Hepimizin hatırlayacağı gibi tamda hasat ortasında kamuoyunda ekmeğe zam konusu tartışılmaya başlandı. Maliyetlerin artışına dikkat çekilerek, ekmeğe zam istendi.

Konu hakkında biraz araştırma yaptık, kafa yorduk. Sektör içerisindeki dostlarımıza sorduk.

Dinar ve çevresinde 48 yıldır zahirecilik yapan ve aynı zamanda Dinar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olan Abdullah  Bağırkan ile görüştük. Konu hakkında görüşlerini aldık.

İkinci kuşak zahireci olan Abdullah Bey, 7 yaşındayken babasının yanında sefer tası taşıma ile başlayan meslek hayatında en önemli hususun buğday kalitesi olduğu belirtti. Buğday rekoltesi kadar, kalitesinin de çok iyi olması gerektiğine dikkat çeken Abdullah Bey, son yıllarda artarak devam eden buğday zararlısı ‘Süne’ canlısıyla mücadelenin önemli olduğuna vurgu yapıyor.

90’lı yıllarda devletin uçaklarla ‘Süne’ ile toplu ilaçlama yöntemiyle mücadele ettiğini belirten Abdullah Bey, sebze ve meyve alanlarının çoğalmasıyla birlikte toplu mücadeleden vazgeçildiğini ve çiftçilerin bireysel olarak mücadele yapmasına başlandığını söyledi. Tabi her çifti aynı özenle mücadele etmeyince de istenen sonuca ulaşılamadı. Çünkü maliyetli bir iş.Attığın taş vurduğun kuş misali pahalı bir mücadele. Sen süne için buğdayını ilaçladın ama komşu tarlanda ilaçlama yapılmadı. Seninki de boşa gidiyor.

Abdullah Bey; konunun ne kadar çok önemli olduğunu şu rakamlarla ifade ediyor. Bu sene Dinar, Dazkırı, Başmakçı, Evciler ve Kızılören İlçelerinde hasat edilen buğdayın % 90’nına yakınının yemlik olarak fabrikalar gittiğini söylüyor. Ve ekliyor; milli ekonomi açısından 15-20 milyon lira kayıp diyor. Buğdayın tam oluşması döneminde süne böcekleri tarafından nişastaları-özleri emilerek sadece kabukları kalmış. Kesinlikle un olmaz, sadece hayvansal yem diye de ekliyor.

Dinar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Abdullah Bağırkan, Polatlı’yı örnek gösteriyor. Çünkü bu sene en kaliteli ve verimli buğday Polatlı ve çevresinde yetiştirilmiş. En iyi un oradaki buğdaylardan elde edilmiş.

Sevgili dostlar aynı konuyu Isparta Ziraat Odası Başkanı Müslehattin Can Selçuk Beye de sorduk. Hemen-hemen benzer şikayetler ve aynı sıkıntılar.Buğdayın en fazla yetiştirildiği Şarkikaraağaç, Yalvaç, Gönen ve Keçiborlu İlçelerinde de süne zararı fazla. O nedenle vatandaş buğdaydan ziyade arpa ekimine yönelmiş. Çünkü arpada süne zararı buğday kadar değil.

Tabi konuyu tarım teşkilatı yetkililerine de sorduk. Tarım teşkilatındaki arkadaşlar ‘süne’ ile birlikte ‘trips’ zararlısından da bahsettiler. Her yıl olduğu gibi bu senede buğdayın başaklanma ve kardeşlenme dönemlerinde değişik bölgelerde sayımlar yapılmış. Bu sene kışın sıcak geçmesi nedeniyle süne böceğinde popülasyon artışı olmasına rağmensayım sonuçları genel olarak ilaçlama eşiğinin altında çıkmış. Önümüzdeki sene için daha dikkatli olunması gerektiğine dikkat çekiyorlar.Eylül ayında yapılan ekimlerde büyük oranlarda verim düşüklüğü yaşanmış.Çünkü iklimlerde kayma var. O nedenle Kasım ve Aralık aylarında ekim yapılması gerektiğini söylüyorlar. Yani bilimsel davranmakta fayda var.

Sevgili dostlar Türkiye’nin yıllık hububat üretimi ortalama olarak 20 milyon ton civarlarında oluyor. Tüketimi de aynı oranlarda. Yani ürettiğimizi tüketiyoruz. Bu senede aynı rekolteye yakın ürün bekleniyor. Ancak kalitede büyük düşüş var. Durum böyle olunca da ithalat kaçınılmaz oluyor. Bazen duyuyoruz ve;Aaaa Türkiye buğday mı ithal ediyor diye haklı olarak tepki veriyoruz ya. Evet, maalesef buğday ithal ediyoruz. İthalatın nedeni belli; süne ve trips böcekleri.

Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’nin deneyimi ve tecrübesiyle bu konuların üstesinden geleceğine yürekten inanıyorum. Gençliği ve dinamikliğiyle gece-gündüz demeden çalışıyor. Allah önce sağlık, sonra kolaylık versin.     

Çiftçi kardeşlerimiz için her şey inşallah daha iyi olur. Ve önümüzdeki yıllarda alın terlerini süne ve trips böcekleriyle üleşmek-paylaşmak zorunda kalmazlar.