynaklanıyor.
 
Bu nedenle insanların kafasında soru işareti bırakmanın bir anlamı yok. Isparta belki de Türkiye’ni en huzurlu, en güvenli kentlerinden biri. Emniyetin ve Jandarmanın günlük olay bültenlerine bakın isterseniz.
 
Tamamına yakını, ya trafik kazası, ya aile içi şiddet, ya komşu kavgası, ya da alkollü insanların tartışması. Gasp, cinayet, toplumsal suçlar açısından (Allah bozmasın) sorun yok. Emniyet güçleri görevlerini en iyi şekilde yapıyor. Faili meçhul olay yok, çalışmalar zamanında yapılıyor, önemli bir vukuat yok.
 
İnsanlar aileleri ile gece yarısı, gecenin birinde sokakta, cadde de gezebiliyorsa bu “huzurun, refahın”, “güvenli şehrin” bir göstergesi değil midir?
 
“Isparta’nın güvenlik sorunu var?” diyen arkadaşlara sormak isterim:”Eğer Isparta güvensiz bir şehir ise, Türkiye’nin hangi şehri güvenlidir?” Yapmayın gözünüzü seveyim. Bırakın araştırmaları, sadece günlük olaylara çıplak gözle baksanız görürsünüz.
 
Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü, bütün olayları aynı kefeye koymamalı, sınıflandırma yapmalıdır. Maddi hasarlı trafik kazası ile, gasp, cinayet, çete olayları aynı kategoride olmamalı, illerdeki olaylar yeniden ve sınıflandırılarak ele alınmalıdır.
 
Bir ilde gasp olayları yaşanırken, diğer ilde trafik kazaları meydana geliyor ve olay sayısı bakımından aynı kriterlerde yer alıyor. Böyle bir haksızlık olmaz.
 
Isparta rakamlarda bu haksızlığa uğrayan illerden bir tanesi.
 
Yine araştırmayı yapan dergi, “asayişe” bağlı güvenlik ile “doğaya” bağlı güvenlik kriterlerini birbirinden ayırmalı ve değerlendirmesini ona göre yapmalıdır. Yoksa insanlar asayiş açısından Türkiye’nin en güvenli illerinden olan “Isparta”yı, “güvensiz” şehir olarak algılayabilir ve bu ciddi bir hata, ciddi bir haksızlıktır.  Daha da önemlisi, bu şehrin insanlarına yapılan bir saygısızlık, bu ilde görev yapan emniyet mensuplarının emeklerini hiçe saymak ve onlara saygısıklıktır.
 
Siz Isparta’ya böyle bir haksızlığı yapmayın. “Huzur” kentini “huzursuz” olarak göstermeyin. Çünkü güvenlik algısı birey ve toplumların refah seviyelerini de paralel olarak etkiler.
 
Isparta, vatandaşlarımız veya yabancıların özgürlük ve haklarını kullanmaları ve kendilerinin güvenli bir yaşam içinde olduklarını hissetmeleri anlamında öncü ve örnek kent olduğu, yaşam standartları anlamında yaşanabilir iller sıralamasındaki haklı yeri ile bir örnek oluşturmasına rağmen;
 
Güvenlik algı ve ölçümlerindeki değişik kriterler ile güvenlik olgusunun ölçülmeye çalışılması sonucunda; Isparta manasız bir şekilde ülkemizin güvenlik sıralamasında haksız bir değerlendirilmeye tabii olmaktadır.
 
Yapılan bu özel araştırmada; Isparta’nın deprem kuşağında olması, göl havzası olması sebebi ile sel ve doğal afet riskleri taşıması, eski çağ volkanik alanında yer alması, uzun kış mevsimi ve okulların ara sıra iklimden dolayı tatil edilmesi ve hatta hava kirliliği Isparta’nın güvenliğini tehdit eden kriterler anlamında değerlendirilerek, güvenli şehir sıralamasında maalesef terör olaylarının yaşandığı, yabancı yatırımcının dahi olmadığı illerin gerisinde gösterilmiştir.
 
Peki gerçek böyle midir? Tabii ki hayır. İşin gerçeği şudur: Birleşmiş Milletler Mülteciler komisyonunca iltica ve sığınmacılık konusunda en güvenli ve iyi uygulama pilot ili seçilmiş, elli bin öğrencisi ve yaklaşık beş bin akademisyen kadrosu ile birçok uluslar arası bilimsel çalışmalara ev sahipliği yapan üniversitemiz, ordumuzun en gözde birliklerinin yetiştirildiği eğitim kışlaları, doğa sporlarının en organize biçimde yapıldığı doğal alan ve yapılanmaları, kişi başına düşen doktor, öğretmen, polis orantılaması,(AB kriterleri üstü şekilde),istihdamdaki işsizlik rakamlarının en altlarda bulunuşu, toplumsal şiddet ve şiddet içerikli gösteri olaylarının yaşanmayışı, kadına yönelik toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve aile içi şiddetin benzer büyüklükteki illerle göre hemen hemen hiç yaşanmıyor olması, bürokrasiye ulaşım ve hizmet vermekte valilik başta olmak üzere TSE standart belgesi denetiminde hizmet veriliyor olması yaşam ve güvenlik kriteri olarak değerlendirilmemiştir.
 
Ayrıca bu analiz içerisinde; Güvenlik hizmetini veren kurumların şahsa ve mala karşı işlenen suçlarla mücadele sonucu meydana gelen olayların sıfır noktasına gelmiş olması, karayolları trafik güvenliği ve kaza önleyici işlevsel/ bilimsel çalışmaların sonucunda oluşturulan toplumsal trafik kültürünün yükseltilerek kaza faktörlerinin azaltılmış olması, suç ve olay önleyici düzenlemeler, şikayet yönetim sistemlerinde geliştirilen hesap verebilir, şeffaf yapılanmaları, kayıt dışılık ve saklı nüfusun olmayışı, eğitim ve öğretime yönelik yürütülen ‘’güvenli eğitim’’ çalışmaları yanı sıra Güvenlik hizmeti sunan kurumların değerlendirmeleri ve başarılı bir şekilde toplum destekli hizmet anlamında ortaya koydukları çalışmalar da göz ardı edilmiştir.
 
Isparta doğal yaşam güzellikleri, çok iyi organize olmuş ve koordinasyonun en üst seviyede olduğu kamu ve Sivil Toplum Kuruluşları, ülkemizin en büyükleri arasında bulunan üniversitesi, kırsal kalkınma ve kırsal turizmi, semavi dinlerin ve ipek yolunun buluştuğu bir dünya kentidir.
 
Bütün bu değerleri ile aynı zamanda güvenlik ve güvenli yaşam anlamında hiçbir benzer ilimizle karşılaştırmaya gerek duymaksızın, bireylerin kendilerini en güvende hissettiği ve bunu güvenlik kurumlarının bağımsız halde yaptırdığı anketlerde ve araştırmalarda dile getirdiği örnek bir kenttir.
 
Emniyet teşkilatının son dönemde yaptığı çalışmalarda Türkiye’ye örnek olmuş, Türkiye birincisi olarak ödüllendirilmiştir.
 
O halde, elma ile armudu toplayarak sonuca varmak isterseniz karşınıza sağlıksız sonuçlar çıkar ve Isparta gibi “muhteşem bir kente” haksızlık edersiniz.
 
Sizin kriterinize göre, deprem ve doğal afet tehlikesi olmayan, terör korkusundan hiç kimsenin sokağa çıkmadığı, bu nedenle hiç bir olayın olmadığı iller en güvenli iller olması gerekiyor.
 
Sağlıklı düşünelim ve sağlıklı bakalım: “Isparta güvensiz” derseniz, diğer illerde kan gövdeyi götürmesi gerekiyor.