1 Mayıs İşçi Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan; birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerinde pek çok ülkede, resmi tatil olarak kabul ediliyor. Türkiye’de ise ilk defa 1923’te resmi olarak kutlandu. 2008 Nisanında ise ‘Emek Dayanışma Günü’ olarak kutlanması kabul edildi ve 22 Nisan 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi.

4 SENDİKA 1 DERNEK’TEN ÇAĞRI GELDİ

İşte bu doğrultuda; 1 Mayıs İşçi ve emekçilerin bayramı 1 Mayıs 2011 Pazar günü Isparta’da çeşitli etkinliklerle kutlanacak. 

Söz konusu kutlamalarla ilgili olarak Isparta’da; Sosyal – İş Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikası (SES), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim – Sen) ve Büro Emekçileri Sendikası (BES) ile Eğitimciler ve Sanatçılar Derneği Isparta Şubeleri birer açıklama yaparak işçi ve emekçileri Isparta alanlarında buluşmaya çağırdı.

“1 MAYIS’TA ISPARTA ALANLARINDA BULUŞALIM”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçiler Sendikası Isparta Temsilciliği,

herkese güvenceli iş, güvenli gelecek, insanca yaşam ve örgütlenme özgürlüğü’ için 1 Mayıs’ta Isparta alanlarında olduklarını bildirdi.

Konu ile ilgili olarak sendikadan yapılan yazılı açıklamada; “Biz de Sosyal-İş Sendikası üyeleri olarak1 Mayıs’ta emekçi kardeşlerimizle birlikte alanlarda olacağız. “Herkese Güvenceli İş, Güvenli Gelecek, İnsanca Yaşam ve Örgütlenme Özgürlüğü” isteyeceğiz. İşsizlik ve güvencesizlik Yaygınlaşıyor. Güvenceli iş, güvenli gelecek! İçin Seslerimizi birleştirelim! İnsanca yaşam ve örgütlenme özgürlüğü! İçin Yoksulluk ve hak ihlalleri artıyor dur demek için; 1 Mayıs’ta Isparta alanlarında Sosyal-İş Sendikası pankartı arkasında buluşalım” denildi. 

“HÜKÜMETE BİR KEZ DAHA SESLENECEĞİZ”

SES Isparta Temsilcisi Ali Rıza Deveci; “1 Mayıs’ta Isparta alanlarından bir kez daha hükümete ve işverenlere sesleneceğiz” dedi.

Konu ile ilgili olarak bir açıklama yapan Başkan Deveci; “Bizler bu ülkenin işçileri, kamu emekçileri, meslek sahipleri, emeklileri, işsizleri, yoksulları, kadınları, gençleri olarak, tüm dünya emekçileriyle birlikte 1 Mayıs alanlarında, emeğin bayramındayız.

Barış için, özgürlük için, demokrasi için, saygın bir iş için, savaşsız bir dünyada sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir yaşam için birlikteyiz. Sosyal adalet, eşitlik, bağımsızlık ve sendikal haklarımız için 1 Mayıs 2011’de, başta Taksim olmak üzere tüm alanlarda, omuz omuzayız.

1 Mayıs 2011’i güvencesiz, esnek, kuralsız çalışmanın, taşeronlaşmanın yaygınlaştırıldığı koşullarda karşılıyoruz. Emekçilerin yarısı kayıt dışında çalışıyor, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller korunuyor ve örgütlenen işçiler işten atılıyor. İş kazası adı verilen iş cinayetleri durmak bilmiyor. Torba Yasa ile her alanda emekçilerin hak ve çıkarları geriye götürülmek isteniyor.

Biz sosyal adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Biz, özgürlükçü, eşitlikçi sivil demokratik bir anayasa ve yasalar için; inanç ve düşünce özgürlüğü için sesimizi yükseltiyor, özgürlükten, demokrasiden ve sosyal devletten vazgeçmeyeceğimizi bildiriyoruz.

“Bildiğini Okuyan” İktidara Karşı Gücümüz; Birliğimizdir! Tüm bu saldırı politikalarının karşısında sendikal örgütlenmenin önündeki en büyük tehlike, emekçiler arasında kamplaşma yaratmaya, onları bölerek yedeklemeye

yönelik müdahalelerin artmış olmasıdır. Buna karşın ülkemizde emek hareketinin temel sorunu, AKP’nin ve yandaş kurumlarının emekçileri bölme ve kutuplaştırma

tuzağına düşmüş ve parçalanmış olmaktan kaynaklı olarak; aynı saldırıların hedefi olan kesimlerin birleşik mücadelesinin yeterince örgütlenememesidir. Tüm emeğimizle haydi Isparta 1 Mayıs’a” dedi.

“HAYDİ SANAT İÇİN ALANLARDA BİR ARAYA GELELİM”

Eğitimciler ve Sanatçılar Derneği Başkanı Feyza Özdemir, tüm vatandaşları sanat için, eğitim için Isparta alanlarına davet etti.

Eğitimciler ve Sanatçılar Derneği yönetim kurulu adına bir açıklama yapan Başkan Feyza Özdemir açıklamasında şunları söyledi; “Derneğimizin iki ana faaliyet alanı olan eğitim ve sanat, ülkemizde genel olarak, iktidarlarca pek önemsenmemiş, daha doğrusu, kendi çıkarları doğrultusunda kullanılmıştır. Oysaki, insanlık tarihi ile yaşıt olan sanat ve modern zamanlarda şart olarak nitelenen eğitim, halka sunulurken, en fazla önem verilmesi gereken hizmetlerdir.

Son dönemde ise, bu söylediklerimizin tersi ne kadar şey varsa, hepsi bu alanlarda uygulanmıştır. Devlet eli ile yapılan eğitim, içeriksizleşmiş, niteliksizleşmiş, gericileştirilmiştir. Müfredatlardaki değişiklikler, öğretim modellerindeki yanlışlıklar, öğrencilerimizi olumsuz yönde etkilemiş, onları sağlıklı zihin yapılarından uzaklaştırmıştır. Bunların yanında, belki de en önemlisi, eğitim, anaokulundan üniversiteye kadar, tamamen paralı yapılmış, bir kamusal hizmet olması gerekirken, piyasaya açılmış, patronların kar alanı haline getirilmiştir. Bunun yanında, büyük bir utanmazlık ile, son bir yılda, KPSS ve YGS’de yaşanan, kopya ve şifre skandalları, sanki hiç olmamış sayılmaktadır. Milyonlarca insanı ilgilendiren bu olaylar, unutturulmaya çalışılmaktadır.

Eğitim hizmetlerinin yürütücüsü olan öğretmenlerin durumu ise, ayrıca önemlidir. AKP dönemindeki atama sistemi ile, her yıl otuz bin öğretmen göreve başlamakta, geriye kalan üç yüz bin kişi ise, tekrar ve tekrar KPSS’ye girmektedir. Bunun fiili sonucu ise, herkesin bildiği üzere, işsizliktir. On altı yıl boyunca bu ülkenin okullarında okuyan, girdiği her sınavda başarılı olan, son olarak da öğretmen diploması ile mezun olan gençler, en iyi ihtimalle, ya dershanelerde ucuz işgücü olarak kullanılmakta, ya da çaresizlikten başka işlerde çalışmakta, kendi mesleğini yapamamanın üzüntüsünü yaşamaktadır. Yine bu gençler, işsizliğin sonucu olarak, geleceğe dair plan yapamamakta, belirsizlik içinde kalmaktadır.

Çalışıyor olan öğretmenlerin durumu da, pek iç açıcı değildir. Onlar da, hak ettikleri ücretin çok altında maaşlar ile çalışmakta, geçim sıkıntısı içinde, yaşamlarını devam ettirmekteler.

Sanatın ve sanatçıların sorunları da, keza, son dönemde artık iyice yakıcılaşmıştır. Gerici iktidarlar, bağımsız ve muhalif sanatçılara sürekli zorluklar çıkarmakta, onların ürettiklerine saygısızlık yapmaktalar. Onlar, sanatçılarımızı desteklemek yerine, ki bu onların görevidir, sanatçılarımıza köstek olmakta, zaman zaman tehditler savurmaktalar. Bu ortamda da, sonuçların ne olduğu az çok ortadadır. Muhalif söylemleri ile bilinen Ressam Bedri Baykam, hedef gösterildiği günlerde, bıçaklı saldırıya uğramıştır. Başbakan’ın, yaptığı “İnsanlık Anıtı”na ucube diyerek aşağıladığı Heykeltıraş Mehmet Aksoy, zor günler geçirmektedir. Aksoy, nice emekle yaptığı heykelinin yıkılışını izlemeye mahkûm edilmiştir.

Biz, Eğitimciler ve Sanatçılar Derneği olarak, bu söylediklerimiz doğrultusunda, parasız eğitimi ve toplum için sanatı savunduğumuzu, bunun için her zaman mücadele edeceğimizi, bu vesileyle bir kez daha tekrarlıyor, bu düşünce ve mücadelemizi, 1 Mayıs 2011’de, Isparta sokaklarına taşıyoruz” dedi. 

“HAKKIMIZA VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN”

Eğitim – Sen Isparta Temsilcisi Erol Kökten, 1 Mayıs’ta tüm emekçileri Isparta meydanlarında buluşmaya çağırdı.

Konu ile ilgili olarak bir açıklama yapan Eğitim – Sen Isparta Temsilcisi Erol Kökten açıklamasında; “İşçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırılar, uluslararası sermaye merkezleri ve yerli uzantılarıyla tam bir işbirliği içinde yürütülüyor. Emekçiler ise, sendikasızlaştırılarak, ya da yandaş sendikalara mecbur edilerek etkisizleştiriliyor.

Eğitim ve bilim emekçileri olarak, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak, çocuklarımızın eğitimli ve sağlıklı, güven içinde yaşayabileceği, halkların kardeşliği ve barışı gözeten bir Türkiye talebini haykırmak için Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Ispartada’da  alanlarda olacağız.

Tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs 2011 Birlik Mücadele ve Dayanışma  Gününde buluşalım” dedi.

“İNSANCA YAŞAM İÇİN ALANA GELİN”

Kısa adı BES olan Büro Emekçileri Sendikası Isparta Temsilcisi Mehmet Dağdelen, insan onuruna yakışan bir ücret için herkesi 1 Mayısta meydanlara davet ettiklerini bildirdi.

Başkan Dağdelen, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “İnsanca Yaşam, Güvenceli Gelecek İçin Alandayız! Torba Yasa:“Sermayeye Af Emekçilere Saldırı” Yasasıdır. Torba Yasa, Çalışma yaşamını güvencesizleştiren, bizleri esnek çalışmaya, düşük ücrete, dahası açlık ve köleliğe mahkum eden düzenlemeleri içermektedir.

Torba Yasa, çocuklarımızın ve gençlerimizin emeğini işverene peşkeş çekerken, sırf patronlara maliyeti olmasın diye can güvenliğinin olmadığı denetimsizliğe imza

atan düzenlemeleri içermektedir. Torba Yasa’dan önce Ostim’deki patlamaya rağmen AKP, iş cinayetlerinin devasa boyutlara ulaşacağı düzenlemeye imza atmaktan çekinmemiştir. İnsanca Yaşam, Güvenceli Gelecek;

Grevli toplu pazarlık hakkımızın önündeki engeller kaldırılmalıdır. 4/B, 4/C, 50/D, 4924 vb. statülerde çalışan tüm sözleşmelilere kadrolu iş güvencesi sağlanmalıdır.

➢Giderek artan iş cinayetlerine; esnek, güvencesiz, performansa dayalı çalıştırma, özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarına son verilmelidir.

Başta eğitim ve sağlık olmak üzere tüm kamu hizmetlerinde ticarileşmeye son verilerek, herkese eşit, parasız, demokratik, laik, bilimsel, anadilinde eğitim hakkı tanınmalı, savaşa değil; sağlığa ve eğitime yeterli bütçe ayrılmalıdır.

Tüm kamu ve özel işyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı, meslek hastalıklarına karşı kamusal bir hizmet olarak korunma sağlanmalı, kurum

tabiplikleri ve kreşler yeniden tesis edilmelidir. Aynı ya da benzer işi yapan emekçiler mali ve sosyal haklardan eşit yararlandırılmalı, eşit işe eşit ücret ilkesi yaşama

geçirilmelidir. Cins ayrımcı uygulamalar ve kadınları eve hapsetme politikalarına

son verilmelidir. Emekçilere dayatılan angarya ile zorunlu fazla mesai ve

öğle tatili gaspına son verilmeli, yeterli sayıda kadrolu personel alınmalıdır.

Tüm çalışanlara, insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalı;çalışma yaşamı demokratikleştirilmelidir.  Bu taleplerimiz için 1 Mayıs 2011 de Isparta alanlarındayız’ Tüm emekten yana olanları alana çağırıyoruz” dedi