«Ben Isparta’ya çok emek verdim. O ölçüde de sevdim. Öldüğümde buraya gömülmek isterim…» 

«Nihayet insanlığa karşı sorumlusunuz. Onun size sunduğu en modern araçlara, hayatı kolaylaştıran ve yaşanılır kılan buluşlara karşılık vermelisiniz. 

Ödevlerinizi ve görevlerinizi yapmamışsanız yatağınız size ne olmalıdır?

''İğneli Beşik''olmalıdır.

İçinizde sizi göreve çağıran bir dürtü hissetmeli, bir ses duymalısınız. Uyku artık size haram olmalıdır»

EYLÜL: 1916
- Gönüllü olarak I. Dünya Savaşı’nda; Galiçya Cephesi’ne gitti.
MART: 1917
- Alay Komutanı oldu
EYLÜL: 1918
- Tapsar Vadisi’nde (Yafa’nın Kuzeyi) İngilizlere esir düştü. Mısır’da 22 ay esaret yaşattılar

I. Dünya Harbi’nde gösterdiği Kahramanlıklar sonucu 3 Madalya verildi

Savaş, yokluk, kıtlık, veba, verem gibi bulaşıcı hastalık ve 1914 Depremi’nin yıktığı Isparta’ya ömrünü adadı.

O Hilmi Dilmen Kahraman Öğretmen

- TARİH, HİLMİ DİLMEN’İN İSMİNİ OKULDAN KALDIRANLARI - O’NU, ESERLERİNİ UNUTULANLARI YARGILASIN.

O AN Kader Çizgisi 

«3 yetimdik. Benim, kalan tek en büyük olarak çalışmam gerekiyordu. Anneme ve 2 kardeşime bakmam lazımdı. İlkokul’dan sonra eğitimi bırakacaktım. Ortaokul’a kaydımı yaptırmadım. Sabah, Eğirdir’e; Halı Atölyesi’ne çalışmaya gidecektim. Hilmi Dilmen, o gece bunu öğrenmiş, evimize geldi; gürledi… O sabah kendimi Ortaokul’a kayıt yaptırmak için İstanbul’a hareket eden otobüste buldum. Bana sorarsanız kader çizgisi işte budur.»

Prof. Dr. Kâzım Arısan

Savaş Kıtlık, Açlık Veba, Verem Deprem

Eylül 1917’de Galiçya Cephesi’nde, Ruslar tarafından 4 koldan kuşatıldılar. Şarapnel parçaları, vücudunu parçaladı. Ağır yaralıydı. O, yine Ispartalı olan Teğmen Mehmet Salih’in Şehit olmasına yanıp tutuşmuştu. 

Isparta’da ise savaş yorgunluğu, kıtlık, açlık, veba, verem sair sorunlar kol geziyordu. Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi 1914 Depremi Isparta’yı haritadan silmişti. Aylarca süren tedaviden sonra ayağa kalkmıştı Teğmen Hasan Hilmi Dilmen. Isparta’yı; Eğirdir’e izliyordu. Acıları, kan ve gözyaşını… 

Türk Milleti’ne söz verdi: Bu Millet ayağa kalkıncaya kadar canımı fedâ etme pahasına çalışacağım. Dediğini de yaptı. Ömrü boyunca Isparta için çalıştı. İstanbul’da; Ispartalı öğrenciler için yaptırılan Yükseköğretim Yurdu açılışı öncesi şu sözü söylemişti: ''Ben Isparta’ya çok emek verdim. O ölçüde de sevdim. Öldüğümde buraya gömülmek isterim…''

Birkaç gün sonra kalp krizi geçirdi.
6 Haziran 1974’te de Hak’a yürüdü.

Başöğretmenim bu çocukları al

(‘- İçlerinden biri, Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı olacaktı. –‘) 
    İslamköyü İlkokulu Öğretmeni Sadık Doğan
    Isparta Ortaokulu Başöğretmeni Hasan Hilmi Dilmen’e şu mektubu yazmıştı:
    ''Başöğretmenim
    Size 3 öğrenci ismi veriyorum
    Bu çocukları Isparta’ya al''
    O çocuklar Fahri Sönmez, Ali Rıza Ünal ve Süleyman Demirel’den başkası değildi.
    Başöğretmen Hasan Hilmi Dilmen, o çocukları almıştı.
    1937 yılında o çocukları Devlet Parasız yatılı Okulu Sınavı’na sokmuştu.
    O çocuklar kazanmıştı.
    Veda anında Hilmi Dilmen, otobüs şoförü ve yardımcılarına şöyle seslenmişti:
    ''Gördüğünüz üç öğrenci benim evlâtlarımdır. İlk defa uzun yolculuğa çıkıyorlar. Aktarma işini Afyon’a bırakmadan Karakuyu’da sağlamanızı rica edeceğim. Kendilerini size emanet ediyorum.''
    Demirel ve arkadaşları ilk önce Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Muğla Ortaokulu’na verilmişlerdi. Son sınıfın bir kısmını Muğla’da okuduktan sonra Afyon Lisesi’ne alındılar.

Süleyman Demirel
Ord. Prof. Dr. Abdullah Türkmen
Prof. Dr. Muammer Aksan
Prof. Dr. Hamit Dereli
Prof. Dr. Kazım Arısan
Prof. Dr. Fehmi Yavuz

» Ispartalı çocukları eğitim- öğretim için Avrupa’ya gönderdi
» Eğitimde gözleme, laboratuar ve deneye çok değer verirdi. MEB, Avrupa’dan gelen deney aletleri ve malzemeleri, Hilmi Dilmen’in her hafta yazdığı mektuplardan kurtulmak için Isparta’ya hediye etmişti
» Hilmi Dilmen, il merkezi dışından, köylerden gelen öğrenciler için parasız pansiyon kurdu. 
» Hilmi Dilmen her okula kütüphane açtı.
» Ün Dergisi’ni çıkardı
» Savaş koşulları nedeniyle kapanan Ticaret Odası’nı tekrar kurdurdu. Esnaf ve sanatkârı, ''Ayaklı Banka''lardan (Faizciler) kurtardı. 
» Türk Ocakları Isparta Şubesi’ni kurdu

» Canlı, ateşli, atılgan, gözünü budaktan sakınmayan bir İdealist Öğretmen’di.
» Eşsiz bir özveri ile çalıştı
» İsmini 6 Mart Atatürk Caddesi’ndeki Eğitim- Öğretim Kurumu’na vermişlerdi:
''Hilmi Dilmen Ortaokulu''

Ama ne yazık ki, ismini daha sonra sildiler.


Hiç kimsenin böyle Kahramanları, İZ BIRAKAN HAYATLARI silmeye hakkı yok
Yeni kuşaklar, Hilmi Dilmen’i tanımalı. Anlamalı. Aydınlığında yürümeli. Lütfen O Kahraman Hasan Hilmi Dilmen’in hakkını iade edin.

BU KALP SİZİ UNUTUR MU?

Hasan Hilmi Dilmen: Isparta’nın ''Başöğretmeni''… İstiklâl Harbi’nin 3 Madalya Sahibi Kahraman Türk Subayı… Şarapnel parçaları vücudunu paramparça etti. 22 ay İngilizler tarafından Mısır’da esir tutuldu. Savaş, kıtlık, açlık, veba, verem, deprem ile bitap Isparta’ya döndü. İz bırakan hizmetler de bulundu. Herkesin hayatına sevgiyle değdi. Büyük eserler verdi. Ve Isparta ne acıdır ki Hasan Hilmi Dilmen’i unuttu… Tarih unutmaz. Gün olur hakkı verilir. Bu Belgesel O gaye için... Aziz Hatıra’na Sevgi, Minnet ve Özlemle…

EN İYİ OKULA İSMİNİ VERİN


O, Hilmi Dilmen… Millî Eğitim Bakanı’na (MEB) her gün mektup yazdı. MEB, baskıdan kurtulmak için Avrupa’dan gelen laboratuar araç- gereçlerini Isparta’ya verdi. Hilmi Dilmen, öğrencilerini eğitim için Avrupa’ya gönderdi. Özellikle köyden getirdiği çocukların barınmaları için pansiyon açtırdı. Yiyeceklerini 40. Piyade Alayı’ndan; giyeceklerini kendinden, dostlarından karşıladı. Ord. Prof. Dr. Abdullah Türkmen’den 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e kadar On Binlerce Aydın yetiştirdi. Ama bugün unutuldu. Sadece 1 okula ismi verilmişti. Onu da Eğitim’de 4 X 3 Değişimi’nde kaldırdılar. En iyi Eğitim- Öğretim Kurumu’na Hilmi Dilmen’in ismini verin.

13 AĞUSTOS 1894 6 HAZİRAN 1974

Hasan Hilmi Dilmen, üniversite eğitimini yarım bırakıp gönüllü olarak İstiklal Harbi’ne katılmıştı. Galiçya Cephesi’nde Asteğmen olan Dilmen; Filistin’e Komutan olarak atanmıştı. Rusların 4 taraftan kuşatma sonucu ağır yaralanmıştı. İngilizlere esir düşmüştü. 22 ay Mısır’da esaret yaşamıştı. Barış döneminde bizzat Millî Eğitim Bakanı tarafından çok üst düzey bir pozisyonda Ankara’da görevlendirilmesine karşın bunu kabul etmemişti. Gazyağı ve şekerin olmadığı; savaş yorgunu, kıtlık, açlık, veba, verem ve deprem ile boğuşan Isparta’ya Öğretmen olarak atanmasını istemişti. Ve isteği yerine getirilmişti. Dilmen, 6 Haziran 1974’te Hak’a yürüyene değin de Isparta’ya iz bırakmıştı. Büyük eserler kazandırmıştı. 

HİLMİ DİLMEN

     13 Ağustos 1894 tarihinde Isparta’da doğdu. 
     Dedesi Hafız Kadir Efendi
     Babası Nüfus Müdürü Emin Bey
     Annesi Fadime Hanım
     Eşi Öğretmen Fitnat Hanım
     Eğitime 5 yaşında iken Hadika-i Maarif’te (İlkokul) başladı.
     Isparta Rüştiyesi (Ortaokul)
     Isparta İdadisi’ne (Lise) devam etti.
     1911 yılında Mercan İdadisi’ne (İstanbul) naklini yaptırdı. 
     I. Dünya Savaşı’nın başladığı 1914’te İstanbul Darülmuallimini Âli’nin (Yüksek Öğretmen Okulu ) Kimya Bölümü’ne girdi
     2’nci sınıfa geçtiği yıl Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye Asya, Avrupa, Afrika’da kanlı savaşlar veriyordu
     Hilmi Dilmen üniversiteyi bıraktı. Gönüllü olarak cepheye gitmek istediğini söyledi.
     Temmuz 1915’te Yedek Subay Talimgâhı’na sevk oldu
     3 aylık eğitimden sonra Asteğmen oldu
     Aynı Talimgâh’ta 1 yıl Öğretmen olarak görev yaptı
     Gönüllü olarak savaş alanında bulunmak istediğini bildirdi. Bunun üzerine Eylül 1916’da Galiçya Cephesi’ne gönderildi.
     Mart 1917’de 20. Tümen, 61. Alay İstihkâm Müfrezesi Komutanlığı’na atandı
     Teğmen oldu
     Aynı yıl İstanbul’a döndü
     Ardından Filistin Cephesi’ne görevlendirildi
     1918’de; Filistin Cephesi’nde esir düştü. 
1920’ye değin esaret hayatı yaşamak zorunda kaldı.
     Esirlikten kurtulduktan sonra İstanbul’a döndü. 
     İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Kimya Bölümü’nde 2’nci sınıftan itibaren okumaya devam etti. 
     2 yıllık daha eğitimin ardından 1922’de Kimya Bölümü’nden diploma aldı
     Hasan Hilmi Dilmen’e
2 MADALYA VERİLDİ
     I. Dünya Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle
     Demir Salip (Almanya)
     Ferdinant (Avusturya) Nişanı 
     Hasan Hilmi Dilmen
     16 Aralık 1922’de Darülmuallimini İptidai’ye (İlköğretmen Okulu) Tabiye ve Fransızca Öğretmeni olarak atandı.
     1923- 1924 Eğitim- Öğretim Dönemi’nde İlköğretmen Okulu Fen Grubu’na atandı
     Aynı yıl içinde Isparta Ortaokulu’na nakli yapıldı. Burada 4 yıl Öğretmen olarak çalıştı
     1927 yılında Isparta Ortaokulu’na Müdür olarak atandı. Burada 12 yıl görev yaptı
     1939’da Antalya Lisesi Müdürlüğü’ne atandı. 4 yıl görev yaptı
     Kendi isteği ile 1943 yılında İstanbul Kabataş Lisesi Kimya Öğretmenliği’ne nakli yapıldı. Burada 17 yıl çalıştı. 
     1960 yılında yaş haddini doldurarak emekli oldu
     Emeklilik hayatını İstanbul ve Isparta’da geçirdi
     6 Haziran 1974’te Isparta’da Hak’a yürüdü
     ÜN Dergisi Kurucu Üyesi idi

     Oğlu Op. Dr. Doğan Dilmen (Merhum) (Devlet Hastanesi eski Başhekimi)
     Kızı Avukat İnci Bayırlı (Çapa Diş Hekimliği Fakültesi) (Prof. Dr. Gündüz Bayırlı’nın eşi)
     Kızı Sezen Aldan (eski Vali Mehmet Aldan’ın eşi)
     Torunları Mete, Oğuz Aldan

ISPARTA’NIN ALTIN ÇAĞI

Isparta Ortaokulu, Hasan Hilmi Dilmen’in yönetimindeki 1927- 1939 arasında altın çağını yaşar. Zira o yıllarda kurum, Türkiye’nin sayılı kültür kurumları arasında gösterilir
     Özellikle köy çocuklarını ortaokul ve lise eğitimi almalarını sağlar
     Öğrencileri yeteneklerine göre yönlendirmek en köklü tutuklarından biri olmuştur.
İstanbul’da; üniversitede iken Perşembe ve Cuma günleri Türk Ocağı’na giderdi
     Yıllar sonra Yeni Ün Dergisi’nde (Cilt 2, Sayı 14, 1967) şöyle yazacaktı: 
     ''Türk Ocağı bana, bencilliğimi unutturmuş, beni Türk Milleti’nin hizmetkârı haline getirmiş ve göz kırpmadan kanımı- canımı vatan uğruna harcayacak bir idealist yapmıştı.''
     Galiçya Cephesi’nde Rusların saldırısı ağır yaralanmıştı.
     Ama yine Ispartalı olan Teğmen Mehmet Salih Şehit düşmüştü. 
     Emri altındaki askerlerin çoğunu Şehit vermenin derin acısını duymuştu.
     4 Eylül 1917’de izin kapsamında Eğirdir’e geldi
     15 gün Isparta’da kaldı
     Isparta’da gazyağı ve şeker gibi çok zorunlu ihtiyaç maddeleri bulunmuyordu
     1914 depreminin yıkıcı izleri hâlâ hüküm sürüyordu

8. KOLORDU’DAKİ GÖREVİ     

     Galiçya Cephesi kapanmıştı
     Teğmen Hilmi Dilmen’in yeni görev yeri Suriye- Filistin Cephesi (8. Kolordu) idi
     19 Eylül 1918’de Şeria Irmağı çevresindeki Türk Cephesi İngilizlerin 3 koldan saldırıları sonucunda çöktü
     Hilmi Dilmen, 1918 Eylül sonu Yafa’nın kuzeyinde Tapsar (Tapsur) Vadisi’nde İngilizlere esir düştü
Hilmi Dilmen Mısır’a getirildi. Esirlik hayatı 22 ay sürdü
     Esaret döneminde okuma- yazma bilmeyen erler için kurs açtı
     Temmuz 1920’da esaretten kurtuldu, İstanbul’a döndü.
     Unutulmaz olaylarla dolu 5 yıllık çileli bir dönemden sonra üniversiteye tekrar başladı.
     Uzun harp yılları ve yıkım ile sonuçlanan 1914 depreminin yok ettiği Isparta’ya yararlı olmak için var gücüyle çalışacaktı
     Üniversite yıllarında gittiği Tük Ocağı’nın Isparta Şubesi’ni açmak için kolları sıvadı
     Belediye Başkanı Hakkı Bey’in (Kınık) de yardımıyla Mutasarrıf Müfit Bey ile görüştü. 
     Ulu Camii’nin karşısında bir binayı tahsis ettirdi
     Sâdi Tek Tiyatrosu Türk Ocakları yararına oyun sahneledi. 150 Lira gelir ocak için harcandı. 
     Eksikliklerin giderilmesi için 50. Piyade Alayı da destek verdi
     Bina 1923 Ağustos’ta açıldı. Ocak Başkanlığı’na da Hilmi Dilmen getirildi
     İlk önce Muhasebe Kursu açtı
     Burada yetişenler ileride Defterdar dâhi oldu. 
Hilmi Dilmen, canlı, ateşli, atılgan ve gözünü budaktan sakınmayan bir Vatanperverdi.

TİCARET ODASI’NIN TEKRAR AÇILMASINA ÖNCÜLÜK ETTİ

     1921 yılında Arapzade Şükrü Bey bir gün O’na, 1921’den beri kapalı olan Ticaret Odası’nı tekrar açma gereğini anlattı.
     Savaşların, depremin, bulaşıcı hastalıkların güçsüz bıraktığı tüccarı Ayaklı Banka’lardan (Faizciler) kurtarmak gerekiyordu
     Örgütlü toplumun değerine hayatı boyunca inanan Hilmi Dilmen harekete geçti:
     Ticaret Odası 1924 yılında tekrar açıldı
     Öğrencilere ve çevresine faydalık olmak için çırpınıyordu

AVRUPA’DAN BİLİM VE FEN ALMAYA ÇALIŞIYORDU

    Hilmi Dilmen başarılı öğrencilerini eğitim için Avrupa’ya göndermenin yollarını arıyordu
    Sürekli Millî Eğitim Bakanlığı’na (MEB) mektup yazıyordu.
      Almanya’dan getirilen Fizik, Kimya aletleri ve deney maddeleri MEB tarafından Isparta Ortaokulu’na verildi. Hilmi Dilmen bu aletler ile laboratuar kurdu
     Ortaokul’da kitaplığın kurulması için de çalıştı
     Isparta eski Milletvekili Böcüzade Süleyman Sami Efendi’den 500 cilt kitabı bağış aldı
     Hilmi Dilmen, il merkezi dışından, köylerden gelen öğrenciler için parasız pansiyon kurdu. 
     Dilmen, öğrencilere sorumluluk duygusunu aşılardı
     Bir gün öğrencilerine şöyle seslendi:
    ''Nihayet insanlığa karşı sorumlusunuz. Onun sise sunduğu en modern araçlara, hayatı kolaylaştıran ve yaşanılır kılan buluşlara karşılık vermelisiniz. 
    Ödevlerinizi ve görevlerinizi yapmamışsanız yatağınız size ne olmalıdır:
    ''İğneli Beşik'' olmalıdır
    İçinizde sizi göreve çağıran bir dürtü hissetmeli, bir ses duymalısınız. Uyku artık size haram olmalıdır. ''

BEN ISPARTA’YA ÇOK EMEK VERDİM. AYNI ÖLÇÜDE DE SEVDİM

    Hilmi Dilmen’in yetiştirdiği On Binlerce Aydın’dan birkaçı 
    - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
    - Ord. Prof. Dr. Abdullah Türkmen
    - Prof. Dr. Muammer Aksan
    - Prof. Dr. Hamit Dereli
    - Prof. Dr. Kazım Arısan
    - Prof. Dr. Fehmi Yavuz
    Hilmi Dilmen, hayatının sonlarında şöyle demişti öğrencilere:    
     ''Ben Isparta’ya çok emek verdim. O ölçüde de sevdim. Öldüğümde buraya gömülmek isterim
    Öğrenci iseniz dersinizi, hayata atılmışsanız mesleğinizi seveceksiniz. Başarı için sevginin şart olduğunu bileceksiniz. ''
    Gözlem yöntemine ve laboratuar deneyine çok büyük önem verirdi
    Haziran 1934’te, Hilmi Dilmen, Isparta Halkevi, Milletvekili Kemal Turan, Fransızca Öğretmeni Ali Rıza Uysal Fehmi Aksu’nun çabaları ile Ün yayın hayatına başladı
    Kadro şöyle idi:
    - Yayın Müdürü: Hilmi Dilmen
    - Sorumlu Müdür: Ali Rıza Uysal
    Yazar Kadrosu:
    - Kemal Turan
    - Fehmi Aksu
    - Hikmet Turan Dağlıoğlu
    - Neşet Köse
    - Nâzım Örensun
    - Tahir Erdem
    - Naci Kum
    - Nuri Katırcıoğlu
    - Etem Ertem
    - Ömer Güllü
    - Said Demirdal

PROF. DR. FUAD KÖPRÜLÜ ISPARTA ÜN İÇİN YAZDI

    Prof. Dr. Fuad Köprülü, Ankara Halkevi’nin çıkardığı Ülkü’nün 33’üncü sayısında Isparta Ün Dergisi için şöyle yazdı:
    ''Halkevlerinin amacını en iyi şekilde kavramış ve bu amaca değmiş biricik değerli mecmua olan Ün’ün bu sayısı yine önemli yazılarla doludur. ''
    Son mutluluğu İstanbul’daki Isparta Öğrenci Yurdu Projesi’nin hayata geçmesi oldu
Ardından kalp sıkışması geçirdi
    6 Haziran 1974’te Hak’a yürüdü.
     Hilmi Bey’in çocukları:
     Orhan (1925)
     Doğan (1928)
     Sezer (1935)
     İnci (1942)

BİLGİ:
    Bu eserin yazımında Mehmet Aldan’ın 1984’te yayımladığı ''Galiçya ve Sonrası: Hilmi Dilmen’in Öyküsü'' başlıklı kitaptan faydalanılmıştır.
    Metin Yazarı
    Ömer Uyar
    Muhsin Tufan