Yetersiz sıvı alımı taş hastalığının nedenlerinden biri!

Şifa Hastanesi  Üroloji Uzmanı Doç.Dr. Sedat SOYUPEK,  havaların ısınması ile birlikte  vucutta sıvı kaybının fazlalaştığını  yeterli sıvı tüketimi  olmaması ile birlikte  Taş hastalıkları ve buna bağlı hasta şikayetlerinin artığını ifade ederek,   “Taş hastalıkları ve korunma yolları” hakkında bilgi verdi.


Şifa hastanesinde başarılı operasyonla böbrek taşlarından kurtulan Hasan GÜNEŞ  şunları söyledi.

 “  Nisan ayında şiddetli böbrek  ağrısı ve kasık ağrısı ile Burdur’ dan   Isparta  Şifa hastanesi Üroloji Uzmanı Doç.Dr. Sedat bey’e  geldim, muayene ve tahlillerden sonra Doktorum, böbreklerimde  taş olduğu söyledi,  ilaç tedavisi  verdi  ve ameliyat önerdi,  daha sonra ağrılarımın  da artması ile tekrar Sedat beye geldim, ameliyat olmam gerekiyordu.   16 haziran da  Ameliyatımı gerçekleştiren Üroloji Doktoru. Doç.Dr. Sedat  SOYUPEK’e,  Ameliyathane personeline , Serviste benimle ilgilenen hemşirelere  ve tüm Şifa personeline beni sağlığıma kavuşturdukları  için teşekkür ederim.


Günde 3 lt. Su tüketin
İdrar yolu taşları, böbrekte veya idrar yollarının herhangi bir yerinde oluşan, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kimyasal maddelerin zamanla kristalleşmesi ve birikmesi ile oluşan sert cisimlerdir.
Günlük sıvı alımı 1,52 lt’nin altında olanlarda, taş hastalığı riski daha fazladır. Diyet yaparken; kalsiyum, oksalat, sodyum ve karbonhidratların gereğinden fazla alınması, yetersiz miktarda turunçgil tüketimi ve aşırı derecede güneş ışınlarına maruz kalmak taş hastalığı için risklidir.

Üriner sistem taşlarının çoğu spontan olarak kendiliğinden düşme eğilimindedir. Taşlar yıllar boyu hiçbir belirti vermeden gizlice böbrekte kalabileceği gibi böbrekten mesaneye geçişinde şiddetli ağrı verebilir. Bazen taşlar idrarda gözle görülebilen ya da bazen sadece idrar analizinde gösterilebilen kanamalara yol açabilir. Bazı hastalarda hayatın ilerleyen yıllarında tekrarlayıcı böbrek taşları olabilir. Gelecekte ortaya çıkabilecek durum hakkında detaylı bilgi ve tavsiyeler için mutlaka işin uzmanı ürolog ile irtibata geçilmelidir”. Dedi

İdrar Yolu Taş Hastalığı Erkeklerde 23 Kat Daha Sık Görülür
Ailevi taş hastalığı olanlarda %25 risk vardır. Hareketsiz yaşam tarzı da taş hastalığında tetikleyici faktörlerdendir. Doğuştan böbrek ya da idrar kanalında anatomik bozukluğu olanlarda, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçirenlerde ve idrar yollarının herhangi bir bölgesinde darlık gelişen hastalarda daha fazla görülür.

 Böbrek Taşları Kimlerde Oluşur?

Her insanda taş oluşma riski vardır. Sıklıkla 20 - 50 yaşlarında görülürken 30’lu yaşlar hastalığın en sık görüldüğü yaş grubudur. Erkekler kadınlara göre 3 kere daha fazla risk altındadır.


Taşı Oluşturan Sebepler Nelerdir?

Taşı oluşturan kesin neden bilinmemekle beraber risk faktörleri şunlardır:
* İdrar yolu enfeksiyonu
* Böbrekteki yapısal bozukluklar
* Böbrek hastalığı olanlar (renal tübüler asidoz, kistik böbrek hastalığı...)
* Beslenme alışkanlıkları
* Yetersiz sıvı alımı
* Sıcak iklim kuşağında yaşamak
* Hiperkalsiüri, sistinüri, hiperokzalüri, hiperürikozüri
* Bazı ilaçlar (asetazolamide, anti viral ilaçlar....)
* Bazı bağırsak hastalıkları (inflamatuar bağırsak hastalığı...)
* Genetik faktörler
* Geçirilmiş bağırsak ameliyatları ( jejono ileal by-pass )
* Metabolik hastalıklar (örn. Hiperparatiroidizm, gut hastalığı...)

 


Taşlı Hastalarda Bulgular Nelerdir?

İdrar yolu taşları hiçbir bulgu vermeden gelişebileceği gibi bazen ciddi bulgularda vermektedir

* En sık görülen yakınma ağrıdır. Bu ağrı bazen çok şiddetli olabileceği gibi bazen rahatsızlık vermeyen ağrılar şeklinde de olabilir. Karakteristik ağrı, kolik diye adlandırılan ve böğür bölgesinden başlayıp öne doğru ilerleyen, kasık ve testislere de yayılabilen ağrılardır. Ağrı taşın hareket etmesine veya üriner sistemin tıkanmasına bağlı olarak gelişir.
* Kan: Bazen gözle görülebilecek kadar olurken bazen de sadece mikroskopik incelemede görülür.
* Bulantı ve kusma: Taş’ın yaptığı ağrıya bağlı gelişen mide-bağırsak sistemindeki hareket azalmasına bağlı olarak gelişir.
* İdrar yapma da zorluk görülebilir.


Üriner Sistem Taşları Nasıl Teşhis Edilir?

Hastanın şikayetleri belli bir ölçüde tanı koymaya yardımcı olur. Ayrıca taşın görüntülenmesi yapılmalıdır. Bu amaçla;

* DÜSG grafisi: Yatarak çekilen karın ve pelvik bölge grafisi
* Ultrason
* İ.V.P (İlaçlı böbrek filmi)
* Spiral üriner sistem komputer tomografilerinden faydalanır. Bazen kan analizlerine de ihtiyaç duyulur.


En Sık Görülen Taşlar Hangileridir?

Böbrek taşları çeşitli kimyasal kombinasyonda olabilirler. En sık görülen kalsiyum taşlarıdır. Kalsiyum taşları sıklıkla okzalat veya fosfat ile kombinasyon halinde bulunurlar. Daha az sıklıkla enfeksiyon taşları (magnezyum amonyum fosfat taşları) ve daha da az oranlarda ürik asit ve sistin taşları görülür.


Böbrek Taşlarında Tedavi Nelerdir?

Böbrek taşların çoğu kendiliğinden düşme eğilimindedir. Tüm idrar yolu taşlarının yaklaşık 80’i ilaç tedavisi ile düşer. Taşın düşmesini etkileyen en önemli faktör taşın büyüklüğüdür. 4 mm’nin altında taşın düşmesi beklenirken 6 mm’nin üzerindeki taşlar’a müdahale gereklidir. Ayrıca taşların şekli ve idrar yolundaki yerleşimi de düşmeyi etkileyen önemli faktörlerdir.

* Kendiliğinden yada ilaç yardımıyla taşın düşürülmesi
* ESWL ( şok dalgası ile taşları kırmak)
* Minimal invaziv girişimler ( Perkütan Nefrolitotomi, Üreterolitotripsi)
* Klasik açık ameliyat yöntemi

Bu yaklaşımlardan hangisinin uygulanılacağı taşın yerine, büyüklüğüne, idrar yollarına verdiği veya verebileceği zararına ve taşın cinsine bağlıdır. Günümüzde minimal invaziv tekniklerin gelişmesi sonucu klasik açık cerrahi, en az başvurulan ve eniz tercih edilen metot olarak kalmıştır


ESWL (Vücut Dışından Şok Dalgalarıyla Taş Kırma)

Bir odaktan çıkan şok dalgaları taşın üzerine yönlendirilerek taş kırılır. X-ray ve ultrason ile odaklama yapan ESWL cihazları mevcuttur. Kırılan taş parçaları idrar yoluyla vücuttan atılır. ESWL bütün taşlarda başarı sağlayamaz. Başarı taşın cinsine, sertliğine, büyüklüğüne ve idrar yolunda yerleştiği yere göre değişir. Tek bir seansta kırılabilen taşlar olabileceği gibi tekrarlayıcı seanslara da ihtiyaç duyulabilir.

ESWL seansı sırasında rahatsızlık hissi ve ağrı duyulabilir. Bu nedenle tedavi öncesi ağrı kesiciler kullanılır. İşlem sonrasında çoğunlukla hastanede kalmaya ihtiyaç olmaz.

Minimal invaziv girişimler: Bu girişimlerde amaç üriner sistemi tehdit eden taştan kurtulmayı sağlamak ve hastanın en kısa zamanda günlük hayata dönmesini sağlamaktır. Perkütan nefrolitotomi ve Üreterolitotripsi bu grupta yer alan girişimlerdir.

Taş, uygulanan tedaviye rağmen düşmüyorsa, düşmeyecek boyutlarda ise, idrar yolunda idrarın akmasını engelleyecek tam bir blok oluşturuyorsa, tekrarlayıcı idrar yolu enfeksiyonuna yol açıyorsa, böbreklerde hasara yol açmışsa girişim gereklidir.

Önceleri, taş için açık cerrahi yapılırken artık günümüzde minimal invaziv girişimler diye adlandırılan yeni yaklaşım mevcuttur. Bu girişimlerde amaç, en kısa zamanda hastalığın ortadan kaldırılması ve hastanın en erken dönemde günlük hayatına dönmesini sağlamaktır. Minimal invaziv girişimlerde hasta erken dönemde normal yaşamına döner.


Perkütan Nefrolitotomi (PCNL)

Endoskopik böbrek taşı ameliyatında sırt bölgesinde böbrek hizasına 0,5 - 1 cm boyutunda bir kesi yapılır. Röntgen kontrolü altında böbreğe iki ucu açık ince bir tüp yerleştirilir. Bu tüpten yerleştirilen optik cihaz yardımıyla taş video sistemi ile monitörde görülür ve özel aletler yardımıyla çıkartılır. Perkütan ameliyatının en önemli üstünlüğü vücut dokularının normal yapısının korunmasıdır. Bunun sonucunda iyileşme süreci hızlıdır. Hastalar ameliyat sonrası dönemi açık ameliyata göre çok daha rahat geçirmektedir. Hastalarımız genellikle 2 - 3 günde taburcu edilerek günlük aktivitelerine hızla kavuşurlar. Bu, açık böbrek taş ameliyatı ile karşılaştırıldığında oldukça kısa bir süredir.

Özellikle böbreğin alt havuzcuklarına yerleşen taşlarda ve büyük boyutlu taşlarda ESWL’nin başarısı önemli ölçüde düşer. Bu durumlarda PCNL ameliyatı yüksek başarı sağlayan minimal invaziv girişimdir. Ameliyat işlemi sırasında taşı temizlemek için pnömotik litotripsi ve lazer litotripsi kullanılır. Bu teknolojiler yardımı ile en sert taşlar bile rahatlıkla kırılmaktadır. Bu teknikle tüm böreği kaplayan ve koraliform taş olarak adlandırılan taşlara da müdahale edilebilinmektedir.


Ureterolitotripsi Nasıl uygulanır?

Üreter taşları hem ESWL hemde üreterorenoskopi (URS) ile müdahale edilerek temizlenebilir. URS’de herhangi bir kesi yapılmaz. İdrar yolundan özel bir endoskopik alet gönderilerek taş üreterde görüntülenir ve temizlenir. Hastaların çoğu aynı gün evlerine dönüp bir gün sonrada normal yaşamalarına dönebilirler. Özellikle alt ve orta üreterdeki taşlarda başarı oranı yüksektir ( %96 - %100 başarı). Üst üreter taşlarının tedavisinde ESWL genellikle ilk tercih edilen tedavi yöntemidir.

Ancak 1 cm’den büyük üreter taşlarında ESWL’nin başarı oranları düşmektedir. Genel kural olarak olarak 1 cm’den büyük üreter taşlarında ve 2 cm’den büyük böbrek taşlarında endokopik girişimler daha yararlı ve başarılı olmaktadır.


Taşların Oluşumunu Önlemek Mümkün Olabilir Mi?

Tekrarlayıcı böbrek taşı olanlarda bazı tavsiyelere dikkat edilerek taşın yeniden oluşumu engellenebilir ya da yeniden oluşması geciktirilebilir. Bu nedenle 24 saatlik idrar analizi ve kan analizini içeren bir değerlendirme yapılır. Ayrıca daha önceki taşların kimyasal yapısı araştırılarak taşların kimyasal yapısı anlaşılır. Metabolik değerlendirme denilen bu işlemlerle idrarda taş oluşumuna yol açabilecek maddelerin düzeyleri ölçülüp sonuca göre diyet ya da ilaç verilebilir.

Ayrıca:

* Günlük 2 litre sıvı alımı
* Hayvansal protein alımının azaltılması
* Tuz tüketiminin azaltılması
* Lifli dieti tercih etmek
* Taşın kimyasal yapısına göre verilebilecek diete uygun beslenme rejimi tavsiye edilir.


Önemli Noktalar:
* Ailenizde taş hastalığı olanlar varsa sizde de taş hastalığı olabilir.
* Taş oluşumunu engellemek için bol miktarda sıvı alınmalıdır. Özellikle su tüketilmesini öneriyoruz.
* Eğer birden fazla taş düşürdüyseniz ya da taş tedavisi gördüyseniz üroloğunuza başvurun. Yapılacak olan kan ve idrar analizleri ile taş oluşturma riskiniz değerlendirilir. Tekrarlayan taş hastalığına karşı gerekli önlemler alınabilir.
* Bazı hastalarda taş oluşmaması için tedaviler önerilebilir.
* Özellikle yineleyen taşları olan hastalarda kontroller ve takip önemlidir. Daha önce taş problemi yaşayan hastalara düzenli kontrol öneriyoruz.