Hafta sonu yılın ilk programını gerçekleştiren 0-12 Yaş Yardıma Muhtaç Çocukları Koruma Derneği, eğitim bursuna destek sağlamak amacıyla şehrin nezih mekânlarından Kocatepe 1949 Kahve Evi’nde düzenlediği kahvaltı etkinliğinde hayırseverleri bir araya getirdi.

Yaklaşık 35 yıldır hizmet veren bir dernek olduklarını belirten Başkan Malike Anlı,’’Arkadaşlarımızla birlikte birçok öğrencimizi okutuyor, giydiriyor ve yiyecek yardımında bulunuyoruz. Yardımlarıyla destek veren herkesten Allah razı olsun. Çocuklar eğitimden mahrum olmasınlar düşüncesiyle yapılacak, ayni ve nakdi yardımlara ihtiyacımız var’’ sözlerini içeren kısa bir program açış konuşmasında bulunarak katılımcılara teşekkür etti. Atatürkçü Düşünce Derneği Gül Şubesi Yönetimi, CHP İl Yönetimi ve İYİ Parti İl Yönetimi’nin de bulunduğu etkinlikte konuklara seslenen  IYI Parti Belediye Başkan Adayı Avukat Gökmen Hakkı Gökmenoğlu,’’Bu seçim bir Kuvâ-yi Milliye seçimi. Yerelle gelenler yerelle gidecekler.Onun için  sizden istirhamım lütfen gittiğiniz yerlerde bunları anlatın.Türkiye zor günler geçiriyor, Allah bu günlerimizi aratmasın’’  diyerek başladığı konuşmasında şu sözlere yer verdi:’’ Gezdikçe görüyoruz insanlar siftah etmeden dükkanlarını kapatıyor.Pazar yerlerini geziyoruz. İlimizde bile artık insanlar pazara akşam saat altı da çıkıyor. Pazarcının dökmüş olduğu domatesten, patlıcandan bir şeyler toplayıp evine götürüyor ve çoluk çocuğuyla bir mücadele veriyor. Haddinden fazla Suriyeli var. Belki görüyorsunuz görmüyorsunuz her elini sıktığım yüz kişinin 13 tanesi Suriyeli bu ülkede ve adam başı 800 TL para alıyorlar. Nasılsınız diyorum hamdolsun, şükür diyorlar. Ama bizim ilimizde mısırcıyla uğraşıyorlar, arabaları toplanıyor. O mısırcı devletinden para istemiyor, adam başı 800 TL almıyor. O mısırcı çoluk çocuğunun parasını kazanmak ve evlatlarını okutmak için büyük bir mücadele veriyor. Mücadele etmemiz gereken belediye olarak da, yerel yönetim olarak da mısırcılar değil, aslında ITKM’yi yapamayan Kadıahmetoğulları’yla uğraşmalı belediye başkanı, onlarla mücadele etmeli.


BU İLE ARTIK BİR HUKUK ELİNİN DEĞMESİNİN ZAMANI GELDİ
22 yıldan beri ITKM’yi açamayanlara biz burayı açacağız dedik. Dediler ki açamazsın. Sen hukuk bilmiyorsun, hukuktan anlamıyorsun dediler. Diyen arkadaş MHP İl başkanıydı. Ne iş yaptığını merak ettim, elektrik direği dikiyormuş. Ben elektrik direği dikmeyi bilmiyorum ama hukuktan anlıyorum. Bakın bu ile, artık bir hukuk elinin değmesinin zamanı geldi. Ağız birliğiyle açılamaz diye canlı yayın yapanlar, şimdi ITKM’yi biz açacağız diye bas bas bağırıyorlar. Demek ki 22 yıldan beri açılamayan burası açılabilirmiş. Bakın orada 735 tane dükkân var, açsak Isparta’da dükkân kiraları düşecek, en az 2000 kişi istihdam edilecek. Projelerimizden bir iki tanesini söyleyeyim. Mesela Yaşlı Bakımevi, Hasta Bakımevi ile Çocuk Bakımevi açacağız. Huzurevi gibi değil, gündüz hizmet verecek. Çocuğu da 0-12 yaşla sınırlayacağız. Bunu neden açacağız. Huzurevimiz de çaresiz. Bir vakıf eliyle idare ediliyor. İlk açıldığında 27 personelin, 22’sinin ücretini belediye ödüyormuş. Bugün 70 personeli var, 2’sinin ücretini ödüyormuş belediye. Düşünebiliyor musunuz belediyenin katkısını. Tabi belediye niye bu katkıyı yapmıyor. Belediye şu an da 103,4 trilyonla heykel yapmayla meşgul. Ticaret Odası Başkanı neyle meşgul. Kendisinin çimentosunun, kumunun satışlarıyla meşgul. İnsanlar hep kendilerine bir şeyler yapmak için uğraşırlar bu memlekette. Gelin bize destek verin, hep beraber ilimiz için, sizler için, çocuklarımız için bir şeyler yapma fırsatı verin. Çocuklarımızı, hastalarımızı gündüz evlerinden alalım, o hastasına, o çocuğuna bakan veya daralmış evinin temizliğini yapamamış, faturasını ödeyememiş insanlarımıza en azından güzel bir gün geçirtelim. Belediye olarak onları gündüz alalım, akşam evlerine bırakalım. Derneğin topladığı 20-30 lirayla 0-12 yaş çocuklara destek olunamaz. İyi günlerimiz yok, her şey kötüye gidiyor. Onun için ben buna Kuvâ-yi Milliye hareketi diyorum. Ben sizden oy istiyorum ama şöyle oy istiyorum. Bakın bu iki arkadaşımızı da bir kenara koyun ve beni onlarla kıyaslamayın. Ben bu grubun insanı değilim. Ben de değilim, ekip arkadaşlarım da değil. Biz kötü yönetime talip değiliz. Biz sizden niye oy istiyoruz, biliyor musunuz?
GELİN TEMİZ SİYASET, ADALETLİ BİR SİYASET YAPALIM
Gelin temiz siyaset, adaletli bir siyaset yapalım. Berrak bir siyaset yapalım. Hırsızlık yapmadı, hem de çalıştı denilsin diye hizmet almak istiyoruz. Belediyenin iktidara falan ihtiyacı yok. Belediyenin çok güzel gelirleri var. Ama belediyeye 15 litre su geliyorsa,10 litresi aşağıdan akıyor. Gelin hep beraber, benim baroda yaptığım gibi delikleri tıkayalım. Tasarruf yapalım. Ama ilk önce belediye başkanı kendinden başlasın. Belediye başkanı makam arabasına binmesin, koruması olmasın. Biz belediye başkanımızı, şehri eminimizi niye koruyoruz ben bunu da anlayabilmiş değilim. Neden? Ama tabi bir yerde 11 katlı bina ruhsatı birine 3 katlı bina ruhsatı verirseniz, birinin projesi 15 günde çıkar diğerinin ki 1 yılda çıkarsa tabi ki belediye başkanını korumak zorunda kalırsınız. Belediye başkanı sizden biri. Siz nasıl yaşıyorsanız, belediye başkanı da öyle yaşamalı. O da pazarına çıkmalı, pazarcıyı dinlemeli. Bakın pazarcıların durumu çok kötü bu şehirde.İnanır mısınız pazarcılar size o domatesleri,marulları satabilmek için kendi araçlarını otoparklara sokamıyorlar,yasakmış.Pazarcılar otoparka alınmıyormuş,araçları LPG’li olmasa bile.Nasıl ısıtıyorlar biliyor musunuz.Tüp yakıyorlar araçlarında,tüp.O marulu o domatesi dondurmamak için mücadele  veriyorlar.Bakın bir belediye başkanının çok büyük icraatlarda bulunması gerekmez,ama ufku açık olacak. Kış günlerinde, karlı günlerde kapalı otoparkları Pazar yerine çevirseler ne sizler, ne pazarcılar üşür.Bu kadar basit.Karlı kış günlerinde bu sıkıntıyı çözmüş olursunuz.Kadınlarımız bizler için önemli. Ben sizlerle neden gurur duyuyorum. Niye bu yola çıktım? Kadınlarımız için çıktım. Benim iki kız evladım var, bakın onlar için çıktım. Samimi söylüyorum. Yoksa ben baro başkanıydım. Seçimim yeni bitmişti, 2 ay olmuştu.5.dönem baro başkanıydım. Ben de kenarıma çekilip, bana ne ya niye siyaset yapacağım diyerek oturabilirdim açık söyleyeyim. 47 yaşındayım. Niye ben çıktım, sizce neden? Çocuklarımız için çıktım, evlatlarımız için. Siyasetin temiz yapılabileceğini gösterebilmek için. Ben mükemmel bir insanım demiyorum ama yine de siyaset yapanlardan temiz olduğumu iddia ediyorum. En azından gençlerimiz,’ya Gökmen abi çıktı, Gökmen diye biri çıktı ‘der, belki gençlerimiz de siyasete biraz sıcak bakarlar. Siyasete gençlerimiz de artık adım atar. Yeni siyasetçilerimiz oluşsun diye ben yola başvurdum.

 ’YA BU GENÇ, BUNDAN MI BARO BAŞKANI YAPACAĞIZ ‘DEDİLER
5 dönem baro başkanlığı yaptım. Baroda yaptığım hizmetleri burada anlatmak istemiyorum. Tüm avukatlara sorup, nasıl bir adamdır deyin.İlk önce bana oy verirlerken,’ya bu genç,bundan mı baro başkanı yapacağız ‘dediler. Destek verin şunları yapacağız dedim. İnandılar, sağ olsunlar destek verdiler.1958 yılında kurulmuş olan baroya yapılmamış hizmetleri getirdik. Binası olmayan baroya bina yaptık. Parası olmayan baronun 1 trilyon 29 bin lira parasını biriktirdik. Servis aracını yaptık. Kurumsallaştırdık. Pırıl pırıl bir baro bıraktık. 1958, bakın benim yaşımdan büyük bir baronun ne bir mülkü, ne bir parası vardı. Yalnızca önüme bir cep telefonu koydular, bu baro başkanı cep telefonu dediler. Benim tek sorduğum şuydu. Daha bir günlük baro başkanıydım. Bu telefonun faturasını kim ödüyor diye sordum.9 yıl evvel 330 liraydı telefon faturası, baro ödüyordu. Tek bu vardı. Bu hattı satıyorsunuz, ben faturamı kendim ödüyorum. Telefonu sattırdım ve tasarrufa geçtim. Belediye başkanının yapacağı en güzel şey tasarrufa geçmektir. Çünkü dönem tasarruf dönemi. Artık belediye başkanı namaza giderken havlusunu kimse tutmayacak,namazda yerini bir koruma görevlisi tutmayacak,bir  yere giderken 4 arabayla gitmeyecek.Bunu yaptığı zaman en azından  10 tane belediye işçisini rahatlatmış oluruz.Bir ağaç dikerken bile 5  tane adam  5 ağaç daha diker, böylece tasarrufa geçmiş  oluruz.Belediye ne yapıyor Isparta’ya ,şu an da belediyeden çok memnunuz diyenlere soruyorum.Tiyatronuz sinemanız var mı, kültür merkeziniz var mı.Sizin bir belediye konservatuarınız var mı. Bir tramvayınız var mı diye. Afyon’daki gibi bir tiyatromuz olsa hafta sonu gitmek istemez misiniz. Kültürel bir faaliyet yok. Gençlerimiz işsiz. Nasıl kuracaksın konservatuarı diyorlar. Ben kafelerdeki  gençleri toplasam, konservatuarı da, tiyatroyu da kurarım. Demek istediğim şu, Isparta’da kültürel hiçbir faaliyet yok. Sizleri kutluyorum, en azından sosyal bir faaliyet yaparak topluma çocuklarımızı kazandırıyorsunuz. Bunun yanında bir çok kadın ne yapacağını bilmiyor. Halıcılığımız var. Bir yere gittim, halıcığı kim dokuyor dedim 70 kişiden 10 kişi el kaldırıyor. Gelin halıcılığımızı tekrar canlandıralım. Halıcılığı canlandıran yerler var. Manisa Gördes, Akhisar, Uşak Belediyesi bunu yapıyor. Klasik motiflerimizle halı dokuyalım. Belediye şirket kursun. Bu şirket altından direkt kendisi yurt dışına ihraç etsin bu halıları, o kadar güzel para kazanacağız ki. Bakın elma şekerini bu il yapmıyor. Ticaret odasına gittim, önüme elma koymuşlar. Bu elma şekerini  kim yapıyor dedim, hepsi yüzüme baktı. Ben tüccar değilim, tacir değilim. Alay ediyorum zannettiler. Çünkü araştırarak gittim oraya. Elma şekerini Türkiye’de Nevşehir ve Kırşehirliler yapıyor ve elma şekeri  fabrikalarında 500 kişi çalışıyor, biliyor musunuz. Ben sizi elma şekeri ile kandırmıyorum. Elma şekeri fabrikası da açacağım Isparta’da. Niye Nevşehirliler, Kırşehirliler yapıyor biliyor musunuz. Çünkü Isparta’ya yakın olduğu için, Isparta’dan elma alıyorlarmış. Eğirdir elmasıyla oluyormuş elma şekeri, Amasya elmasıyla olmuyormuş. Tanesini kaç liraya satıyorlarmış biliyor musunuz. Noel bayramında bir ay boyunca elma şekerinin tanesini 3,5 Euro’ya sattılar. Sizin 6-7 kilo elmanıza bedel. Bizde buzhanelerde elmamız satılacak diye bekleyelim diyoruz. A 101’lerde, marketlerde Manisa menşeli, Konya menşeli gül suları satılıyor. Eğer ben belediye başkanı olsam bundan dolayı utanç duyarım. Burası gül memleketi ve Manisa menşeli, Konya menşeli gül suları satılıyor. Düşünebiliyor musunuz? Samimi söylüyorum o A 101’i kapatırım. Bakın burada A 101’lere verilen ruhsat nüfus oranına göre en fazla ilmiş. Bakın bakkal bitti, manav bitti, zücaciyeci bitti.
SÖZ VERİYORUM BELEDİYE BAŞKAN ODASINI ŞEFFAF ODA YAPACAĞIM
Ya belediye başkanının biraz ufku çalışacak. Belediye başkanı biraz düşünecek. Belediye başkanıyım diye korumalarla gezen, insanlara 45 günde randevu vermeyen insan olmayacağım. Geldiğim gün söz veriyorum belediye başkan odasının duvarını yıkacağım, şeffaf oda yapacağım. Bunu da anlatmakta zorlanıyorum. Biri kavanoz oda demiş. Hayır kavanoz oda değil. Camdan yapılacak şeffaf .Özel kalem de olmayacak. Başkanı gören girecek odaya. Randevu da kaldırıyoruz. Şeffaf odada herkes başkanıyla konuşacak,derdini anlatacak. Bu memlekette insanlar valla proje falan sormuyor.Ne soruyor biliyor musunuz ? ’Ya şimdi geliyor, bizim çayımızı içiyorsunuz ama  başkan olunca da gelip çayımızı içecek misiniz. Yüzün yine gülecek mi ‘diye soruyorlar. İnsanların tek derdi bu. Yüzünüz gülsün,hatır sorun,derdini sorun.İnsanlar ayağının dibindeki asfalttaki  deliği görmeyecek.Böyle bir sıkıntımız var.
YENİ OTOGAR 2. ITKM OLMA YOLUNDA
Bakın otogarda da sıkıntılar devam ediyor. Otogar inşaatı yanlış yere yapıldı, doğru yere yapıldı. Yapıldı, artık. Onlar bitecek, o hizmetler tamamlanacak. Eskilerin yaptığı yanlışları biz tekrarlamamalıyız. O otogarda da bakın kamulaştırmalar yapılmamış, kamulaştırma bedelleri ödenmemiş. Özel mülkiyetinize otogar yapılmış. Yüzlerce dava açıldı, tedbir konuldu. O da problemli oldu.2. ITKM olma yolunda. Bir şeyi apar topar yapmak. Kapalı durak dedik, adaylardan biri içine klimayla televizyon koyacağım dedi. Ya çalarlar, düşünmesi lazım bunu. Kumbara dedik ama bizim dediğimiz kumbara böyle değildi. Kumbarada ekmekte olacaktı. Biri ekmeğini alacak, o kumbaradan içeri atacaktı. Ekmek alamayan da o kumbaradan ekmek alıp, gidecektir. Yani veren el, alan eli görmeyecekti. Diğer belediyelerden toplanıp getirilmiş, biz o kumbara sistemini  istemiyoruz. İlimizde çok garip, gurebamız var. Bizim maddi durumumuz iyi kötü olabilir. Hepimizin cebine önceki yıllarda giren para girmiyor. Hepimizin cebindeki 10 lira, bugün 3 liraya düştü. Cebine para girmeyenin de sıfır girmemeye başladı. Bu iyi günlerimiz. Onun için belediyemiz istihdam edecek.Çocuklarımıza elma şekeri fabrikası kuracak, kadınlarımızı toplayacak bir tesis kuracak.Meyve kurutma tesisi kuracak.Elmamızı kurutacağız,tarhanamızı ,salçamızı yapacağız,nanemizi kurutacağız.Bunları paketleyeceğiz. Paketleme tesisimiz olacak. Belediyenin satış ofislerinde bunları  kadınlarımız,gençlerimiz satacak.Satamadığımızı da yurt dışına doğal ürün diye  ihraç edeceğiz,İstanbul pazarına göndereceğiz.Bunları yapmadığımız sürece,Isparta’yı biz sanayi şehri yapmak için mücadele eder dururuz.
BELEDİYE BAŞKANIMIZIN VERDİĞİ SÖZLERİ BEN SİZE HATIRLATAYIM
Sayın belediye başkanımızın verdiği sözleri ben size bir daha hatırlatayım. Neler yapılacaktı bu şehre. Pil fabrikası kurulacaktı, var mı pil fabrikamız. Traktör fabrikası kurulacaktı, var mı traktör fabrikamız. Cam fabrikası kurulacaktı, var mı cam fabrikamız. Soruyorum size önceki dönemlerde sayın başkanımızın verdiği sözler ama bunları dediğiniz zaman ne diyor biliyor musunuz:’Onu muhatap almıyorum ‘.Sağ olsun beni muhatap almasın. Beni halkım muhatap alacak inşallah. O da benim büyüğüm. Çiçeğini vereceğim, teşekkürlerimi sunacağım, kendisini uğurlayacağım. Diğer arkadaşımız da Ticaret Odası Başkanlığı’na uğurlayacağım. Neden? Bakın bugün baroda seçim var. Yeni başkanını seçiyor baro. Ben baroma dedim ki hemen seçime gideceksiniz, çünkü ben belediye başkanı olacağım. Bu yola böyle çıktım. Ama ticaret odası başkanımız hala ticaret odasını bırakmadı, seçime götürmedi. Çünkü kendinden emin değil. Kendisine çiçek verip, Ticaret Odası’na geri göndereceğiz söz veriyorum. Onun için sizden isteğim Isparta’yı beraber yönetelim. Isparta’yı başkalarına yönettirmeyelim.Burada ak masa,kara masa,şu masa kurdurmayalım,34’lü plakaları tekrar buraya getirmeyelim.Belediye başkanının ufku biraz geniş olsun.Benim size çok büyük vaatlerim yok, ama var olan bitmeyen yarım yamalak kalmış işlerin  hepsini bitireceğim.Burayı yaşanabilir bir şehir haline getireceğim.Kaldırımlar jilet gibi olacak.Kaldırımımızda 300 metre değil,kilometrelerce Pazar çantanızla  yürüyebileceksiniz.Engellilerimiz rahat yürüyebilecek.Işık,sinyalizasyon sistemimiz yapılmış olmak için değil gerçekten,üst geçitlerimiz asansörlü,yürüyen merdivenli olacak.Çarşımızın altındaki yürüyen merdiven çalışacak.Yani yaptık demek için yapacağız.Yapmış olmak için  yapmayacağız.Hep beraber ,el birliğiyle yöneteceğiz.Ben park da yapmayacağım efendim.Bana sordular park yapacak mısınız diye.Hayır yapmayacağım.Balaman’ın parkı var,Günaydın’ın parkı var,Aybatılı’nın parkı var.Birbirlerinin parklarına bakmıyorlar.Tinerci yuvası oldular.Gelin parkları güzelleştirelim.Tekrar canlı hale getirelim.Onların parkına biz bakalım,yeni park yapmayalım.Bir belediye çay bahçesi işletirse bu kadar işletir.Çay bahçesi huzur hakkı almak için kuruluyor.Şirketler çalışmıyor,o şirketlerden başkanlar, müdürler huzur hakkı alıyor.O çay bahçesinden huzur alanlar için ben  bunu anlatınca, geriyorsun toplumu,deme diyorlar.Hepsini belgeleriyle biliyoruz.Biz dersimize çalıştık,çıktık.Onun için bize cevap veremiyorlar.Ben bu  dersimi çalıştım.Isparta’yı santim santim ne yapılabilir,ne eksiği var,ne yanlış yapılıyor biz bunu yaptık.

BEN BİR İŞİ YAPARSAM YA ADAM GİBİ YAPARIM, YA DA HİÇ YAPMAM
Ben bir işi yaparsam ya adam gibi yaparım, ya da hiç yapmam. Açık söyleyeyim. Biz parklarımızı güzelleştireceğiz. Belediyenin görevi park ,pastane  açmak değildir.Belediyenin görevi onların açılmasını sağlamaktır.Onları organize etmektir. Belediye şeftir. Belediye istihdam yaratmak zorundadır. Şeftir belediye, belediye yönetecek. Fuat Uyar’dan itibaren bu şehirde Isparta tanıtım günü yapılmamış biliyor musunuz? Düşünebiliyor musunuz? Tanıtmazsanız şehrinizi, kimse gelmez. Turizmi buraya getiremezsiniz. Bakın bir gül vadisi kuralım dedik. Böyle bir hayalim var. Şehir dışında yapacağız. Antalya’dan Konya’ya  günde 160 otobüs geçiyor. Hepsi yerli ve yabancı turist. Yani gelin bunları durduralım burada, bu adamların şehre girmesini beklemeyelim, biz durduralım. Şehir dışına bir gül vadisi yapalım. İçinde sineması olsun, gül suyu ve gül yağına müzesi olsun, İtalyan, İngiliz, Fransız, Isparta gülleri dikilsin buranın içerisine. İklimlendirme yapılsın. Gülü yalnızca Nisan’da görmesin insanlar, her ay orada görebilsinler diye iklimlendirme yapılsın. İçinde satış mağazaları olsun. Girsin insanlar hem üretimi görsün, hem gül ürünlerini alsın. Sağlı sollu Afyon gibi ışıklandıralım. Orada bizim üreticilerimiz arkada imalat yapıp, önde gül lokumu satabilsin. Otobüsleri orada durduralım. Bu otobüslere diyelim gelin size Isparta’yı gezdirelim. Gelin diyelim sizi rahmetli Süleyman Demirel’in müzesine götürelim, gelin size Etnografya Müzesi’ne gezdirelim diyelim. Bu turistleri burada durdurabiliriz. Yapabileceğimiz çok şey var. Yıllar evvel ben bunu bir valiye söylediğimde,’Bu otobüsler nereden geliyor’ dedi. Yıllar evvel sanki belediye başkanı olacakmışım gibi ben bunun hayalini kurdum ve anlattım. ’Yeni yoldan geliyor ‘dedim. ’Niye yeni yoldan geliyor ‘dedi.’Sayın valim orada radar yok’ deyince, hemen trafik şubeyi arayıp, oraya radar koydurdu. Yani bakın bizim bürokratımızın düşüncesi bu. Onun için sizden rica ediyorum, barodaki gibi genç demeyin dinamik bir adam seçin, bakın baroda yaptığımız hizmetlerin on katını yapabiliriz. Yıllarca benim işim yok, aşım yok, hastanede yer bulamıyorum, oda lazım diye benim kapımı çalanlar oldu inanın. Ben artık belediye başkanı olayım da, çare olayım diye mücadele ettim. Tek derdim size hizmet etmek. Eğer bu imkânı bana sağlarsanız. Güzel hizmetler yapacağım. Verdiğiniz oyları namusum gibi göreceğim, söz veriyorum. Ve hiçbir şekilde yüzünüzü kara çıkarmayacağım.’’/ Elif AKGÜL