MHP İl Başkanı İsa Yalçın, 4 ay tutuklu kaldığı Isparta Cezaevi’nden çıktıktan sonra ilk açıklamasını Akdeniz’e yaptı. Akdeniz Genel Yayın Yönetmeni Soner Toros’un sorularını cevaplandıran MHP İl Başkanı Yalçın, tutukluluk süresinde yaşananları ve hissettiklerini, iddianameye ilişkin suçlamaları ve daha bir çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

SABAH 6’DA 4 POLİS GELDİ GÖZALTINA ALINACAĞIM HİÇ AKLIMA GELMEMİŞTİ

            O günün sabahına dönen MHP İl Başkanı İsa Yalçın, gözaltına alındığı günü ve yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kesinlikle böyle bir şey beklemiyordum. İnsanların alışık olduğu bir durum değil. Ancak televizyon ekranlarından bunları görüyoruz. O gün il başkanları toplantısı için Denizli’ye gidecektim. Sabah erken kalkmıştım, zil çaldı. Saat 06’ya geliyordu. Kapıyı ben açtım. 4 polis memuruydu. Görevli olan polis memuru arama izinlerinin olduğunu, Belediyeyle ilgili operasyon olduğunu ve evi aramaları gerektiğini söylediler. Çalışma odamda arama yaptılar. Evde misafirlerimiz vardı, onları uyandırdı. Çocuk vardı, onu uyandırmadık. Evi aradılar, istedikleri yerlere baktılar. Evde operasyon yaptıkları konuyla alakalı bir şey bulamadılar. İşyerimde arama yaptılar. Ben o anda gözaltına alınacağımı bilmiyordum. Orada da 45 dakika arama yapıldı. Belediye ile ilgili yazı, belge var mı diye arandı. Benim basın toplantıları ve televizyon programları ile ilgili almış olduğum notlar vardı. Belli notlar aldığım ajandam vardı. İçinde çok not olduğu için incelemek istediler. Orada bana gözaltımın da olduğu söylendi. İtiraz etme durumum yoktu. Hastaneden rapor alındı. Sonra emniyete gittik. Emniyette 1.gün ifade alınır mı diye bekledik, 2.gün yine aynı şekilde, 3.yine bir gelişme olmadı. 3.gün akşam üzeri, pazar günü ifade alınmak için çağrıldık. Emniyet’te bulunduğumuz ortam, şartlar çok iyiydi. Orada her türlü kolaylık sağlanıyordu. Ama sonuçta endişeli bir bekleyiş vardı. İfade için üst kata çıkacağımız söylendi ve ilk defa konuyu orada öğrendim. Sorulan soruları telefon görüşmeleri okunduktan sonra anlayabildim.

İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ DEĞİL

            Mesela megalıght ihalesinin bir organizasyonla bir firmanın aldığı iddia ediliyor. İddia edilen ihale ne yapıldığını ne de tarihini biliyorum. Hiçbir şey bilmiyorum ama 3-5 ay önce belediyeye iş yapan firmanın benim yanıma gelip belediyede bir takım işler yaptığını ve ödemede sıkıntı olduğunu söylemişti. Belediyede bir takım sıkıntılar vardı. Çünkü çok borçlu bir belediye idi. Ona söyledim ki ‘eğer  siz işi hakkı ile yaparsanız, fiyatlarınız uygun olursa Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın paranızı aynı gün verir, hiçbir ihaleden korkmayın girin’ dedim. Kendisi de rahatladı. ‘Fiyatı en düşük veren alır’ dedim. Daha sonra bu firma yetkilisi ve diğerleri görüşmeler yapmışlar. Benim hiçbir şekilde, hiçbir kimseyle görüşmem yok. İhalenin tarihini de bilmiyorum. Ama o ortamda benim de böyle bir tavsiyede bulunduğum söylenmiş. İhale 5 Ocak tarihinde yapılmış. Biz de 3 Ocak tarihinde bir toplantı yapmışız. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin programının nasıl yapılacağıyla ilgili bir toplantı yapılmıştı. İddia eden kişi o toplantının 2 gün sonraki ihaleyle alakalı olduğunu söylüyor. Ancak böyle bir şey olmadı.”

AHLAK DIŞI BİR ŞEKİLDE BU İŞİN ÜZERİNE GİDİLMİŞ

            MHP İl Başkanı İsa Yalçın, hukuki süreci etkilememek için bazı açıklamaları yapmaktan kaçındığını söyledi. Yalçın, “Şu an hukuki süreci etkilememek için bir şey söylemiyorum. Ama zaman içerisinde bunların kimlere nasıl servis yapıldığını ve kimlerin beni zaman zaman içerisinde arayıp, bu konuda bilgi verdiğini ben de şaşırdığımı anlatacağım. Art niyetlice, insafsızca, ahlak dışı bir şekilde bu işin üzerine gitmişler” diye önemli bir iddiada bulundu.

SAVUNMAMIZ İDDİANAMEDE DİKKATE ALINMAMIŞ

            MHP İl Başkanı Yalçın, mahkeme sürecinde adaletin yerini bulacağına inandığını belirterek şöyle devam etti:

            “Bu mahkemede adalet yerini bulacaktır. Bu 120 günlük süreç içerisinde biran önce iddianamenin hazırlanmasını istedik. Sonuçta iş mahkemeye geldikten sonra savunmamızı yapacaktık. Çünkü Emniyet’te, savcılığa ve nöbetçi mahkemeye karşı verdiğimiz ifadelerin iddianamede dikkate alınmadığını görüyoruz. İlk gün sorulan sorular aynen iddianamede yer alıyor. Biz savunmaya mahkemede başlayacağız.”

EMNİYET VE CEZAEVİ GÖREVLİLERİNE TEŞEKKÜR

            Zor günler yaşadıklarını ancak kamu görevlilerinin kanunlar çerçevesinde kendilerine yardımcı olduğunu belirten Yalçın,

            “Zor günlük yaşadık. O yaşadığımız günleri anlatırken bile tüylerimiz diken diken oluyor. Kimsenin alışık olmadığı ve kimsenin layık olmadığı bir durum. Kanunlar çerçevesinde Emniyet’teki polislerin, Cezaevi’ndeki görevlilerin ellerinden geleni yapmalarına rağmen bizlerin asla hak etmediğimizi düşündüğümüz ve hiçbir zaman da kendimize layık görmediğimiz bu ortamda psikolojik sıkıntılar yaşadık. Ama yine de etrafımızdaki kişilerin kanunların kendilerine verdiği imkan kadar yardımcı olmalarını görmek bizi bir derece olsun rahatlattı” diye konuştu.

7 YAŞINDAKİ OĞLU, O’NU YURT DIŞINDA BİLDİ

            İsa Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

            “Mahkemenin sonucuyla ilgili, en ufak endişem hiçbir zaman olmadı. Biran önce serbest kalmak, tutuksuz yargılanmak ve kendimi o şekilde savunmak istedim. Bulunduğumuz şartların çok iyi olmaması, aile çevresinde yaşanan sıkıntılar var. Yargılamayla karşı karşıya kalmanız var. En basiti kendi oğlum benim cezaevinde olduğum sürece yurt dışında olduğum söylendi. 7 yaşındaki oğlum 120 gün boyunca beni hiç göremedi. Allah bunu kimseye yaşatmasın. O kadar zor ki. Bize bu iftiraları atanlara bile cenabı Allah bunu yaşatmasın. 120 gün sonra iddianame Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Hazırlayan savcı en yakın mahkemeye itiraz etti. Oradan kısmen kabul, kısmen ret gibi bir karar ortaya çıktı. Sonra iddianameyi hazırlayan savcı bey tekrar iddianame hazırladı veya düzenlemelerini yaptı. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti. Şu anda iddianame üzerinde avukatlarımız çalışıyor. Biz de savunmaların hazırlanması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

GENEL BAŞKANIMIZ ‘SABRETMEM GEREKTİĞİ’ YÖNÜNDE MESAJLAR GÖNDERDİ

            Bu sürede benim de bir görevim var, il başkanıyım. İlk olayın olduğunda genel başkanımızın talimatıyla 3 genel başkan yardımcısı Isparta’ya geldi. Beni ziyaret ettiler. Orada ilk söyledikleri genel başkanımızın kesin talimatı olduğu, sonuna kadar arkamda olduklarını ve destekleyeceklerini söylediler. Hukuki bir süreç, onların bu sürece müdahale etmesi mümkün değil. Onlardan da bu konunun her gün gündemde olmasını istemedim. Biran önce polisin fezlekesini hazırlaması sonra da nihai sonuç için savcı iddianamesinin tamamlanması aşamasına kadar açıklamaların yapılmamasını istedim. Genel Başkanımız sabretmem gerektiği konusunda haber gönderiyordu. İlk günden itibaren benim en ufak endişem olmadı.

AKLIMA GELMEYEN BİR İMTİHAN

Bu dönemin bütün olumsuzluklarına rağmen olumlu baktığımız tarafları var. İçerde az bir tecrübe edinmedik. Ben kendi durumumu düşündüğüm zaman insanlar mesleğinde tecrübe kazanırken bir takım imtihanlardan geçiyorlar. Ben böyle imtihan edildim. Bu imtihandan başarıyla geçeceğime inanıyorum. Aklıma gelmeyen bir imtihan. Edindiğim en büyük tecrübe. Mesleki mastırımı tamamladım. Kanunların dışına çıkmadık ama şüphe uyandıracak konuşmaların kötüye uyarlanabileceğini gördük. Daha da dikkatli olabilirdik. Ama insanlar çalıştıkları zamanlarda kendilerini sürekli çek edip, kontrol etmek yerine sürekli bir şeyler yapma çabası altında olurken zaman zaman ufak-tefek hatalar yapıyoruz, yapmışız da. Bu bize normalde olması gerekenden 10 kat daha ağır fatura ile önümüze konuldu. İsa Yalçın olarak söyleyeceğim şudur; Hiçbir yerde kamu zararı oluşturacak, kamunun kaynaklarını A, B, C yerine kullanacak veya menfaat temin edecek bir durumda olmadım.

Belediyeye ait resmi bir arabanın partide seçim arabası olarak kullanılması iddia edildi. Bu araba 2007 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nin alığı araba. Mağdur olan partimizdir. Hiçbir bedel ödemeden Belediye başkanımıza vermiş olduğumuz arabaydı. Bilbord ve diğer şeylerle ilgili yaptığımız her şey ya genel merkez tarafından ödenmiş ya da Isparta İl Başkanlığı tarafından faturalandırılmış ve ödenmiştir. Yapmış olduğumuz hiçbir işi Belediyede fatura ettirdiğimiz söz konusu olmadı, olması da mümkün değildir.”