Toplu sözleşme kamu görevinin hakkıdır 

   Biz Memur-Sen Konfederasyonu olarak, bu yılki toplu görüşme masasına 376 bin 355 üye sayısıyla heyet başkanı olmanın sorumluluğuyla oturduk. Üyelerimizle birlikte 2 milyon 200 bin kamu görevlisinin mali, idari ve sosyal haklarını artıracak ve geliştirecek kazanımlar elde etmek için toplu görüşme masasında sıkı bir pazarlık süreci yürütüyoruz.

    15 ağustos’taki ilk oturumda konfederasyonumuzun ve kamu görevlilerinin öncelikli ve mutlak talebinin toplu sözleşme ve grev hakkı gündeme alındı. Bu gün toplu görüşme masasında tartışılacak olan toplu sözleşme ve grev hakkı kamu görevlileri ve sendikalar için yerine getirilmesi gereken talep ve beklenti değil Anayasanın 90. maddesi ve uluslar arası sözleşmelerden doğan bir haktır. Bu uluslar arası hukuktan doğan hakkın en kısa sürede gerçekleştirilmesini, 2010 yılında yaptırım gücü olmayan işlevsiz toplu görüşme sisteminin tarihteki yerini almasını bekliyoruz.

     Türkiye‘nin en eğitimli kesimi olan kamu görevlilerinin önündeki siyaset yasağını anlamak mümkün değil. Memur sen olarak en eğitimli kemsin fikir, düşünce ve projelerinin siyaset yoluyla ülkenin hizmetine aktarılamamasının büyük bir eksiklik olarak görüyoruz. Bu kapsamda hem katılımcı demokrasinin tam olarak gerçekleşmesi hem de kamu görevlilerinin kaldırılmasını siyasi partilere üye olma ve değişik organlarında görev alma dâhil her türlü siyaset engeline son verilmesini bekliyoruz.

      Mali konularda uzlaşı sağlamazsak bu mutabakatın bir anlamı yok. Şunu çok iyi biliyoruz ki bu masanın grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakka dair yol alma mecburiyeti var. Ayrıca Salı günü mali konularla ilgili talebimize yönelik görüşmeler çok önemli. Buradan bir kez daha Hükümet’e sesleniyoruz. Mali haklarla ilgili portreyi artık kamuoyuna yansıtsın. Bizimle paylaşsın. Gündemin olduğu gün yapılacak çalışma yeterli olmayabilir. Bu konu yeterince kamuoyunda tartışılsın ve konfederasyonlar da gündeme sıkıştırılmasın

Konfederasyonumuzun talepleri şunlardır;

          Kamuda farklı istihdama son verilsin;

          Farklı statüde kamu çalışanı istihdam edilmesi uygulamasından vazgeçilerek temel istihdam şekli kadrolu ve sürekli memurluk olmamalıdır. Bu doğrultuda, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında tam (4-B) veya kısmi zamanlı (4-C) statüde görev yapan sözleşmeli kamu çalışanları kadroya geçirilmelidir.

           Kamu çalışanlarının ücretleri 2010 yılında yüzde 11 artırılmalıdır;

        Kamu görevlileri yaşanmakta olan ekonomik krizden olumsuz etkilenmiştir. Diğer taraftan TUİK’ in açıkladığı enflasyon rakamları sanaldır, mutfak enflasyonunu yansıtmamaktadır. 2002–2008 tarihleri arasında ekonomi ortalama yüzde 6,2 büyümesine rağmen kamu görevlilerine büyümeden pay(refah payı) verilmemiştir. Tüm bu ekonomik gerçekler ve yoksulluk sınırının 2 milyon 300 bin TL yi geçtiğini de dikkate alarak kamu görevlilerinin ücretlerine de 2010 yılı için %11 artış yapılması söz konusu artışın 1 ocak 2010 dan geçerli olmak üzere defleten gerçekleştirilmesini talep ediyoruz.

           

              Ek ödemede en az 80 TL olmak üzere artış yapılmalıdır;

   375 sayılı KHK’ de yapılan değişiklikle hayata geçirilen ek ödeme uygulamasının fiili uygulamasına yön veren bakanlar kurulu kararı ile YPK kararında yer verilen ek ödeme oranlarında en düşüğü 15 puan(80 TL) olmak üzere artış yapılmalı ve 2oo8 mutabakat metni’nin konuyla ilgili hükmünün gerekleri yerine getirilmelidir. Kurum ayrımı yapmaksızın unvan ve kadro bazında 2012 yılının ilk altı ayı sonu itibariyle ek ödeme kapsamında kamu görevlilerinin yararlanacağı ek ödeme oranları belirlenmeli ve 2012 yılında bu orana ulaşması için 2009,2010 ve 2011 yıllarında ek ödeme oranlarında yapılacak artışlar ve bu artışların hangi tarihte gerçekleştirileceğini takvime bağlanmalıdır.

               Toplu görüşme primi 28 TL olmalıdır;

Sendikalı işçilere ödenen toplu sözleşme ikramiyesinde olduğu gibi sendika üyesi kamu görevlilerine ödenmekte olan 10 TL tutarındaki Toplu Görüşme Primi’nin 500 gösterge rakamıyla aylıklara uygulanan katsayının çarpımıyla bulunacak tutarda (500*0,05592=27,96 TL olarak) ödenmelidir.

           Gelir vergisi oranları 5 puan indirilmeli veya her ay 100 TL kriz çeki verilmeli;

   Kamu çalışanlarının büyük bölümü yılın ikinci altı aylık döneminde %20’lik gelir vergisi oranı grubuna dâhil olmaktadır. Bu durum, maaşlarında yapılan artış reel artış olmaması sonucunu doğurmaktadır. Bu kapsamda, gelir vergisi oranları ücretliler için 5 puan indirilmelidir. Vergi indiriminin mümkün olmaması halinde ise, ekonomik krizin kamu görevlileri üzerinde olumsuz etkilerini gidermek amacıyla altı ayda bir ödenmek üzere kamu görevlilerine 600 TL tutarında kriz çeki ödenmelidir.

          Kalkınmada öncelikli bölge tazminatı verilmeli;

  Kalkınmada öncelikli kapsamında ki iller, kamu görevlileri tarafından sürgün bölgesi olarak değerlendirilmekten kurtarılmalıdır. Bu itibarla, kalkınmada öncelikli yöre kapsamındaki il veya ilçelerde görev yapan kamu görevlilerine il ve ilçelerin kalkınmışlık düzeylerine ve kalkınmada öncelik derecelerine yönelik olarak Devlet Planlama teşkilatı tarafından oluşturulan veriler ışığında kalkınmada öncelikli bölge tazminatını verilmeli veya özel hizmet tazminatları ile yan ödemeleri bir kattan az olmamak üzere artırımlı olarak ödenmelidir.

         Aile yardımı 47 TL artırılsın;

 Halen 1500 olarak uygulanmakta olan aile yardımının ödenmesine esas gösterge rakamı 2350’ye yükseltilmelidir. Bugün itibariyle çalışmayan eş için yapılan yaklaşık 83 TL tutarındaki aile yardımı 131 TL’ye çıkarılmalıdır.

         Çocuk yardımında sayı sınırı kaldırılmalıdır;

  Çocuk yardımındaki sayı sınırlanması kaldırılmalı ve tutarı sıfır ila 14 yaş( zorunlu ilköğretim çağındaki) arasındaki çocuklar için 500, diğer çocuklar için 250 gösterge rakamı uygulanmaktadır.

           Yiyecek ve giyecek yardımı nakden verilmelidir;

  Kamuda ayrım yapmaksızın yemek yardımı kamu görevlilerine maaşlarıyla birlikte nakten ödenmelidir. Öte yandan giyecek yardımının ayni nitelikte olması, kamu görevlilerini rahatsız etmektedir. Giyecek yardımının nakdi olarak yapılması kamu maliyesine bir yük getirmeyeceği gibi kamu görevlilerini ‘babası tarafından alınacak bayramlık elbiseyi bekleyen çocuk’ benzetmesinden kurtaracaktır.

         En düşük bekâr memur maaşı 1360 TL olmalıdır.

  Kamu görevlilerinin aldığı maaşlar yoksulluk sınırının çok altında kalmıştır. Mevcut durumda 13/1’den maaş alan bekâr hizmetlinin ek ödeme dâhil maaşı 1032 TL’dir. Memur maaşlarının yüzde 11 artış ile diğer kalemlere ilişkin artış taleplerimiz kabul edilirse, en düşük bekâr memur maaşı 1360 TL’ye yükselecektir. Evli, eşi çalışmayan ve iki çocuklu 13/1’den maaş alan hizmetlinin maaşı bu gün itibariyle 1157 TL’dir. %11 artış talebimiz ve eş yardımı ile diğer kalemlere ilişkin artış talebimizin kabul edilmesi halinde evli, eşi çalışmayan ve iki çocuklu hizmetlinin maaşı 1544 TL’ye çıkarılacaktır.

     Bu duygularla Memur-Sen ailesi olarak, 2010 Toplu Görüşmelerinin ülkemiz ve kamu görevlileri için hayırlı olmasının diliyor, basınımız başta olmak üzere sürece katkı sağlayan tüm sosyal kesimlere teşekkür ediyoruz.

 

       Osman AKÇİL

 MEMUR-SEN İL TEMSİLCİSİ

  DİYANET-SEN ŞUBE BAŞKANI