Isparta Şehir Hastanesi Sosyal Hizmet Uzmanı Tuğba Ersoy: "Kadına yönelik cinsel istismarın sayısını azalttıysak, aynı duyarlılığı göstermemiz durumunda pedofilinin de azalacağını ümit etmekteyim" Isparta Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Semiha Şen Kaya:    "İnsanlar travmaya maruz kaldığında, gerek etiketlenme korkusu, gerek toplum tarafından dışlanacağı ve küçük düşürüleceği korkusuyla psikiyatriye başvurmakta zorlanmakta" Isparta Şehir Hastanesi Sosyal Hizmet Uzmanı Tuğba Ersoy, farkındalık oluşması halinde kadına şiddette olduğu gibi pedofili konusunda da azalma olacağını söyledi.

Ersoy "Genellikle bu ihmal ve istismarda bulunan yetişkinlerin tanıdık olma olasılıklarının yüksek olduğu gözlemlenmiştir" dedi. Psikiyatri Uzmanı Semiha Şen Kaya ise, "İnsanlar travmaya maruz kaldığında, gerek etiketlenme korkusu, gerek toplum tarafından dışlanacağı ve küçük düşürüleceği korkusuyla psikiyatriye başvurmakta zorlanmakta. Eğer geç kalınırsa, intihar gibi büyük bir probleme bile yol açabilir" dedi.

  Çocuğun ve engelli çocuğun cinsel ihmal ve istismar konularıyla ilgili bilgi veren Isparta Şehir Hastanesi Sosyal Hizmet Uzmanı Tuğba Ersoy, "Pedofili, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre, yetişkin bir birey tarafından insan dışı nesne veya çocuğa herhangi bir fiziksel ve psikolojik saldırıdır. Amerikan Pskiyatri Birliği’nin tanımına göre de Parafilik Mental Bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Bu, aşırı cinsel dürtünün insan dışı bir varlığa veya çocuğa yöneltilmesi şeklindedir. Kanunlarla ilgili gerekli düzenlemeler ülkemizde yapılmıştır. Avrupa ülkelerinden, kendi kendine hukuku yeten 5 ülkeden birisi konumunda bulunmaktayız. Anayasamızın 41,42 ve 61. Maddelerinde çocuğu ve aileyi korumaya yönelik kanunlarımız mevcuttur.

Türkiye Cumhuriyeti Ceza Hukuku’na göre de, 103-104 ve 105. Maddelerde gerekli yaptırımlar mevcuttur. Bu maddelere dayanarak, ülkemizde 2010 yılından sonra Çocuk izleme Merkezi (ÇİM) açılmaktadır. Türkiye’de ilk açılan ÇİM Ankara’da olup, hızla ülke genelinde yayılmaktadır. Eskiden ihmal ve istismara uğrayan çocuklarımız, Çocuk Şube’de anemnezi öyküsü alınmaktaydı. Ama çocuklarımızın bu özel durumundan dolayı daha profesyonel yardım yapmak amacıyla Çocuk İzlem Merkezleri ülkemizde hızla yaygınlaşmaktadır. Buralarda özel eğitim almış psikologlar, sosyal hizmet uzmanları ile görüşmeler sağlanmaktadır.

Isparta’mıza Bölge Çocuk İzlem Merkezi olarak Burdur merkezli olarak açılıp, önümüzdeki ilk 3 ay içerisinde de resmi açılışı yapılacaktır. Diğer çevre illerde de Çocuk İzlem Merkezlerine çocuklarımızı yönlendirebilmek için Çocuk Koordinasyon Merkezleri kurulmaktadır. 27 Ocak 1995 yılında da Çocuk Hakları Sözleşmesi, ülkemize iç hukuk olarak yansımış bulunmaktadır" dedi.

  "İhmal ve istismar, genellikle tanıdık kişilerde daha fazla gözleniyor"  

"Ülkemizde ve dünyada, daha çok istismara uğrayan çocuk grupları içerisinde anne ve babaları tarafından ihmal edilen, istismar edilen ya da yasal vasileri ihmal ve istismar edilen, mental gerilik bulunan çocuklarda bu oran daha fazla görülmektedir" diyen Ersoy "Genellikle bu ihmal ve istismarda bulunan yetişkinler, bizim tahmin ettiğimiz gibi öyle dışarıda serseri gibi dolaşan, karanlık, ucube tipler olmayıp, tanıdık olma olasılıklarının yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Bunun nedenlerinden bir tanesi de çocuğa daha rahat yaklaşabilmesi, çocuğu daha rahat kandırabilmesi ve ailenin maalesef güven duygusundan yararlanabilmesidir. İhmal ve istismarın geçtiği yerler, genellikle parklar, ıssız sokaklar, karanlık yerler, genel tuvaletler ilk sıralarda yer almaktadır" diye konuştu.

  "Ailelere önemli görevler düşüyor"  

Çocukların bu tür durumlara maruz kalmamaları adına anne ve babalara önemli görevler düştüğünü kaydeden Ersoy, "Çocuklarımızı cinsel ihmal ve istismardan korumak için ebeveynlerimize bazı görev ve sorumluluklar düşmektedir. İlk etapta çocuklarımıza, bedenine saygıyı öğretmeliyiz. Çocuğumuzun onayı, izni olmadan, kendi kendisine dokunulmaması, öpülmemesi gerektiğini, ‘hayır’ dediğinde herhangi bir suçluluk duygusu duymaması gerektiğini ya da başına bir şey geldiğinde bunu rahatlıkla anne babasına anlatması gerektiğini değişik zaman dilimlerinde çocuğumuza öğretmeliyiz" şeklinde konuştu.  

"Çocuğumuzla konuşmayı ihmal etmemeliyiz"  

"Eğer çocuğumuz herhangi bir cinsel ihmal veya istismara uğramış ise, biz bunu ebeveynler olarak, çocuğun cinsel bölgesinde herhangi bir kızarıklık olup olmadığına bakabiliriz" diyerek bu konudaki örneklemelerden bahseden Ersoy, "Fiziksel nedenlere bağlı olmadan, psikolojik nedenlerden kaynaklı bir karın ağrısı olabilir, çocuğun genel başarısında bir düşüş olabilir, gece uykularında bozulmalar olabilir, iştah ve yeme düzeninde düzensizlikler meydana gelebilir. Kendisine dokunulduğunda aşırı bir tepki verebilir, genel rutinin dışında içine kapanma, huzursuzluk, intihar eğilimi, evden kaçma gibi düşünceler gözlemlediğimiz takdirde çocuğumuzla konuşmayı ihmal etmemeliyiz" dedi.  

Ersoy, çocuk yetiştirirken dikkat edilmesi gereken durumları özetleyerek, "Çocuklarımız, gelişim dönemlerine göre anne ve babalarına çeşitli cinsel sorular sormaktadırlar. Bunlara ‘ayıp’, ‘sorulmaz’ demek

  "Kadına yönelik cinsel istismarın sayısını azalttıysak, aynı duyarlılığı, aynı kararlılığı verdiğimiz takdirde bu sayının da azalacağını ümit etmekteyim"  

İhmal ve istismar konularında herkes ve her kesime önemli görevler düştüğünü ileten Ersoy şunları söyledi:   "Çocuk ihmal ve istismarını önlemede, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalışan veya hastanelerde çalışan psikologlar, psikiyatristler, sosyal çalışmacılar, sosyal hizmet uzmanlarının yanı sıra sağlık çalışanları ve öğretmenlere de bu konuda çok ciddi görevler düşmektedir. İhmale uğrayan çocukların tespiti konusunda, özellikle eğitim camiasında yer alan öğretmenlerimiz ve sağlık alanında çalışanlara önemli görevler düşmektedir.

Çocuklarımızı bu konuda hakkında özellikle öğretmenlerimizin bilgilendirmeleri, anormal davranışlar olduğunda bunu gözlemlemeleri ve gerekli, ilgili yerlere yönlendirmeleri gerekmektedir. Ülkemizde bütün insanların, vatandaşların gösterdiği duyarlılık neticesinde nasıl kadına yönelik cinsel istismarın sayısını azalttıysak, yine aynı şekilde çocuklara yönelik cinsel istismarda da aynı duyarlılığı, aynı kararlılığı verdiğimiz takdirde bu sayının da azalacağını ümit etmekteyim."

  "Travmatik bir olaydan sonra, engelli çocukta kontrol kaybı daha da artacaktır"  

Sosyal alandaki durumlarının yanı sıra zihinsel yetersizlik ve farklı engele sahip olan her 4 çocuktan birinin psikiyatrik bir semptoma sahip olduğunu belirten Isparta Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Semiha Şen Kaya, "Zihinsel yetersizliği olan çocuklarda, sorunlarla başa çıkma yeteneği azaldığından, zaten ruhsal bozuklukların riskinde bir artış vardır. Genelde her 4 zihinsel engelli çocuktan birinde psikiyatrik bir semptom eşlik etmektedir. Duygusal çatışmaları çözmek için bilişsel yetenekleri azdır ve yargılamaları bozuktur. Bu, onlarda sürekli bir kaygı haline sebep olmaktadır ve depresyona daha yatkındırlar. Travmatik bir olaydan sonra, kontrol kaybı daha da artacaktır, kendini daha korumasız hissedecektir ve güçsüz kalacaktır" diye konuştu.

  "Kaygılarını ifade etmekte daha çok zorlanacaklardır"  

Engelli bireylerin normalde güç olan ifade yeteneklerinin, yaşadıkları travma sonrasında daha da artacağına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Semiha Şen Kaya, "Zihinsel yetersizliği olan çocukların travma sonrası etkilenmeleri ve verdiği tepkiler, normal gelişen bir çocuktan farklı olmayacaktır. Ancak bilişsel yetersizlikleri ve engellerine bağlı olarak, travmayı algılamaları ve etkilenmeleri farklılık gösterecektir. Kaygılarını ifade etmekte daha çok zorlanacaklardır. Kendilerini daha zor ifade ettikleri için ruhsal bozukluğu tanımlamak da zorlaşacaktır. Normal yaşamda nasıl ki daha çok korunmaya ve desteğe ihtiyaçları varsa, travmatik bir durumda da desteğe olan ihtiyaçları daha çok artacaktır. Travma sonrası bakım verenler, çocuğun fiziksel, davranışsal ve duygusal tepkimelerini takip etmelidir ve bu süreçte ruh sağlığı uzmanlarından profesyonel destek almalıdırlar" ifadelerine yer verdi.  

"Sorun küçükken çözmek daha kolaydır, geç kalınırsa büyük bir probleme bile yol açabilir"  

"İnsanlar travmaya maruz kaldığında, gerek etiketlenme korkusu, gerek toplum tarafından dışlanacağı ve küçük düşürüleceği korkusuyla psikiyatriye başvurmakta zorlanmakta" diyen Kaya, "Başvurularımız bu konuda çok az. Profesyonel yardım almak konusunda gecikmemeliler. Çünkü, sorun küçükken çözmek daha kolaydır, tedavi de daha kolay olacaktır. Eğer geç kalınırsa, intihar gibi büyük bir probleme bile yol açabilir. Bu yüzden profesyonel destek almakta gecikmemeliler ve bize her zaman başvurabilirler" dedi.