Deniz Çelik, Kişisel Gelişm Akademisi Öğrenci Koçu Aile Danışmanı&Sosyolog Deniz Çelik, bugün yapılacakTEOOG’la ilgili velileri uyararak öğrencilere bir takım tavsiyelerde bulundu.
    
Deniz Çelik, Kişisel Gelişm Akademisi Öğrenci Koçu Aile Danışmanı&Sosyolog Deniz Çelik, bugünyapılacakTEOOG’la ilgili bilgi ve tecrübelerini paylaştı. 
 
Kendisini tanıtarak sözlerinebaşlayan Çelik, “Öncelikle size kısaca kendimden bahsetmek istiyorum. İsim Deniz ÇELİK eğitim hayatımboyunca farklı okullarda okudum. 3 fakülte bitirdim. S.D.Ü fen edebiyat fakültesi sosyoloji bölümü, psikoloji ve işletme bölümlerindeden mezun oldum. Psikoloji ve aile terapistliği eğitimleri aldım. Çocukların ve gençlerin psikososyal gelişimleri ile ilgili araştırmalar yaptım ve tez yazdım. Dershane ve okullarda rehberlik ve psikolojik danışmanlık yaptım.Halen kendi ofisimde rehberlik ve psikolojik danışmanlık yapıyorum. Sürekli öğrencilerle birebir çalıştığım için onların hem okulda, hemde evde yaşadıkları sorunları, problemleri, kaygı ve korkularını çok iyi analiz ettiğimi ve çözdüğümü düşünüyorum. Benim de 17 yaşında lise son sınıfta öğrenim gören bir oğlum var, ergenlik sorunlarını ve başa çıkma yollarını bizzat kendimde yaşadım” dedi.

ÇELİK: ASLINDA KAYGININ PANZEHİRİ BİLGİDİR

TEOG’la ilgili konuşan Öğrenci Koçu Aile Danışmanı&Sosyolog Deniz Çelik, şu tavsiyelerde bulundu:
”Biliyorsunuz 23-24 Kasımda çocuklarınız TEOG sınavına girecekler. Sınava girecek bütün öğrenciler az yada çok  farklı düzeyde kaygı, endişe ve stres yaşarlar. Peki bu stresi yenmek için neler yapmalıyız. Hemen hemen her öğrenci sınav kaygısını hisseder. Ancak bazı öğrencilerin sınav döneminde yaşadıkları bu duygusal tepkiler, akademik performanslarını ciddi anlamda olumsuz yönde etkiler. Aslında kaygının panzehiri bilgidir. Ama bazen başarılı olmak için tekbaşına yeterli olmuyor, yoğun kaygı duyan öğrenciler, bilgi düzeyleri yüksek olmasına rağmen performanslarının tamamını sınavda  malesef gösteremiyorlar. Çünkü biliyor musunuz? Aşırı kaygı durumunda salgılanan adranalin hormonu bilgi transferini engelliyor. Birtakım fiziksel ortaya çıkmasına ve paniğe sebep oluyor. Yani kısaca söylemek gerekirse, başarıya giden yolda, öğrencinin bilgi düzeyi kadar, kaygı düzeyide önem taşıyor. Sınav kaygısı ders çalışmayı, zamanı verimli kullanmayı sınav anında bilgiyi kullanmayı, doğru karar verme sürecini etkiler, öğrencinin kendine olan güvenini azaltır. İşte bu noktada bende bugün sınav kaygısı ve stresle başa çıkma yolları ile ilgili size bilgi vermek istiyorum. Hepimizinde bildiği gibi sınav kaygısı sınavda başarıyı düşünen en önemli sebeplerden biri, çoğu zaman aileler sınavda başarısız olan çocuklarını ders çalışmamakla ve tembellikle suçlarlar AMA HERZAMAN SORUN BİLGİ EKSİKLİĞİ ve YETERSİZ ÇALIŞMA DEĞİLDİR. Sınava çok iyi hazırlanan denemelerde çok başarılı olan öğrencilerde, merkezi sınavlarda heyecan ve panik yaşayarak olumsuz sonuçlar alabilmektedir. İşte bu noktada çocukların kaygı düzeyini artıran Anne-baba davranışlarıyla ilgilide size bilgi vermek istiyorum.

                Bazen anne babalar çocuklarını daha fazla ders çalıştırabilmek için farklı uygulamalarda bulunurlar bunlardan bir tanesi 1- Çocuklarını başkaları ile kıyaslama 2- Sınav öncesi evde olağanüstü hal uygulama. 3- Sınav sonuçlarıyla ilgilenme, yanlışları irdeleme. 4- Kapasitesini kullanmıyor diyerek daha fazla çalışmasını beklemek. 5- Çocuğun sosyal faaliyetlerini ve ilgi alanlarını kısıtlama gibi uygulamalar. 6- Bu uygulamalar gencin sınavdan korkmasına ve sınav kaygısına yolaçmaktadır.
Ayrıca sınav kaygısı bazen GİZLİDE olabiliyor. Sevgili veliler Bilinç Düzeyinde ; sınavla ilgili korku ve heyecan yokken çocuğun bilinçaltındaki düşünceleri (Bu sınav çok önemli mutlaka başarmalıyım da diyebilir.)

GİZLİ YADA AÇIK SINAV KAYGISI

Psikometrik testlerle kolayca belirlenebilir. Çocuğunuzun Orta veya Ağır düzeyde bir sınav kaygısı yaşıyorsa , mutlaka bir uzmandan yardım almanız gerekir. Lütfen İhmal Etmeyin...
Girdiği bütün sınavlarda başarılı olmayı çocuğunuz emin olun sizden daha fazla istemektedir. Çocuğunuzun başarısını artırmak ve bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlamak için Anne babalarada bazı görevler düşmektedir.

Şimdi Size Altın Değerinde Önerilerde Bulunmak İstiyorum.
Çocuğunuzun ergenlik döneminde olduğunu lütfen unutmayın. Bu dönem oldukça çalkantılı ve sıkıntılı bir dönemdir. Çocuğunuza söylediğiniz herşeyi harfiyen, eksiklsiz gidip yapmasını beklemeyinlütfen, çocuklar söylediklerimizden çok yaptığımız davranışları örnek alır. Örn; ‘Git yavrum dersini çalış deyip’,oturup televizyon izlemeyin, sizde kitap okuyarak ona örnek olun.
Çocuğunuzun geleceği ile ilgili kaygı ve endişelerinizi çocuğunuzda hisseder, onun için öncelikle aileler kaygılarını azaltmaya çalışmalıdır. Gelecekle ilgili sürekli kaygı yaşayan insanlar bugünü yaşayamazlar. Bugünü kendilerine ve çocuklarına zehir ederler.
Beden dili ve ses tonu ile verdiğimiz mesajlara dikkat edin lütfen; Anne babalar bazen (Sınav bizim için önemli değil, canını sıkma, kafana takma) gibi önerilerde bulunurlarfakat yüzünüz asık ve kaygılı bir sesle söyleyince çocuk bunu anlar ve söylediklerimiz anlamlı olmaz.

Birtakım ailelerde en az şu kadar net yapmalısın! , Türkçe ve Matematiği full çıkarmalısın, başarılı olmalısın, dikkatli olmalısın, kendini derslerine vermelisin, bu sınavı mutlaka kazanmalısın gibi zorunluluk ifade eden cümleler kullanarak ( öğrencinin kaygısının artmasına sebep olurlar, mümkün olduğunca az kullanmaya çalışmalıyız.
Biliyorum çok zor ama öğrencilere sürekli ders çalış demek onların dersten soğumasına sebep oluyor, hatta bazı öğrenciler kendisi için değilde ailesi için ders çalışması gerektiğini düşünüp daha çok kaygı  duyuyor. Zaten dershanede ve okulda ders çalışması ile ilgili yeterince telkin alıyorlar.

-Negatif motivasyondan uzak durun. Bazı anne ve babalar motivasyonunu artırmak için ‘Bu gidişle sen asla kazanamazsın. Yata yata sınav kazanılmaz’ şeklinde konuşarak öğrencinin kendisini  başarısız ve değersiz hmesine sebep olur.

-Bazı ailelerde vardır ki; gereğinden fazla fedakarlık yaparlar ve bunları da çocuklarının yanında konuşurlar. Örneğin 1 yıl boyunca misafir kabul etmezler.
-Evde televizyon bile açılmaz.

Aileler bu şekilde çocukları için fedakarlık yaptıklarını düşünürler. Ama öğrenci bu durumu, ‘Ailenin bana yaptıklarının karşılığını vermeliğim’ şeklinde algılar ve kendini çok fazla baskı altında hisseder. Hatta birde yapılan fedakarlıklar zaman zaman çocuğa hatırlatıyorsa bu çocuğu ders çalışmaz hale bile getirebilir.

-Çocuğu sınava hazırlanan bazı aileler kendihayatlarını unutup çocukları için uğraşmaya başlarlar. Kendilerini bütün herşeyden soyutlarlar halbu ki hayatının her alanında sürekli sınavlarla iç içe yaşarız ve hayat bir sınav aslında. Mutlu ve huzurlu bir aile içinde yetişen çocuk girdiği her sınavda başarılı olur.

- Çoğunuzla ilgili beklentilerinizde lütfen gerçekçi olmaya çalışın. Her anne ve baba çocuğunun özel olduğunu düşünür. Ancak her öğrencinin güçlü ve zayıf yanları vardır. Beklentilerinizin ve çocuğunuzun yapabilecekleri uyumlu olursa çoğunuz daha az kaygı yaşar.Bu zor dönemlerinde çocuklarımıza her zamankinden daha fazla anlayışlı ve hoşgörülü olmalıyız.

Yüksek sınav kaygısı yaşayan öğrenci kendini daha çaresiz ve yalnız hissedebilir.Bu dönemde size ve çevresindeki insanlara daha tepkili ve tahammülsüz olabilir. Daha önce hiç kızmadıkları şeylere bugünlerde daha sert ve kırıcı tepkiler verebilir.Bu durumunu geçiçi olduğunu düşünerek onlara karşı (daha sevgi dolu) ve anlayışlı davranmalıyız.
Özellikle çocuğunuzu hiçbirzaman başka çocuklarla kıyaslamayın.

-Dayının kızı Fen Lisesi’ni kazandı.
-Arkadaşımın oğlu Anadolu Lisesi okuyor şeklinde kıyaslamalar yarardan daha çok zarar verir. Her birey ayrı bir kişiliktir.Özellikle ergenlik döneminde çocuklar oldukça hassas ve kırılgandır.Karşılaştırmalar onları derinden yaralar ve onu kıyasladığımız kişiden nefret etmesi dışında hiç bir yararı olmaz.Unutmayın ki çocuklarımız bizim herşeyimiz. Onların mutlu, sağlıklı ve başarılı bir geleceğe sahip olması bizim elimizde. Lütfen çocuklarımıza mutlu, huzurlu bir aile ortamı oluşturalım. Onların herşeyden çok bizim sevgi ve ilgimize ihtiyaçları var.Bunu onlara çok görmeyelim.Sık sık onlara sarılıp onları ne kadar çok sevdiğimizi söyleyelim.Çünkü sevgi, dolu bir ailede yetişen çocuğun okul başarısı da daha yüksek olur.Çocuklarımızın başarılı ya da başarısız olması tamamen bizim elimizde.Lütfen onları geleceğe güvenle bakan,özgüveni yüksek bireyler olarak yetiştirmeye özen gösterelim.”