Seçimler biteli bir ay oldu. Meclis başkanı seçimi yapıldı. Meclis başkanı, 550 vekilin başkanı olması hasebiyle önemli bir mevki. Milleti ve vekillerini temsil ettiği için ayrıca önemli. Cumhurbaşkanının yurtdışı seyahatlerinde yerine vekalet bırakacak kişi olması hasebiyle çok daha önemli bir görev.

Meclis başkanı sokaktaki vatandaşı belki çok fazla ilgilendirmiyor. Vatandaş koalisyona endekslenmiş durumda. Sanayici koalisyonu bekliyor. Bankacının gözü koalisyonda. Memur ve emekli de bir an önce koalisyon kurulsun istiyor.

Seçimin hemen o akşamında, Ak Parti karşısında bulunan muhalefet ve Ak Parti’ye oy vermemiş herkes zafer sarhoşu idi. Attıkları zafer naralarında, Ak Parti’ye verilmeyen oyların, bu ülke için bir milat olduğunu savunuyorlardı. Tayyip beyden kurtuluşun başlamış olduğunu düşünüyorlardı. Yanıldıklarını çatıyı bir türlü kuramadıkları meclis başkanı seçiminden hemen sonra anladılar.  

Evet, son seçimde Ak Parti yüzde 40 oy almış ve 258 vekil çıkarmıştır. Yani Ak Parti tek başına iktidar etme sayısına ulaşamamıştır. Yani Ak Parti paralel, asimetrik, Siyonist, Kemalist, ırkçı ve terörist emperyalist iç ve dış mihrakların ayak oyunlarının sonucunda 7-8 puan oy kaybetmiştir. Birilerinin tam istediği gibi değil ama yüreklerini hafiften soğutan bir kayıp gerçekleşmiştir Ak Parti için.

Buna sevinmek değil millet olarak üzülmek gerekir bence. Çünkü, tarih eskisi gibi bir kez daha tekerrür etmiştir. Hani, Kırım Hanı Gazi Giray’ın Viyana’ya Rusların girişine vazifesi olmasına rağmen engel olmayarak Merzifonlu Kara Mustafa Paşa üzerinden Osmanlıya “ders” vermeye çalışması görünüşte Kırım Hanı için başarılı bir hamle olmuştur. Ama 1700’lü yıllardaki bu hadise yüzünden aslında atalarımız Osmanlı Avrupa’ya karşı büyük bir direnç kaybetmiştir, elini zayıflatmıştır. Ancak olayın müsebbipleri olan Kırım Hanlığı da yaptığı bu aymazlığın neticesinde ne Rusya’ya karşı ne de başka milletlere karşı bir daha tarih sahnesinde boy gösteremez olmuştur.

Evet, Osmanlı devleti, kendi komutanlarının kişisel hataları nedeniyle bu ve benzeri talihsiz olaylar neticesinde duraklama ve hatta gerileme dönemine girmiştir. İç ve dış oyunlar neticesinde yıkılan Osmanlıdan hemen sonra İttihat Terakki ve Jön Türkler karışımı yapılanma ile Ankara’da dualar ve niyazlarla Türkiye Cumhuriyeti kuruluyor ve meclis açılıyordu. Ama yeni devletin yöneticileri saltanattan yaka silkerken daha ilk yıllarından itibaren Osmanlı mirasına sahip çıkmak yerine İstanbul saraylarındaki saltanatlarına rakı sofraları ile devam ediyorlardı.

Dünyaya net 500 yıl yönetim, idare ve barış dersleri vermiş Osmanlının torunları olan bizler, adında “halk” ibaresi olan partilerin dayatmaları ve yanlış politikaları neticesinde 80-90 yıl iktidarlarımızda büyük hayal kırıklıkları yaşadık. Şurası bir gerçek ki, bu mazlum millet dört-beş asırdır özlediği büyük devlet olma ruhunu ancak Ak Parti iktidarları dönemlerinde görmüştür. Amerikan başkanlarının karşısında Ecevit ve Erdoğan’ın duruş farkını Ak Parti iktidarı döneminde görmüştür. Osmanlının ilim ve irfanı ve cesareti birleştirme neticesinde dünya milletlerinden gördüğü saygı ve sevgiyi bu millet ancak Ak Parti hükümetleri ile görmüştür.

Seçim meydanlarında iktidar görevini kendilerine isteyenler 8 Haziran’da sandıktan Ak Parti karşısında yenik olarak çıktılar. Boy sırasına göre yenik çıkan CHP, MHP ve HDP vatandaşa seçim meydanlarında günlerce vaatler üflediler. Bol keseden attılar. Bekara hanım boşamak kolaydı. Savurgan genç gibi etrafa dağıtıp duruyorlardı. Seçim sonrasında hala saldırganlar ve zafer sarhoşluğundalar.  

Evet, insanın Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik krizi düşünüp biraz insaf etmesi gerekiyor. Orta Doğu’dan Doğu Türkistan’a, Mısır’dan Tunus’a, Balkanlardan Ukrayna’ya, İran’dan Suriye’ye kadar tüm coğrafya Ak Parti hükümetinin devamı adına beklenti içindeydiler. İçimizdeki Kırım Hanları, faşist ve şövenist işgüzarlar, paralel ama dışarıdan bir o kadar da yamuk görünen yapılar ve yıllardır bir iş yapmayan ve yapılmasından da hoşnut olmayan laikler artık oturup çözüm bulsunlar. İstedikleri oldu. Ak Parti harici bir formülde bakalım bizim ATM’ler kaç para verecek yurttaşlarına…

İsmail TANIŞMAN