Sevgili dostlar,
Son zamanlarda sıklıkla ele alınan konulardan biri de üniversitelerin kuruldukları kentle olan ilişkileridir,
Üniversiteler kentlerde bilim üreten, bilgiye erişen ve kentin geleceğini şekillendiren kurumlardır,
Ve üniversiteler, sosyoekonomik eşitsizlikleri gideren, kentsel kalkınma ve gelişmeyi hızlandıran temel kurumlardır…
Efendim şöyle bir geçmişi hatırlayacak olursak;
Eski devlet hastanesi ve kadın doğum hastanesi bilindiği gibi Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesine kampüs yapmak üzere verilmişti,
Her türlü sosyal donatısıyla iki bölümü üst geçit ile birbirine bağlayan görsel mimarisi zengin bir proje uygulanacak,
Proje çalışmaları devam ediyor,
2020 yılı ödenek durumuna göre 7500 kişilik kampüs inşaatına başlanacak…
Bu müjdeyi ISUBÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Diler hocamız verdi…
Gerçekten çok sevindim, 
Efendim, bu müjde iki açıdan sevindiricidir,
Birincisi ve en önemlisi;
Gençlerin şehrin içinde, şehirle bütünleşmiş olarak eğitim hayatlarına devam edecek olmaları,
İkincisi ise;
Orada bulunan esnafların yeniden canlanması ve kanlanmasıdır…
Sevgili dostlar,
İnsanoğlu fıtri olarak sosyal bir varlıktır,
Bir toplumdur,
Bir şehirdir…
Gençlerde bu toplumun ve şehrin enerjisidir…
Kampüs Aliköyümü olsun?
Yakaören Köyümü olsun?
Ova mı?
Yoksa dağlık mı olsun?
Bu sorular hep soruldu ve tartışıldı,
Hiç kimse çıkıp ta;
Ya kardeşim bu gençler bizim en önemli varlığımız ve zenginliğimiz,
Neden bunları şehirle bir bütün olarak düşünmüyoruz,
Neden hep şehirden uzak düşünüyoruz, demedi…
Nimet, külfet meselesinde kaçınma ve katlanma dengesi çok önemlidir, 
Bu kapsamda Isparta’ya gelen her üniversite öğrencisi öncelikle sosyal ve kültür elçisidir,
Fıtri zenginliğimizdir…
Onun için diyorum gençleri şehirden uzak tutmayalım,
Şehrimizin enerjisi olsunlar,
Dinamizmi olsunlar, 
İçimizde yaşasınlar diyorum…
Hayırlı haftalar….