Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün, sadece bir kutlama ve anma günü değil, kadının geldiği noktanın, yaşadığı sorunların sorgulandığı, değerlendirildiği ve bu yolla kadınlar arası birlik ve dayanışmanın güçlendiği bir gün olduğunu bildirdi.


     Kavaf, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, Dünya tarihinin kadın hakları alanında zorlu mücadelelere sahne olduğunu, 8 Mart 1857'de New York'ta tekstil işçisi kadınların insanlık dışı çalışma koşulları ve düşük ücrete karşı başlattıkları direnişin, bugün kadınların eşitlik ve hak taleplerinin simgesi haline geldiğini belirtti.
     Türkiye'de kadınlara yönelik ayrımcılığın giderilmesi ve kadınlara da erkeklere tanınan hakların verilmesinin tarihi çok eskilere 1800'lü yılların ikini yarısına kadar uzandığını ifade eden Kavaf, şunları kaydetti:


     ''Osmanlı Devleti'nde başlayan kadınlar için modernleşme hareketi 1923'te Cumhuriyet'in ilanı, Türk kadınları için dönüm noktası olmuştur. Türk kadını 1930'da yerel, 1934'te de genel seçimlerde birçok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. O dönemdeki dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına sahip olması, kadın hakları açısından oldukça ileri bir kazanımdır.
     Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlanmış, bu süreçte Türk kadınları siyasetten sanata, eğitimden yargıya kadar birçok alanda üstün başarılara imza atmıştır. Aslında kadınlar tüm toplumların en üretken unsurudur. Özellikle bizim toplumumuzda her kadın üreticidir ve topluma katkısı çok büyüktür.''
     Kadınların pratik hayatta çok ileride olduğunu, bunun teorik düzleme de taşınması gerektiğini vurgulayan Kavaf, ''Kadınlarımızın gerçek hayatın içindeki gücünü varlığını, üretkenliğini teorik alanda da görünür hale getirmeliyiz. Kadınlarımızın bu üretkenliğini toplumun her alanına yansıtmalıyız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama ve anma günü değil, kadının geldiği noktanın, yaşadığı sorunların sorgulandığı, değerlendirildiği ve bu yolla kadınlar arası birlik ve dayanışmanın güçlendiği bir gündür'' görüşünü bildirdi.
    
     -''KADIN HAKLARI İNSAN HAKLARINDAN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ''-
    
     Kadının toplumsal düzene katılmasının medeniyet göstergesi olduğunu belirten Kavaf, mesajında şu ifadelere verdi:
     ''Medeniyet, adaletin, insan hak ve özgürlüklerinin derinleşmesi, demokrasinin herkesi kuşatmasının ifadesidir. Demokrasinin birçok tanımı yapılabilir ama bugün demokrasiden bahsetmek istiyorsak mutlaka toplumsal cinsiyet eşitliğine değinmemiz gerekir. Kadın hakları insan haklarından ayrı düşünülemez. Haklar ise ancak sorumluluklarla beraber hayata geçirilirse bir anlam kazanır ve çözüme giden yolda mesafe kat edilir.
     Toplumsal cinsiyet eşitliğinin kültürel bir konu değildir; bir kadın konusu, kadın meselesi de değildir. Bu, küresel bir meseledir ve insanlığın bir meselesidir. Dolayısıyla, kadın ve erkek arasındaki eşitlik demokrasinin tam olarak sağlanması ve insan haklarının en üst düzeye çıkarılması için gereklidir. Yani toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve kadınların karar alma süreçlerinin dışında tutulması demokrasi için ciddi bir engeldir.
     Barışın, demokrasinin ve sosyal adaletin gerçek anlamda var olduğu toplumlar, dünyada insanlığa sunulan imkanlardan kadınlar ile erkeklerin eşit şekilde yararlandığı toplumlardır. Eşitlik kalkınmanın temelini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, eşitlik ilkesi gözetilmeksizin sosyal ve ekonomik alanda üretilecek politikaların başarıya ulaşması düşünülemez.''
     Türkiye'de yasal haklar açısından kadınların önünde hiçbir hukuki engel olmadığını bildiren Kavaf, son yıllarda gerek uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükler gerekse siyasi iradenin kararlılığı sonucu, Türkiye'de çok önemli yasal düzenlemeler yapıldığını, uygulamaya yönelik pek çok adım atıldığını, kadınların toplumdaki konumunu güçlendirmeyi hedef alan politikaların yaygınlaştırıldığını kaydetti.
     Kavaf, bu kapsamda başta Anayasa olmak üzere Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İş Kanunu'nda pek çok düzenleme gerçekleştirildiğini ifade etti.
    
     -KADINLAR İÇİN EŞİT BİR DÜNYA UMUDU...-
    
     ''Son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşma çalışmalarının pek çok yasal düzenleme ve uygulamayla da güçlendirilmiş olması, kadınlarımız için eşit bir dünya umudunu canlı tutmaktadır'' diyen Kavaf, kadınların yaşama dair beklentilerini karşılamak, siyasal, sosyal, ekonomik ve iş hayatındaki yerlerini iyileştirmek, kadınların aktif katılımıyla hız kazanan bir kalkınma modelini gerçekleştirmek için toplumun tüm kesimlerine görevler düştüğünü belirtti.
     Demokratik toplumların vazgeçilmez aktörleri olan sivil toplum kuruluşlarının devlet politikalarının şekillenmesi ve uygulanması süreçlerine aktif katılımlarının, toplumun tüm kesimlerinin taleplerini dile getirebilmesi açısından büyük önem taşıdığını kaydeden Kavaf, mesajında şunlara yer verdi:
     ''Ülkemizde de kadın kuruluşları, kamu karar alma ve yürütme mekanizmalarına katılarak, daha etkin politikalar üretilmesinde ve politikaların toplumun tüm kesimlerine ulaşabilmesinde önemli rol oynamaktadırlar.
     Yerel yönetimlerin, kadınlarımızın sosyal hayata katılmalarına olanak sağlayan, onları gerek maddi imkansızlık gerekse alt yapı eksikliği yüzünden eve kapanmaktan kurtaran projeleri, bu alanda yapılan çalışmalara büyük katkı sağlamaktadır. Bu işbirliğinin kadınlarımızın toplumsal hayata tam ve eşit katılımı sağlanıncaya kadar artarak sürmesi önemlidir.
     Kadına karşı ayrımcılıkla mücadelede ve ön yargıların yok edilmesinde medyanın işlevi de yadsınamaz. Medya kuruluşlarının toplumsal duyarlılık ve kadın bilinci ile eşitsizliğe, şiddete ve ayrımcılığa karşı geliştirecekleri ortak bir dilin, bu mücadeleye kuşkusuz büyük katkısı olacaktır.
     8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın sorunlarının konuşulması, tartışılması, ülke gündeminde yer tutması, bu alanda yapılan çalışmalara ivme kazandırması ve bu konuda toplumsal duyarlığın ve farkındalığın artmasını sağlaması bakımından çok önemlidir. Bu bağlamda, her yıl tekrarlanan 8 Mart aktivitelerinin kadınlarla ilgili tüm konularda toplumsal hafızanın oluşmasında önemli katkıları olmaktadır.
     Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması yönünde politikaların üretilmesi ve uygulanmasına ilişkin her türlü çabayı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en üst düzeyde destekleyeceğimizi bir kez daha vurguluyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlarla ilgili yapılan programların, ülkemiz ve dünya kadınları için yapılacak çalışmalara güç katmasını diliyorum.''