Eski Turizm Bakanı Gürdal, "Allah Ispartalılara sayın Demirel'e 'hemşehrim' deme gurur ve onurunu yaşattı. Bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi" dedi.

Isparta'dan bir dönem, 1 dönem Bursa'dan, 2 dönem de Antalya'dan milletvekilliği yapan, eski Turizm Bakanlarından hemşehrimiz İbrahim Gürdal, Basın Kulübü'ne çok özel açıklamalarda bulundu. Şehrin Yüzleri'nin konuğu olan Eski Bakan Gürdal, Merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'le olan anılarını ve siyasi mücadelelerini anlattı.

Ispartalılar'ın Demirel'e 'hemşehrim' deme gurur ve onurunu yaşadığının altını çizen Gürdal, "bu herkese nasip olmayacak bir duygudur" dedi. 

ADALET PARTİSİ'NDE 2 DÖNEM GÖREV ALDI

1974 yılında mimar olarak mezun olduktan sonra dayısının sahibi olduğu Öz İnşaat'ta işe başladığını anlatan eski Turizm Bakanı Gürdal, hayatta hep idare edilen değil, idare eden olmayı arzuladığını söyledi. Gürdal, şöyle devam etti:

1974 yılında mimar olarak mezun olduktan sonra Isparta'ya geldim. Arkadaşlarım yabancı ülkelere giderken ben Öz İnşaatın sahibi olan dayımın yanına geldim. İdare edilen değil de eden olmak istedim. Sosyal faaliyetlerde bulunmaya başladım. Ispartaspor yönetiminde yer aldım. Adalet Partisi Merkez İlçe'de 2 dönem görev aldım. İlçe ikinci başkanlığı ve genel sekreterliği gibi görevlerde bulundum. Askerliğimi yaptıktan sonra yine Isparta'ya döndüm geldim. Türkiye 1980 yılında ihtilale maruz kaldı. Çoğu siyasetçiye yasak geldi. Rahmetli Şevket Demirel'e de il başkanı olduğu için yasak geldi. Askere gidip-geldiğim için bir görevim yoktu. 1980'de parti kurmaya teşebbüs ettik.

Ama Kenan Evren gibi bir adamın ihtilaline maruz kaldık. Ona rahmeti rahmen okuyamayacağım. Yaşadı ve gördü. Ölürken 'keşke yaşamasaydım da bu anı görmeseydim' dedi. Cenabı Allah yarına bırakıyor da kimsenin yanına bırakmıyor. 

DEMİREL'İN PARTİSİNİ BEKLEDİM

1983 yılında Büyük Türkiye Partisi'ni kurmak üzere görevlendirdim. Halbuki bana o günün şartlarında Rahmetli Özal'ın partisinden teklif geldi. Ama ben 'Demirel'in partisini bekliyorum' dedim. Neticede Demirel'in partisini kurmam konusunda 1983'da bana emir geldi. Sayın Demirel ile hemşehrilik bağımız vardı, bir de saygı-sevgi. Liyakatlı bir insandı. Ağzından çıkan her kelimenin bir neticesi ve o kelimeye tarih yaşatmış bir kişidir. Türkiye'de akan bütün suların önüne elektriği koymuş, sudan elektrik üretmiş, barajlar kralı olmuş bir insandı. Barajda su toplamak, leğende su toplamaya benzemez.  

'BIKMAYINIZ, BEZMEYİNİZ' DERDİ

1983'de Büyük Türkiye Partisi'ni kurarken o gün gece Kenan Evren partiyi kapattı. İyiki dosyaları Emniyet'e vermemişim. Üst kapağını değiştirdim. O sırada Süleyman beyi arkadaşları ile birlikte Zincirbozan'a hapse gönderdiler. Yolda giderken Doğru Yol Partisi'ni kurdu, emir geldi. Doğru Yol Partisi'ni kurdum ve Isparta'ya il başkanı oldum.

Bekledik. Bir gün Demirel'in Zincirbozan'dan çıkıp, gelmesini bekledik. Buradan Zincirbozan'a çok gider-gelirdim. 6 kez bu ülkeye Başbakanlık yapmış kişiye, yanımızda bir onbaşının huzurunda 'bir emriniz var mı efendim' derdim. Oradan 'bıkmayınız, korkmayınız, bezmeyiniz. İnanmışsanız mutlaka galip gelirsiniz. Git hemşehrilerime anlat İbrahim' derdi. Geldim, anlattım. 1987 yılında sayın Demirel ile birlikte mebus oldum. Sayın Demirel ile birlikte Ankara'ya gittik. 

'YARIN İÇİN YÜRÜYORUM'

29 Ekim kutlamaları için Atatürk'ün mozalesine yürüyen yolun başında toplandık. Önde Kenan Evren Cumhurbaşkanı. Arkasında Özel ve tayfası. Biz arkalardayız. Tam yürürken ben mırıldamdım. 'Bu kaderin içine tüküreyim' dedim. Sayın Demirel, 'neden mırıldanıyorsun' dedi. 'Kadere küfrediyorum' dedim. 'Önde Evren, arkasında Özel tayfası biz arkalardayız. Kadere meydan okuyorum. Küfrediyorum' dedim. 

'Kulağını ver bakalım bana' dedi ve ekledi: Bugün için değil, yarın için yürüyorum. 

GELECEĞİ, 10 YIL ÖNCESİNDEN GÖRMÜŞTÜ

Sene 1987. 29 Ekim. 10 yıl geçti. Sene 1997. 29 Ekim. Bir soğuk Ankara günü. Sayın Demirel paltosunu giymiş gelmiş. Misler gibi kokuyor, gözünün içi parlıyor. Demirel Cumhurbaşkanı, ben Turizm Bakanı. Dedi ki 'gel bakalım' O, 10 yıl sonrasını, 10 yıl önce gördü. 'İşte gördün mü bugün için yürüyorum'. Ne güzel bir Cumhuriyet. Seçimle geldik, seçimle gittik. Adil seçim. Ve ben kendi kurduğum partinin mutlu milletvekilliğini yaptım. Taki Özel rahmeti rahmana kavuşup, Demirel cumhurbaşkanlığına gidip, Tansu Çiller genel başkanı oluncaya kadar. Ben hiç desteklemedim. Tansu Çiller genel başkan oldu, başbakan oldu. Partinin de başına bela oldu. Biz de onun başbakanlığına Sayın Hüseyin Cindoruk liderliğinde ret oyu verdik. Kendi kurduğum partiye ret oyu verdim. En büyük acıyı yaşadım. Biz partiden atıldık. Sonradan gelenler 'bu gidenler bizden değildir' deyince herkes alkışladı. 

ÇİLLER, PARTİNİN BAŞINA BELA OLDU KURDUĞUM PARTİDEN KOVULDUM

Ben Isparta'dan ön seçime girdim. Hemşehrilerim beni 10. yaptı. Sayın Demirel beni Bursa'dan beni kontenjan milletvekilliğine koydu. İlk 3'ü alacaz da o zaman dördüncü sıradaki gelecek. Bursa mebusu oldum, partinin genel sekreter yardımcısı oldum Ama Çiller gelince beni partiden kovdular. Ben Mesut beyin yanına gittim, O da teklif etti.

Antalya'dan seçildim. 55.Hükümette Turizm Bakanı olmak nasip oldu. Bir faniye nasip olmayacak şeyler bana nasip oldu. 4 dönem milletvekilliği, 1 dönem bakanlık yaptım."