DİK DUR EĞİLME, BU MİLLET SENİNLE…

Dünyada paraya egemen olan güçler, yani emperyalistler hepsi hepsi 80-90 kadar zengin aile. Bunların tümü aynı ülkeden aileler değil. Ama çoğu Yahudi ve Hrıstiyan aileler. Kendileri hakkında tek bildiğimiz şey, dünyadaki dolaşan ve işlem gören paraya kendileri dışında hükmedecek başka aktörler kesinlikle istemiyorlar. Amerikan dolarını bastıkları halde Amerikalı olmayan bu aileler. Hangi ulustan olursanız olun, hangi ırktan olursanız olun, hangi zenginlikte olursanız olun, hangi siyasi güce sahip olursanız olun bu egemen aileler sizi paranın etrafına kesinlikle yaklaştırmıyorlar.

Amerikan başkanlarına suikast düzenleyenler, dünyanın çeşitli yerlerindeki savaşları başlatanlar ve bitirenler, ekonomik krizleri devreye sokanlar, darbeleri finanse edenler kendi çıkarları için istedikleri ülkede karışıklık çıkaranlar, borsa ve dövizlerde her türlü manipülasyonları çıkaranlar yani gerçek provokatörler hep bu zengin aileler veya bunların maşası olmuş, taşeronu olmuş, oyuncağı olmuş diğer bedbaht güçler ve gruplar.

Bunların adını yazarak konuyu dağıtmayalım. Ama şu tespiti yaparak Ispartalı hemşerilerimizi de bilgilendirelim istedik: Artık bu ailelerin varlıkları ve isimleri dünya üzerinde de açıktan zikredilmeye başladı. Ve varlıkları da inkar edilmiyor. Ta ki kendileri hakkında belgeseller yayınlanmaya bile başladı. 

Bu durum bu ailelerde ufak bir telaşa sebep olsa da, aslında pek de umursanmıyor. Zira çevirdikleri dolapları hiç bir yerde kayıt altına almıyor ve imza atmıyorlar. Casus filmlerindeki gibi, yaptıkları ortaya çıkmaya başlayınca, yalan ve dolan sistemleri otomatik olarak kendi kendini imha ediyor ve katiyen deşifre olmuyorlar. Bu zengin para baronlarından Amerika başta olmak üzere, Rusya da şikayetçi, Çin de şikayetçi, Japonya da şikayetçi, Almanya, Brezilya ve gelişmekte olan ülkelerin başında gelen Türkiye ve bütün ülkeler de şikayetçi.

Başkanlık seçimlerini öne alarak bugünleri önceden gören başkanımız Tayyip beyin ferasetini takdir etmemek elde değil. Allaha şükür başkanlık seçimi geride kaldı. Türk milleti sağ duyusunu ortaya koyarak tercihini Reisten yana kullandı. 

Artık Türkiye olarak bu egemenlerin istediği profilde bir ülke yok ortada. Dünyaya “dünya beşten büyüktür” diyen bir ülke var. Zalimlere “one minute” diyen, Birleşmiş milletlerde emperyal güçlere karşı birlik oluşturabilen bir ülke var. Dünya mazlumlarının da hamisi olan bir ülke var. Ortada bu cesarette başka bir ülke ve başka bir lider de yok. Zaten Putin hariç diğer liderlerin hepsi Tayyip başkanımızın yanında ya çömez ya da çırak kalıyorlar. Ancak, bu yeni dünya düzeni: “artık oyunda ben de varım” diyen, mahallenin yeni abisi Tayyip beyi de çok da rahat kabullenmeyecekler. Zira bu düzen kurtlar sofrası. Bu oyunda en ufak bir ayak sürçmesinde yeni yetme veya tecrübeli olsa bile herkes çiğ çiğ yenilmeye aday.

Peki, olay bu boyutta iken şu soruyu sormak lazım: Tayyip başkan bu işi nasıl dengeleyebilecek ve bu kurt kapanından nasıl kurtulacak? Yıllar önce işletme ve ekonomi okuduğumuz yıllarda bazı hocalarımız bu egemen düzenin varlığından bizleri haberdar etmişlerdi. Bazı hocalarımız ise bu egemen düzene şehir efsanesi kabilinden yaklaşıyordu. Yıllar geçip de bu günlere geldiğimizde anlıyoruz ki, bu egemenler Osmanlı torunu olan bizleri, yeni dünya düzeninde pek de gönüllü olarak masaya kabul etmeyecekler.

Masada olabilmek için yürek lazım. Bir olmak lazım. Diri olmak lazım. Kararlı olmak lazım. Risk almak lazım. Egemen güçlere karşı diğer ülkelerle dayanışma ve kaynaşma içinde olmak lazım. Koltuk temasını, dirsek temasını bırakmamak lazım. Yani çok çalışmak lazım.

Tayyip bey global dünya ile emperyal sermaye ile, uluslararası koşullarda mücadele ederken biz de Isparta olarak kendi çapımızda üzerimize düşen rolü oynamak zorundayız.  Zira Isparta orta ölçekte bir şehir ve sanayisi büyük illerle boy ölçüşecek bir şehir de değil. Ama kendi çapında üreten de bir sanayimiz var. Sanayicilerimiz ülkenin başına musallat edilmeye çalışılan bu krizde nerede duracaklarını bilmeleri gerek. Zira biliyoruz ki, bu krizler ilk değildir. Son da olmayacaktır. Ama bu asil millet ilelebet inşallah baki kalacaktır. Dünya mazlumları ve mağdurlarının hamisi ve abisi olmaya devam edecektir. Çünkü bu tavır, damarlarımızdaki asil kanda her daim var olmuştur ve var olacaktır. Kalın sağlıcakla...

İsmail TANIŞMAN