15 Temmuz gecesi ülkemize, milletimize karşı gerçekleştirilmek istenen topyekün işgal girişimine milletimiz insanüstü bir gayret ve ferasetle mücadele etmiş, ölümü göze alarak iradesine ipotek koymaya kalkan, vatanını işgal etmeye çalışan FETÖCÜ maşalara karşı askeriyle, polisiyle omuz omuza onurlu bir mücadele vermiştir.

Sadece ülkemizde değil bulunduğumuz coğrafyada da her bir ferde çok net bir mesaj veren milli mücadele ruhu, dünya üzerinde tüm mazlumlara umut ışığı olmuş, milletimiz nezdinde ülkemizin, özellikle bölgemizdeki tarihsel sorumluluğunu kat be kat ön plana çıkarmıştır.

Türkiye Safiye Bayat’ı Boğaziçi Köprüsü’nde darbeci askerlerin karşısında korkusuzca direnmesiyle tanıdı. Kahraman kadın o gece Boğaziçi Köprüs’ne ilk ulaşanlardan biriydi. Hiç korkmadan askerlerin karşısına geçti, yanağına silah dayandı ama o yine de korkmadı. Ölümü göze alıp direnişini sürdürdü, bacağından vuruldu.

Birçok kurumu ele geçirmeye çalışan darbeciler Ankara’daki Özel Kuvvetler Komutanlığına yani bordo berelilerin karargahını da ele geçirmek istedi. Ancak kahraman bir astsubay olayın seyrini değiştirdi. Cuntacı tuğgeneralin makam odasına girmesine izin vermedi ve şehit düştü...

KAHRAMAN ASKER ÖMER HALİSDEMİR BÖYLE DESTAN YAZDI

FETÖ/PDY’ci askerlerin Ankara’daki hedeflerinden biri de TSK’nın en seçkin birliklerini barındıran Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) oldu. Güneydoğu’da görevli darbeci general 1. Özel Kuvvetler Tugay Komutanı Tuğgenaral Semih Terzi, askeri uçakla Ankara’ya geldi. Darbecilerin harekete geçmesiyle Terzi, beraberindeki 20-30 kişilik silahlı ÖKK’ya gitti. Bu sırada içerideki darbeci subaylar da harekete geçti. Kapıda grubun girişine izin vermeyen subay şehit edildi. Terzi başkanlığındaki Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı’nın makamının bulunduğu binaya geçti.

Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir, o an eşiyle Gazi Orduevi’nde olan komutanı Aksakallı’yı aradı: “Komutanım başlarında Terzi Paşa olan bir grup makamınızı teslim almaya geldi” dedi. Aksakallı, “Evladım oranın namusu sensin, makamı teslim etme, geliyorum” talimatı verdi. Aldığı emrin ardından silahını çeken Halisdemir, “Komutanımın emri, sizi içeri alamam” dedi. Darbeci general Terzi ise Halisdemir’e “Yönetime el koyduk, yeni komutanın benim, yukarı çıkacağız” cevabını verdi.

Yaşanan tartışmanın ardından Astsubay Halisdemir, darbeci general Terzi’yi vurdu. Terzi, helikopter ile kaldırıldığı GATA’da ölürken, kahraman Astsubay Halisdemir şehit edildi. Olay sonrası çıkan çatışmalarda Terzi’nin yanı sıra iki darbeci subay daha öldürülürken, 36’sı teslim alındı. Terzi ve iki darbecinin öldüğü olaya adı karışan, aralarında albaydan astsubaya kadar birçok rütbelinin bulunduğu darbeciler, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandı.

15 Temmuz'da darbeci general Semih Terzi'yi öldüren Ömer Halisdemir'in babası Hasan Hüseyin Halisdemir, kendine başsağlığı ziyaretine gelen Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ile arasında geçen konuşmaları anlattı. Baba Hasan Hüseyin Halisdemir, "Özel Kuvvetleri teslim aldıktan sonra Türkiye'yi teslim alabileceklerini düşündüler ama çocuğuma Allah rahmet eylesin kendini şehit etti. İyi ki gençlerimiz var. Ben Zekai Komutanımla görüştüm kendisine 'Efendim ben sizin korumalığınızı yapabilirim' dedim. O da teşekkür etti" dedi. Zekai Komutanın oğlunun öldürdüğü general Semih Terzi ile 5 yıl birlikte çalıştığını kendisine söylediğini hatırlatan Halisdemir, "Ömer Halisdemir bu hain darbeci komutanla 5 yıl görev yapmış. Ben komutanından öğrendim. Afganistan'da 1 yıl kaldı, Kuzey Irak'ta 10 yıl görev yapmış. Ömer bu haini biliyormuş. Ömer'in teslim edeceğini düşünmüş ama o birliği teslim etmemiş. Ömer kabul etmemiş"diye konuştu.

15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27’nci Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Son olarak 8 Haziran'da muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, "1920'de Sevr'i gösterdiler, 1923'de bizi Lozan'a ikna ettiler. Ege'de bağırsan duyulacak adaları biz Lozan'da Yunan'a verdik. Zefer mi bu?" dedi. Erdoğan, "Her 15 Temmuz şehitlerimizi ve gazilerimizi anma günü olarak tatil ilan edilecektir" demişti.

TBMM Genel Kurul'daki görüşmede Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi de kabul edilerek, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü adı altında resmi tatil ilan edildi.

15 Temmuz gecesi ISPARTA'da ne oldu? 

Eğirdir Tümeni, İsparta Tugayı ve Jandarma Alayı'nda neler yaşandı?

15 Temmuz kanlı, terörist darbe girişiminin kara planları ve o gece askeri açıdan stratejik öneme sahip Isparta'da Yaşananlar gün yüzüne çıkıyor.

Birçok ilde Jandarma Komutanları darbecilerin yanında yer alıp kanlı eyleme ortak olurken Isparta'da Jandarma devletinin ve milletinin yanında saf tuttu.

4 yıldır Isparta Jandarma Komutanlığı yapan Albay ismail Cömert, ilirnizdeki Jandarma kuvvetleri gücünü ve mühimmatların terörist darbecilere kullandırtmadı. Harp Okulundan arkadaşı olan, 4 yıldır da Isparta'cla omuz omuza görev yapan TuğgeneralMustafa Kurutmaz ile 15 Temmuz gecesi ters düşen Albay İsmail Cömert, yakın dostuna 'bizi etki altına almaya çalışırsanız gerekirse sizinle çatırız' diye çıkıştı.

Jandarma Albay Cömert, Erdoğan'ı kaçırmakla görevli askerlerin Eğirdir'den Ankara'ya götürüleceği planının erkenden duyulması ve yolların kesilmesinde önemli bir görev üstlendi. Haber muhabiri 15 Temmuz gecesi Jandarma Alay Komutanlığı'nda yaşananları araştırdı ve çok ilginç bilgilere ulaştı. Ulaşılan bilgiler ve yaşananlar Jandarma Komutanı Albay İsmail Cömert'in canını tehlikeye atarak darbecilere karşı devletin ve milletin yanında yer aldığını gösteriyor. Edinilen bilgilere göre: 15 Temmuz Cuma günü saat 22.00 sularında Jandarma Genel Komutarılığından İl Jandarma Komutanlığı'na sıkıyönetim ilan edildiğine dair emir geldi. Aynı emir TSK'nin kendi sistemi içerisinde de İl Jandarma'ya ulaştırıldı.

Bu emirden haberder olan Jandarma Komutanı Cömert, hiç vakit kaybetmeden Jandarma Komutanlığı'na gitti. Albay Cömert, hiç kimseyi aramadan personelini toplayıp 'biz bu emri tanımıyoruz. Bu hukuksuzdur' diye talimat verdi. Jan-darma Komutanı Cömert, Genel Komu-tanlıkta,' tanıdığı arkadaşlarını arayıp, durumu sordu. Jandarma Genel Komutanlığı'nın işgal edildiği, Genelkurmay Başkanı'nın da akibetinin meçhul olduğu bilgisi verildi. Jandarma Komutanı Cömert, bu telefon görüşmesinden sonra personeline 2.kez emir verdi. Kendi dışında hiç kimseden emir alınmamasını istedi. Mühimmat deposunu kontrol altına aldı ve birliğine hakim oldu. Daha sonra Jandarma Komutanı ismail Cömert, Harp Okulundan arkadaşı olan Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz'ın yanına gitti. Hareket Merkezi'nde ekibiyle birlikte toplantı yapan Mustafa Kurutmaz ile Jandarma Komutanı Cömert arasında şu diyalog geçti:

Cömert: Ben bu yazıyı tanımıyorum. Bu emri uygulamıyorum. Birliği'ne de uygulatmıyorum. Siz emri uygulayacak olursanız, beni de etki altına almaya çalışacak olursanız gerekirse sizinle çatişırız.

Kurutrnaz: Ben bu emri uygulayacağım. Bu emirler doğrultusunda hareket edeceğim. Harbiyelileri Havalimanına ulaştırmamız lazım. Ankara'dan uçak gelecek. Jandarma Komutanı Albay İsmail Cömert, harbiyelileri Ankara'ya götürmek için Eğirdir ve Isparta'da araç arama telaşının yaşandığı bilgisini tugaydan çıktıktan sonra telefonla ValiŞehmus Günaydın'a verdi. Albay Cömert, Vali Günaydın'a 'ben sizin ernrinizdeyim. Birliğime hakimim bilgisini de verdi. Vali Günaydın ile Polisevi'nde bu-luşan Albay Cömert, Eğirdir ve Isparta askeriyelerindeki çalışmaları ve Ankara'ya asker götürmek için yapılan planların bilgisini verdi. Vali Günaydın, hiç vakit kaybetmeden Emniyet Müdürlüğü ekiplerine Isparta'dan Eğirdir'e, Eğirdir'den Isparta'ya araç trafiğinin kesilmesi talimatını verdi. Araç trafiğinin kesilmesi üzerine Tümgeneral Metin Akkaya, Jandarma Komutanı İsmail,Cömert'i arayarak 'Jandarma olarak araçlanmızın yolunu aç' dedi.

Albay Cömert, 'İl Jandarma olarak bu konuda hiçbir faaliyete dahil olmuyoruz' diye cevap verdi.

Bu arada Eğirdir Jandarma Komutanlığı'na 4 kez emir veriliyor ama onlar da il Jandarma Komutarılığı'nın emrini uyguluyor. 

ISPARTA 15 TEMMUZ İDDİANAMESİNDEN..

Isparta’da 15 Temmuz hain darbe girişiminde Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında kursa katılan 700 harbiye öğrencisini darbecilere destek için Ankara’ya götürmeye çalışan aralarında eski Merkez Komutanı Tümgeneral Metin Akkaya’nın da bulunduğu 27 sanık hakkında hazırlanan iddianame Isparta 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edildi. İddianamede, 700 öğrencinin darbe teşebbüsünde kullanılmak üzere götürülmek istendiği sanıkların bununla neye hizmet ettiklerini çok iyi bildikleri vurgulandı.

Harbiyelileri Ankara’ya götüreceklerdi
Isparta Cumhuriyet Savcısı Üzeyir Sarı tarafından hazırlanan 138 sayfalık iddianamede darbe girişimi gecesi Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığında kursiyer olarak bulunan 700 Kara Harp Okulu öğrencisinin Ankara’da darbe teşebbüsünde kullanılmak üzere otobüslerle Süleyman Demirel Havaalanına buradan da Ankara’ya sevk edilmek istendiği belirtildi.

Darbe hazırlığı toplantısı yapılmış
Darbe girişiminde Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığında yapılan eylemlerin anlatıldığı iddianamede Dağ Komando Okulunda Kurmay Başkanı Devran Çetinkaya’nın, darbe girişimi günü öğle saatlerinde Isparta’ya geldiği, darbe girişiminin Isparta ayağında etkin olan eski 40. Piyade Eğitim Alay Komutanı sanık Ahmet Yıldırım’ın makamına giderek darbe hazırlığının nasıl yapılacağı konusunda toplantı yaptıkları, Yıldırım’ın aldığı talimatları eski Isparta Tugay Komutanı tutuklu sanık Mustafa Kurutmaz’a ilettiği ifade edildi. Çetinkaya’nın kalkışma gecesi Isparta’da bulunan, davanın bir numaralı tutuklu sanığı eski Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanı Metin Akkaya’yı arayarak Kuvvet Harekat Başkanlığından ve Harp Okulu Alay Komutanlığından harbiyelilerin Ankara’ya gönderilmesi yönünde talimat olduğunu söylediği, Çetinkaya’nın astlarını çağırarak ‘Harp Okulu Ankara’ ya gidecek, havaalanına personel taşımak için ne kadar araç var ise hazırlansın’ şeklinde talimat verdiği kaydedildi.

Araç bulamayınca Tugay’dan istemişler
İddianamede, Genelkurmay Başkanlığını ele geçiren darbeciler tarafından gönderilen sözde sıkıyönetimi direktifiyle Isparta Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirilen sanık Metin Akkaya’nın darbe girişiminin en önemli planlayıcı ve uygulayıcılarından olan Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığında görevli Kurmay Albay Bilal Akyüz’den Harbiyelilerin Ankara’ya sevkine ilişkin emir aldığı belirtildi. Akkaya’nın Eğirdir Belediye Başkanı Ömer Şengöl’ü arayarak belediye otobüslerinin nizamiyeye gönderilmesini istediği, ancak Şengöl’ün otobüslerin hiçbir şekilde gönderilmemesi yönünde Vali Şehmus Günaydın’ın talimatı olduğunu söyleyerek araç göndermediği vurgulandı. Araç sayısının yetersiz olması üzerine sanık Devran Çetinkaya’nın Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığını arayarak, araç hazırlayıp ‘Eğirdir’e gönderin’ emri verdiği, bunu öğrenen eski Isparta Tugay Komutanı Mustafa Kurutmaz’ın araçların hazırlanmasını emrettiği iddianameye yansıdı.

Kalkışma olduğundan haberleri vardı
Sözde sıkıyönetimi direktifi sonrası sanık Metin Akkaya’nın emriyle personelin komutanlığa çağrıldığının belirtildiği iddianamede, Başbakan Binali Yıldırım’ın kalkışma olduğu ve buna izin verilmeyeceği yönündeki açıklamaların haber sitelerinde yayınlandığı, şüphelilerin de bundan haberdar olduğu vurgusu yapıldı. İddianamede askeri kamuflajlı, hücum yelekli, kompozit başlıklı şekilde içtima alanında toplanan Harbiyeli 127 öğrencinin Akkaya’nın emriyle Süleyman Demirel Havalimanına gitmek üzere yola çıktıkları, ancak havalimanına izinsiz ve kontrolsüz girişleri önlemek amacıyla yol kapaması yapıldığı ve havalimanı pistine uçak inişlerinin önüne geçmek için tedbir alındığı kaydedildi. Havalimanına uçak inmesinin mümkün olmaması ve gelmek üzere yolda olan bir uçağın da olmaması nedeniyle Akkaya’nın ‘geri dönün’ emri verdiği, geri döndürülen Harbiyelilerin Atabey kavşağında yolun kapatılması nedeniyle Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanlığına götürüldüğü belirtildi.

Konvoyların geçişine izin verilmedi
Öte yandan Eğirdir’de kışladan çıkan 117 Harbiyeliyi taşıyan otobüslerin geçişine izin verilmediğinden kışlaya geri döndükleri, Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezinden, Eğirdir’de bulunan Harbiyelileri alarak havalimanına götürmek üzere hareket eden konvoyun geçişine de yolu kapatan emniyet ekiplerince izin verilmediğinden araçların komutanlığa döndüğü bilgisine yer verildi. Araçların geçişinin engellenmesinin ardından sanık Akkaya’nın, darbecilerin karşısında duran dönemin İl Jandarma Komutanı İsmail Cömert’i arayarak yolu açmalarını istediği, Cömert’in yolu açmayacaklarını, yolda 10 bin vatandaş olduğunu, gelirlerse polisin de kendilerinin da ateş açacağını söylediği ifadelerine yer verildi. İddianamede şüphelilerin, tümene çağrılan Eğirdir Jandarma Komutanı Erhan Arslan’dan, Isparta’dan çıkan ancak polis tarafından durdurulan araçların getirmesini istediği, ancak Jandarma Komutanı Cömert’ten kesin emir alan Arslan’ın bu emri uygulamadığına değinildi.

Metin İyidil’den birlik hazırlama emri
İddianamede Harbiyelilerin sevkini başaramayan şüphelilerin, darbe girişiminin başarısız olacağını anladıkları, sanık Akkaya’nın tavır değişikliğine giderek saat 01.30 sıralarında tümende görevli komutanlarla toplantı yaparak kışla emniyetinin güvenliğini sağlamak için emir verdiği belirtildi. Akkaya’nın sabah saatlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu olan eski EDOK Komutanı Korgeneral Metin İyidil’le telefonda görüştükten sonra aynı isimlerle toplantı yaparak, "Arkadaşlar Genelkurmay ele geçmiş, Meclis bombalanmış, Özel Kuvvetler ele geçmiş, Ankara’nın üstünde jetler uçuyormuş, her yer kıyamet günü gibi, biz de ihtiyaç olması halinde üst komutanlık emriyle bir birlik teşkil edeceğiz" dediği belirtildi.

Birliklerin listesi imha edilmiş
Akkaya’nın, İyidil’in talebi ile Ankara’nın ihtiyacı olacağı gerekçesiyle hiçbir planda yeri olmayan birlik hazırlanması emrini uygulamaya çalıştığı ve bu yönde silahlı birlik oluşturulmasına yönelik emir verdiği, Ankara’ya götürülmesi düşünülen bu birliklerin Ankara’da hangi amaçla kullanılacağı hususunun ancak bunu kararlaştıran Metin İyidil ile Metin Akkaya, Devran Çetinkaya ve Okul Komutanı Yaşar Uçan tarafından bilindiği vurgulandı. Ankara’ya gitmek için oluşturulan birliklere ilişkin listenin şüpheliler tarafından imha edilmesinin şüphelilerin niyetlerinin temiz olmayabileceğini gösterdiğine dikkat çekilen iddianamede, Akkaya’nın delil bırakmamak için odasında bulunan çok sayıda evrakı imha ettiği ve kamera kaydına düşmemesi için gizlice çay ocağının penceresinden dışarıya attırdığı da tanık ifadelerine yansıdı.

Üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi
İddianamede, şüphelilerin Harbiyelileri Ankara’ya sevk etmeye çalışarak neye hizmet ettiklerini çok iyi bildikleri ifadesi yer alırken, "Öğrencilerin Ankara’ya götürülme gerekçesinin bu öğrencileri darbe teşebbüsünde kullanmak olduğu anlaşılmaktadır" denildi. Isparta 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede 27 sanık hakkında TBMM’yi ortada kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı suç örgütüne üye olma ve Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından ayrı ayrı üçer defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.