AK Parti İl Başkanı Zabun, "bizim bütün cihana dair hedeflerimiz ve ideallerimiz var. Bu hedeflere ve ideallere yürürken yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim olması için mücadele etme gibi misyonumuz var.  Bunun için yüzde 50'yi nasıl yüzde 60, 70, 80 yaparızın bunun mücadelesini veriyoruz" dedi.

AK Parti İl Başkanı Osman Zabun, Basın Kulübü programında 1. yılında 15 Temmuz olaylarını ve sonraki süreci değerlendirdi. Türk Milletinin 17-25 Aralık'tan sonra başlayan süreçte hiçbir zaman AK Parti'yi düşürmeye yönelik tezgahlara fırsat vermediğinin altını çizen Zabun, "bizim hedeflerimiz ve ideallerimiz var. Bu ideallara topyekün milletimizle ulaşacağız" dedi. AK Parti İl Başkanı Zabun, şu açıklamalarda bulundu:

17-25'İN YARGI DARBESİ OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİK

"17-25 Aralık sürecini yaşadığımızda vatandaşlarımıza söyledik. 'Bu bir operasyondur. Darbe girişimidir. Yargı darbesidir' dedik. O süreçten sonra hemen yerel seçim geldi. O süreç içerisinde de milletimiz bu oyunu, tezgahı görmüştür. Milletimiz AK Parti'yi düşürme fırsatını vermemiştir. Tam tersine bugüne kadar girdiği yerel seçimlerin üzerinde oy oranı ile seçimi tamamlamıştır. İhanete fırsat vermemiştir. İşin arka tarafında başka hesapların olduğunu görmüş ve duruşunu ortaya koymuştur. Bizim milletimizin feraseti çok geniştir. Samimiyet ile samimiyetsizliği anlar.

İHANETE FIRSAT VERİLMEDİ

15 Temmuz'da da ilk dakikalardan itibaren bu kalkışmanın nasıl bir kalkışma olduğu, milletin lehine olmadığını gördü. Va sayın Cumhurbaşkanımız ile bağlantı kurulmadan, çağrı gelmeden milletimiz meydanlara akın akın gelmeye başladı. Isparta'da bunun şahidiyim. Çağrıdan sonra milletimiz daha büyük bir özgüvenle kendi iradesine sahip çıkmak için meydanları doldurdu. Milletimiz canı pahasına bu mücadeleyi verdi. Oraya gelen insanlarımızın gözünde korkudan eser yoktu. Ne pahasına olursa olsun 'bu iş bastırılmalı, bu ihanete fırsat verilmemeli' anlayışı, kararlılığı ve cesareti vardı. Gözlerde bunu bariz bir şekilde okuyabiliyorduk. 

MİLLETİMİZİN HASSASİYETLERİNİ OKUYAMADILAR

Bu millet öyle bir millettir ki darbe yaptığımız zaman 'caminin bahçesinde lojmanda oturan imam camiye çıkamaz' tanımlamaları yapılıyordu. Korku imparatorluğunu güçlendirmeye çalışıyorlardı. 'Kimse çıkmasın, yalnız kalırsın. Bu işin bedelini tek başına ödersiniz' imaj ve bilinç altı oturtmaya çalışıyorlardı. Noldu? Hepsi boşa çıktı. Bu milletin hassasiyetlerini, bu bilincini ve inancını okuyamayan bir kısım hainler zaman zaman çıkıyor. Ama millet de bu ihanet şebekelerine gereken dersi her zaman verdi, bundan sonra da verecektir.

KİMSEYİ NABERDE MUHTAÇ ETMİYORUZ

AK Parti'nin 15 yıllık iktidarında birçok hizmetten bahsediyoruz. Muhaliflerimiz bile kabul ediyor hizmet yaptığımızı. Bunlar bir düşüncenin eseridir. Sağlıkta bu kadar yatırım yapıyoruz. Neden yapıyoruz? Hiçbir vatandaşımız kendisini geride hissetmesin, yalnızlığa kapılmasın. Bir çoğu sosyal yardımlarımızı eleştirdi. Hiçbir hemşehrimiz namarde muhtaç olmasın. Devlet vatandaşına sahip çıkar. Bütün bireyleri kucaklayan bir yapı. Bu sözde kalmasın istedik. Kitaplarımızı sıraların üzerine koyduk. Bunun bir anlamı var. Sadece basit bir yardım olayı değil. İster imkanlı olsun, ister imkansız olsun bütüna çocuklarımızın sırasına aynı kitabı koyuyoruz. Geleceğimizi teslim edeceğimiz çocuklarımız bunlar. Onlar gelişirken düşüncelerinde, bakış açılarında, duruşlarında zigzaklar oluşturacak hadiselerle karşı karşıya kalmasınlar. Hür yetişsinler, ezilmesinler. O çocuklarımız bütün imkanları eşit şekilde kendi önünde görsün. Bütün politikalarımız bir inancın eseridir. Havayollarımızı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bütün şehirlerimize hava yolları yapmaya çılışıyoruz. Hızlı treni yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Karayollarının standartlarını artırmaya çalışıyoruz. 

OYUMUZU NASIL YÜZDE 80'E ÇIKARIRIZIN MÜCADELESİNDEYİZ

'Yüzde 50'nin oyunu aldık, yetiversin' demiyoruz. Diyemeyiz. Bizim hedeflerimiz var. Bütün cihana dair hedeflerimiz ve ideallerimzi var. Bu hedeflere ve ideallere yürürken yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim olması için mücadele etme gibi misyonumuz var. Kendi milletimizle vereceğiz. 70 milyonla birlikte vereceğiz bu mücadeleyi. Yüzde 50'yi kendimiz için yeterli bir çıta olarak göremeyiz. 'Yüzde 50'yi nasıl yüzde 60, 70, 80 yaparız' bunun mücadelesini veriyoruz. 

FETÖ İLE MÜCADELE TİTİZLİKLE YAPILIYOR

Bu ülkeyle akıl bağını, gönül bağını koparmış, bu ülkeye bomba yağdıracak kadar aklını kaybetmiş, başka yerlere kiraya vermiş unsurları değişik kategorilerde değerlendiriyoruz.

Devleti ile milleti ile bağı olmayan hiç kimsenin bu milletin inşa ettiği devletin içinde olması mümkün değil. Bunun tasfiye edilmesi gerekiyor. Buna ilişkin bir süreç. Bu yapılırken büyük bir titizlikle çalışılıyor. KHK'lar yayınlanıyor. Yanlışlıklar varsa iade ediliyor. Bu bir süreç. Bu işin belli hassasiyetleri var, öncelikleri var. 

OHAL VATANDAŞA YÖNELİK DEĞİL

1 yılda son derece önemli mesafeler alındı, alınmaya da devam ediliyor. Ciddiyet ve itinayla bu süreci sürdürüyoruz. Yargı mensuplarımız, emniyet mensuplarımız bu süreci yürütüyor. Çok ciddi operasyonlar yapılıyor, yapılmaya da devam edecek. Hassasiyetle devam ediyor, edecekte. Bu ihaneti ortaya koyan, bu ihanet şebekesi içerisinde yer almış ve hala o bağlılığını sürdüren ne kadar unsur varsa bunun hesabını verecek. Şehitlerimiz var, yetim kalan çocuklarımız var. Bu mücadele hassasiyetle yürütülüyor, sonuna kadar yürütülecek. Tasfiye süreci ihtiyaç olduğu müddekçe OHAL uzayacaktır. Geçmişte OHAL vatandaşa karşı ilan edilirdi. Şimdi öyle bir şey yok. 1 yılı geride bıraktık ürktüğümüz bir OHAL manzarası yok. Devletin kendisini arındırdığı, temizlediği ve OHAL'ın sağladığı imkanları bu anlamda değerlendiren bir anlayışa sahibiz. 

HERKES BULUNDUĞU YERİN HAKKINI VERMELİDİR

Biz millet olarak uyanık olmak zorundayız. Bir yere odaklanıp da başka tehlike alanlarını da görmemezlikten gelemeyiz. Uyanık olmak zorundayız. Bütün risk alanlarımızı kuşatan bir anlayışa sahip olmalıyız. Gelebilecek bütün tehlikelere karşı direniş ruhumuzu hiçbir zaman elden bırakmamak zorundayız. Çiftçimiz daha iyi üretmek için, esnafımız daha çok üretmek için, ihracatçımız daha çok ihracat yapmak için gayret sarfetmeli. Memrumuz daha çok hizmet etmeli.  Biz bir emanetçiyiz. Milletin emanetini üstlenmişiz. Şahsen ben bir il başkanı olarak kendi kusurumuz kendimize yetiyor. Eğer bu işin gereğini yapamayacaksak milletin vebalini taşımak neyimize. Her birimiz. Basınımız, ekonomistimiz, memurumuz, işçimiz daha fazla bu ülkeye ne katabiliriz bunu düşünmeliyiz. Bunun kaygısı içerisinde olmalıyız. Akşam eve gittiğimizde 'yarın bu ülke için artı ne yapabilirim' bunu düşünmeliyiz. Devlet olmak, millet olmak böyle bir şey. İdealleri olan bir milletiz. Bunu yaptığımız da bizim ideallerimize ulaşmamamızın hiçbir sebebi yok. 

HEP AYNI KİŞİLERLE KOL KOLA

Birileri evinde televizyon izlerken, 'ne olacak diye' beklerken bu milletin bir çoğu meydanlara çıktı. 15 Temmuz'da 1 saat sonra ne ile karşılaşacağımızı kimse bilmiyordu. Bu bir ruh, bu bir inanç meselesidir. Sayın Cumhurbaşkanımız da söyledi 'korkaklardan kahraman olmaz' diye. Bu milletin büyük bir kısmı cesur. Topyekun olarak kahraman bir milletiz. 

Sayın Kılıçdaroğlu'nun işi sürüklemeye çalıştığı yer çok farklıydı. CHP'nin tabanı da bunu tavsip etmiyor. Ama ısrarla bunu sürdürmeye çalışıyor. 250 şehit vermişiz, binlerce gazi var. Hiçbiri için göstermediği tavrı FETÖ'den yargılanan insanlar için gösteriyor. Gezi olaylarında kimle kol kola girdiyse, 17-25'te kimle kol kola girdiyse yine aynı adamlarla kol kola girdi. PKK'nin sözcülüğünü yapanlarla kol kola girdi. Sağduyulu vatandaşlarımız böyle bir tablodan son derece rahatsız. Kabul edilebilir bir şey değil. Ciddi bir süreç yönetiliyor. Hassas, itinalı bir süreç. Üst perdeden bağıra bağıra söylediği lafların onda birini şehitler için söyle, gaziler için söyle. Bu bir hesabın sonucu mudur, bir işin sonucu mudur? Bilmiyorum. Ben bu kadarına söylüyorum.

HERKES SUÇUNA GÖRE CEZASINI ÇEKECEKTİR

İşlenen suçun boyutuna göre, büyüklüğüne göre karşılığı yasalarımızda öngörülen ceza ne ise herkes cezasını çeker. Bu yapı kandırarak desteğini aldığı, aldatarak desteğini aldığı o ibadet düşüncesinde olan insanların artık bir daha destek alması mümkün değil. Her geçen gün tasfiye olacaklar. Sadece devletin içinden değil, toplumdan da tasfiye edilecektir. Silahlı kuvvetlerine sızan unsurların daha önce yuvalandıklarını ve mevzi tuttuklarını görüyoruz. Geride yaşadıklarımızdan hep  birlikte önemli dersler çıkardık. Millet olarak çıkardık. Biz de çıkardık, idarecilerimiz çıkardı. 'Geçmişte şöyle oldu, böyle oldu' diyerek tavsatacağımız, akamete uğratacağımız bir mücadele değil. Burada kim olursa olsun, hangi noktada olursa olsun herkes yanlışının hesabını verecektir."