15 Temmuz Birlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Ramazan Çapan, 103 Emekli Amiralin, Montrö tartışmaları ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı ile ilgili yayınladığı bildiriye sert tepki göstererek; “Fetöseverin ipleri gevşemiş olmalı ki, 103 kukla ağızlarından salyalar akıtarak, milletimize, milletimizin değerlerinden biri olan demokrasimize, halkımızın iradesine, sivil irade ile seçilmiş Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a saldırıyorlar. Ama başaramayacaklar” dedi.


Konu ile ilgili bir açıklama yapan 15 Temmuz Birlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Ramazan, açıklamasında şunları söyledi; “Bu Millet 15 Temmuz'da gereğini yaptı 15 Ağustos'a kalmadan yine Milletin isteği ile Devlet İdamı getirmeliydi. Zîra  o günlerde o şartlarda herkes (azgın azınlık hariç) idamın gelmesini istiyordu. Bu gün her ne kadar tam manasıyla geç kalmış sayılmasak da idam için vatandaşlarımızın aklını karıştırmayı başardılar. Dışarıda kendini muazzam saklayabilen, içimizden biri gibi davranan, Fetöye söverken ardından AMA, FAKAT diye cümleye başlayıp güya Cumhurbaşkanının ve sistemin eksiklerini sıralayan bukelamunlar var. (öz eleştiri yapanlar müstesna)
Bir çok fetöcü hainler yaptıkları hainlikleriyle gurur duyuyorlarsa hâlâ, umutları varsa,  ülkemizi bölmek için plan yapanları da vardır.
 
103 Emekli Amirale bu hadsizliğin hesabı sorulmazsa, yarın 103 Emekli General çıkar, diğer gün başka birileri. Hainlerin hükmü ölümdür.
İslâm tarihinde Vatan hainliğinin farklı örnekleri vardır ama hüküm tektir.
"Hendek Muharebesinin İslâm tarihinde ayrı bir yeri vardır. Bu savaş sırasında Müslümanlar dehşetli hâdiselerle karşılaşmışlardı: Karşılarında o zamana kadar Arabistan’da görülmemiş miktarda kalabalık bir düşman ordusu vardı. Bu düşman ordusu o zaman yegâne vatanları olan Medine’yi kuşatmışlardı. Düşmana karşı müdafaa için şehrin en uygun yerine hendek kazılmıştı. Müslümanlar, başkomutanları Peygamber Efendimizle (s.a.v) birlikte günlerce aç-susuz düşmanın karşısında vatanlarını müdafaa edeceklerdi. Durum öylesine vahimdi ki bir an gözlerini kırpsalar, düşman hendekleri aşıp şehre girebilirdi. Bunun için bir an için olsun yerlerinden kıpırdamıyorlardı.
 
İşin en tehlikelisi “içerdeki” düşmanlardı. Müslümanlar düşmanlara karşı vatanlarını müdafaa ederlerken Benî Kurayza Yahudileri, vatana ihanet etmiş, düşmanla işbirliği ederek Müslümanları arkadan vurmaya, Müslümanların şehirdeki korumasız vaziyetteki hanımlarına ve çocuklarına saldırmaya kalkışmışlardı. Bu durumu öğrenen Müslümanların çektiği sıkıntı birkaç misli artmıştı. Ahzâb Sûresinde Müslümanların çektiği bu sıkıntı anlatılmaktadır: Neticede, Müşrikler Allah’ın yardımıyla perişan olurlar ve defolup giderler.
 
Peygamber Efendimiz (asm) bu zorlu savaşın ardından Medine’ye dönüp de evine girmesinden kısa bir müddet sonra Cebrail Aleyhisselam gelir ve melekler ordusunun zırhlarını çıkarmadığını, vatan hâinlerinin üzerine doğru yürüdüğünü söyler. Böylece hedefi gösterir. Hedef, Müslümanları arkadan vurmaya kalkışan, düşmanla işbirliğine giren vatan hâinleridir. Oysa o hâinlerle yapılan anlaşmada, müşterek vatan olan Medine’ye bir saldırı vâki olduğunda elbirliğiyle bu saldırıya karşı durulacağı belirtilmişti. Onlar bu anlaşmaya da ihanet etmişlerdi.
 
Bundan dolayı 25 gün devam eden kuşatmanın ardından Benî Kurayza Yahudileri teslim olur. Peygamber Efendimizin (asm) çağrısı üzerine, Yahudiler Sa’d b. Muaz’ı (ra), hakem olarak kabul ederler. Hz. Sa’d da hükmü açıklar: Büluğ çağına erenler dâhil bütün erkeklerin boynu vurulacaktır. Bu hüküm Tevrat’taki hükümle aynıdır. Orada da vatan hâinlerinin cezasının ölüm olduğu belirtilmiştir. Peygamber Efendimiz (asm), Hendek muharebesinde yaralanmış olan ve daha sonra bu yara sebebiyle şehit olacak olan Hz. Sa’d’a şöyle der: “Sen, onlar hakkında Allahu Teâlâ’nın yedi kat gökler üzerinde verdiği hükmüne uygun hüküm verdin.” Böylece vatan hâinlerinden 700’ü hakkında bu hüküm infaz edilir."
Bu gün Milletimizi türlü fitneler ile karşı karşıya getirenlerin sıfatı her ne olursa olsun; adları VATAN HAİNİ, hükümleri ise ölümdür.. diyen TEMDER Başkanı Ramazan ÇAPAN. Unutmasınlar 15 Temmuz'da başlarına gelmeyenlerden güç alıyorlarsa; bu sefer sivil irade olarak milletimizle beraber dünyayı başlarına yıkmaya hazırız... "dedi.